15 YIL TANRI VE ATEİZM | 1
Tanrıların nasıl oluştuğunu öğrenmek için farklı kültürler içinde bulundum, inandıkları tanrıların ortak noktası yoksulu seven ve yardım eden diye anlatılır. Bulunduğum topluluklar içinde başka tanrılardan bahsettiğimde, anlattığım tanrının masal olduğunu ve kendi tanrılarının gerçek olduğunu savunuyorlardı, binlerce yıl önce yaşanmış tanrılardan bahsettiğimde, insanların bu tanrıları yarattığını anlatırlardı. Tanrı gerçekliğini savunan kişi, küçük yaşlarda bilinç altına verilmiş ya da tanrıyı savunarak yaşamını sağlayan kişilerdi.
Dünya üzerinde ateist olanların sayısı her geçen gün artmaktadır. İnsanların bilimsel gerçekliği kabul etmesi kolay olurken tanrı masalı küçük yaşlarda çocuklara bilinç altlarına yerleştirilir. Tanrı gerçekliği doğru olduğunu zannettiğinden gençlik yıllarına geldiğinde bilimsel gerçeklik ile tanışır. Bilimsel gerçekliği kabul etmeyenler ya da bilinç altlarına yerleştirilen tanrı masalı, aile ve çevre etkisiyle bunu gerçeklik olarak yaşamaya başlar. Bu şekilde yaşam sürenler bilimsel gerçekliği anlamaları için iki sebep vardır.
1-Umut ve korku duyguları kullanılarak yaratılan tanrı ve tanrılar bu gerçekliği kabul edenler yaşamları boyunca mutlu oldukları anı tanrıdan geldiğine inanırlar, kötü olayları tanrının yarattığı şeytana bağlarlar, gülünç olan, başlarına gelen kötü olayları tanrıdan geldiğine inanmazlar. Tanrı gerçekliğine inananlar yaşadıkları kötü olayları aracı olmadan ( şeytan ), yoksulluğunun sebebi tanrıdan olduğuna inandıklarında tanrının bir masal olduğunu kolayca anlarlar.
2- Tanrı gerçekliğini kabul ederek yoksul hayat sürenler yaşadıkları hayatdan kurtulmak için tanrıdan mucize bekler. Tanrı mucizesi hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğinden ellerinde masalın parçası olan cennet kalır. Tanrı mucizesini anlatanlar masalı süsleyenlerdir. Bütün tanrıların mucizeleri neredeyse tamamı yoksulun kurtulduğu yaşamı anlatılır, komik olan dünya üzerinde yoksul sayısı artmaktadır, bu gerçekliği anlayanlar bilimsel gerçekliği kabul edenlerdir.
Bir tanrıya inanıyorsanız başka tanrıları ve beraberinde yazılan kitapları, ibadet şekillerini incelediğinizde masallarında nasıl oluştuğunu görebilirsiniz. Bir tanrı insanlar üzerinde etkisini kaybettiğinde yerine başka tanrı gelmiştir. Bu günümüze kadar bu şekilde gelmiştir, yüzlerce tanrı örnekleri verebiliriz. Tanrıları yaratanlar insanlardan başkası değildir.
On beş yıl boyunca yaşanan gerçek bir hayat hikayesi kaleme alınmıştır. Bu tamamen gerçek olan ve halâ hayatda olan kişinin yazdığı günlüktür. Kişinin ismi ve yerleri değiştirilmiştir. Hayata zar zor tutunan insanların ve yoksullar üzerinde tanrıların nasıl etki yarattığını anlamış olurken, tanrıların da neden yaratıldığını da anlamış oluruz.
Barış Anadolu'nun kırsal alanında yaşayan yirmi bir yaşında bir gençtir, anne ve babasını altı yaşında iken trafik kazasında kaybetmiştir, Barış’ı köylüler büyütmüştür. Barış’ın evi köyün üst tarafında taştan üç odalı tek katlı bir evdi, evde bir sobası, tahtadan yaptığı bir divanı, pencereler ise naylon ile kaplıydı, yağmur yağdığında evin içine yağar, kışınsa evde durulacak bir hali yoktu. Dört tane de koyun köpeği vardır, köpekler Barış’ın bakışlarıyla ne demek istediğini anlar. Barış’ın anne ve babası çobanlık yapmışlardır, Barış da aynı mesleği devam ettirerek köylülerin koyunlarını çobanlık yaparak geçimini sağlardı. Kışları bazı yabancılar gelerek kurtlara verici takarlar, Barış onlara kurtları yakalamalarında yardımcı olurdu, çobanlığı sayesinde bütün bölgeyi çok iyi bilirdi, askerlik görevini yaptıktan sonra köyüne gelerek çobanlığa devam etmiştir. Barış’ı bütün köylüler çok sever, dürüstlüğüne ve sözüne güvenirlerdi, yardım severliğiyle bilinir, koyunlarını hiç tereddüt etmeden Barış’a teslim ederlerdi. Köylüler Barış’ın çobanlık yaptığı yıllar içerisinde çok büyük kazançlar elde etmiş ve sürülerini çoğaltmışlardır.
Askerden geleli üç ay olmuştu. Barış’ın tek isteği evinin çatısını yaptırmak ev eşyalarını almak ve güzel bir evi olmasını isterdi. Aralık ayının ilk cumasıydı, Barış evinden çıkarak cuma namazına gitti, cuma namazı kılındıktan sonra muhtar köylüleri camide toplanmasını istedi, muhtar köylülere:
- Arkadaşlar bildiğiniz üzere Barış vatani görevini yaptı, yıllardır rahmetli babası da dahil koyunlarımıza güvenle baktılar, Barış’ı kendi çocuğum gibi sever ve güvenirim, artık Barış’ın da evlenme zamanı geldi bu nedenle Barış’a sahip çıkarak bir yuva kurmasını sağlayalım.
Köylüler muhtarın sözlerine katıldılar ve hak verdiler. Barış hiç beklemediği bu sözler karşısında çok duygulanır ve şaşkınlığını gizleyemez, gözleri dolar.
Muhtar:
- Ben derim ki bu baharın koyunlarımızın ikiz olanlarından birisi Barış’ın olsun, bu sayede Barış’ında bir sürüsü olur, yıllardır üç beş kuruşa koyunlarımıza en iyi şekilde hizmet etti, bence bizim verebileceğimiz en güzel hediye de bu olacaktır.
Köylüler muhtarın bu sözünü onaylayarak Barış’ı tebrik ederler, bütün köylü Barış’ı çok sevdiği için muhtarın bu fikrini destekler. Barış hiç beklemediği bu sözleri duyduğu andan itibaren bir sürüsü olacağını ve evini tamir ettireceği için daha çok kendine güvenir, Barış yaylaları ve koyunları düşünüp mutluluktan uçarak evine gider, evinin damlamayan bir odasında sobaya odun atarak çay bırakır o kadar mutludur ki hayeller kurarak çayı demlemeden uyur. Sabah kalktığında bunun bir rüya mı gerçek mi olduğunu anlayamaz, kahvaltı bile yapmadan muhtarın evine koşar, muhtarın evine geldiğinde kapıyı açar.
Diğer sayfalar:
[2] ►
[2] ►