Dinler, inanışlar, mitolojiler özellikle yaşanılan coğrafya, o coğrafyadaki canlılardan ve iklimlerden esinlenilerek oluştuğundan ve Eskimoların yaşam alanlarının da büyük kısmını buz,soğuk,su oluşturduğundan mitleri bu yönde oluşmuştur. Dünyanın kuzgunun ve balinanın bedeninden dünyanın yaratıldığına inanan Eskimo'lar ayrıca insan ruhu ve tabiatın içinde olduğu en yüce varlık olarak "Sila" adındaki her şeyi birbirine bağlayan göksel bir güce inanmaktaydılar. Bu inanıştan dolayı bir canlının bir diğer canlı için gerekli olduğuna da inanırlardı.
Babasının zoruyla bir balıkçı ile evlendirilen genç kız Sedna, kocasının bir kuzgun olduğunu görünce göz yaşlarına boğulur, öyle çok ağlar ki babası istemeyerek te olsa kızını teknesine geri alır. Bunun üzerine kuzgun onları takip ederek saldırır ve Sedna'yı denize düşürür. Sedna denizde mücadele verip tutunmaya yer ararken babasının olduğu kanoya tutunur, bu sırada onu istemeyen babası kızının parmaklarını keser. Parmakları kesilince kanoya tutunamayan Sedna acılar içinde denizin dibine batar ve derinlere battıkça bir ruha dönüşür, bu dönüşüm sırasında babasının kestiği parmakları ise foklara ve balinalara dönüşür. Adlivun diye anılan, ölülerin gittiği yer altı dünyasında Tanrıça olarak hüküm sürmeye başlayan Sedna, yaşadıklarından dolayı öfke ile doludur. Ay mekanı ve Adlivun'a gidecek ruhları bir sonraki yolculuklarına hazırlar. Bu ruhlar, huzur ve mutluluğun olduğu Ay mekanına (cennet tasviri gibi) gitmeden önce Adlivun denen yere giderek günahlarından arınırlar.
Sedna'nın bu öyküsünün çok benzer olsa da bazı yönlerden üsttekinden farklı olan, bir öyküsü daha vardır;
Diğer mitde ise babası ile yaşayan Sedna, erkeklerden çok fazla evlenme teklifi alan güzel bir kızmış fakat ona teklifte bulunan erkeklere zalimce davranmayı sever ve bundan hoşlanırmış. Yakışıklı bir avcıya tutulduğu gün, onu geri çevirememiş. Aşık olan Sedna babasına haber vermeden bu yakışıklı avcı ile çok uzaklara gitmiş fakat mutlulukları pek uzun sürmemiş. Aşık olduğu avcının gündüzleri insan biçimine giren martı benzeri büyük bir kuşun hayaleti olduğunu öğrenince yaşadığı korku ve şaşkınlık onun aşkını nefrete dönüştürmüş. Gece ağlarken kendisini arayan babasının sesini duyan kız, doğruca dışarı çıkıp babasının kucağına atlamış. Baba kızını kayığına alıp kaçmaya koyulmuş, fakat gece denizde çok güçlü bir fırtına kopmuş. Bu sırada azgın dalgalar "Sedna'yı bize ver" diye haykırmaya başlarken baba "hayır, vermem" diye karşılık vermiş. Fakat kayığın alabora olacağını anladığında korkuya kapılan baba, ayı kürküne sardığı kızını denize fırlatmış. Sedna dibe doğru yol alırken sular sakinleşmiş ve fırtına dinmiş.
Yıllar sonra, hayatını pişmanlıkla devam ettiren babasının balık tuttuğu bir gün, tam azgın dalgalar, babasını ve gemisini denizin dibine çekmişken baba denizin diplerinden kendine gülümseyen kızını görmüş. Kaybolan ruhların kraliçesi olan kızı, yanında kocası avcı ile birlikte durmaktaymış. Babasını affettiğini söyleyen Sedna, ona kendi ülkesinden bir yer vermiş.
Bu mit, ve Tanrıça Sedna, Efterklang'ın bir şarkısına bile konu olmuştur:
Your ways
tipping me over
darkest woman
taking all
your ways
taking me over
bottom talked to the hook
ı'll let him
ı'll fall
you spend the night
without love
your ways
tipping me over
all living is
taking me over
there's a true sin
calling for the night
all living is
taking me over
there's a true sin
calling for the night
gotta love what you said
stop taking me over
forgot what it means to apologize
sedna looked at the sea
all your love it starts slow
lonely where it's calling for the close
and your ways...