HABERLER
Dini Haber
Zerdüştlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zerdüştlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

EHRİMEN VE AHURA MAZDA

Yazan: A.Kara

ZERDÜŞT YARATILIŞ MİTOLOJİSİ

Ahura Mazda ve Angra Mainyu, Zerdüştlüğün zıtlık öğretisindeki iki ana tanrıdır. Ahura Mazda bu dinin yüce tanrısı iken Angra Mainyu yani Ahriman (Ehrimen) kötü, yıkıcı ruhtur. Angra Mainyu veya Ahriman, Zerdüştlükteki "yıkıcı / kötü ruhun" özünün adı iken Spenta Mainyu "kutsal / yaratıcı ruhlar / zihniyet"tir ve bunlar doğrudan Zerdüştlüğün en yüksek tanrısı Ahura Mazda'nın adı-sıfatıdır. Fakat aynı zamanda hem Angra Mainyu hem de Spenta Mainyu, Ahura Mazda'nın eserleri olarak kabul edilir.

Ahura Mazda'nın izlerini Zerdüşt dinini benimsemiş topluluklardan olan Sasaniler'in kaya kabartmalarına işlediği tasvirlerde görmek mümkündür. Öte yandan Angra Mainyu sanat eserlerinde nadiren tasvir edilmiştir.

Ahura Mazda, Ormuz, Ormız, Ormus, Hormuz, Hormus, Hurmus, Hürmüz gibi çeşitli şekillerde yazılır veya söylenir. Avesta dilinden çevrilen bu tanrının adı "Bilginin Efendisi" anlamına gelir. Öte yandan adı Yıkıcı Ruh anlamına gelen Ehrimen'in ana lakabı "Yalan" anlamına gelen "Druj" dur. Burada da zıtlık ilkesi karşımıza çıkar. Çünkü Ehrimen'in yalan olan lakabına karşılık Ahura Mazda'nın lakabı "Gerçek" olarak tercüme edilen "Aşa (Asha)"dır. Bu nedenle Zerdüştlükteki bu iki güç doğrudan veya dolaylı olarak birbirlerine karşıdırlar.

Zerdüştlüğe dair inanış ve mitleri anlatmaya devam ederken unutmamanızı istediğim şey şudur ki, Zerdüştlük İslam'dan, İbrahimi dinlerden çok daha eski bir dindir ve bu dindeki birçok inanış çeşitli yollarla İbrahimi dinlere geçmiştir.

Ahura Mazda ve Angra Mainyu'nun birbirleriyle nasıl ilişkili olduklarına dair birkaç farklı açıklama vardır. Bu versiyonlardan biri Zerdüştlüğün kurucusu Zerdüşt tarafından yazıldığına inanılan 17 Avesta ilahisi Gatalar'da yer alır. Gatalar, Avesta'da toplanan kutsal dörtlüklerdir. Eski İran dini Zerdüştçülük ile ilgili günümüze ulaşan tek belgedir. MÖ 14. veya 13. yüzyılda yazıldığı ve yaklaşık MS 7. yüzyılda düzenlenerek Avesta'ya dahil edildiği düşünülmektedir.

Gatalar'da yazdığına göre Vohu Manah adlı bir ruh Zerdüşt'ün önünde belirir ve ona geleneksel İran kültlerinin kanlı kurban ayinlerine karşı çıkmasını ayrıca fakirlere yardım etmesini emreder. Vohu Menah "İyi Niyetli", "İyi Amaçlı" gibi anlamlara gelir. Bu vahiyci ruhun İslam'daki karşılığı Cebrail'dir.

Zerdüşt ilk başta farkında olmasa da daha sonra bu ruhun Ahura Mazda tarafından gönderildiğini öğrenir. Bunun ardından Zerdüşt, Ahura Mazda'nın dünyayı, içindeki her şeyi ve insanları yarattığını, evrenin geri kalan kısmının ise "Kutsal Ölümsüzler" anlamına gelen diğer altı Amesha Spenta tarafından yaratıldığını vaaz etmeye başlar. [2] Yani bazılarının zannettiği gibi Zerdüştlük tek tanrılı bir din değildir.

Evren bu iyi ruhlar tarafından yaratılır fakat mevcut düzen "kötü ruhlar" (daevalar) yüzünden tehdit altındadır. Böylece iyi ve kötü ruhlar ebedi savaşa başlarlar ve insanların hangi tarafa destek olacağına karar vermesi gerekir. Zerdüşt'ün öğretilerine göre eğer insanlar ruhların bu savaşında iyi ruhları desteklerlerse Ahura Mazda'nın kaçınılmaz zaferi hız kazanacaktı.

Peki Zerdüşt dini mensupları bu iyi ruhları nasıl destekleyeceklerdi? Onları desteklemenin yolu yalan söylememek, fakirlere yardım etmek, kurban vermek ve ateş kültü gibi yollardı.

Zerdüşt, zamanın sonu geldiğinde bir Son Yargı olacağını açıklar. Tüm insanlar dar bir köprüden geçecek (İslam'a sırat köprüsü olarak geçmiştir) ve Spenta Mainyu tarafından yargılanacaktır. İnanışa göre kötü ruhların destekçileri "En Kötü Varoluş" adı verilen büyük bir ateş çukuruna düşerken, Ahura Mazda'nın takipçileri Cennet'in Zerdüşt varyantı olan "En İyi Amaçlı Ev" e gideceklerdir.

Zerdüşt, Gatalar'da Ahura Mazda'nın baş düşmanı olan kötü güçten Angra Mainyu olarak değil de   "Yalan" olarak bahseder. Bazıları Zerdüşt'ün oldukça uzun olan 17 Gata'da, Angra Mainyu'dan bahsetmek için yeterli fırsatı olduğunu söyler. Fakat Zerdüşt, ilahileri boyunca tutarlı bir şekilde “Yalan” dan bahsetmiştir. Bu nedenle Angra Mainyu'nun Zerdüşt'ün orijinal öğretilerinin bir parçası olup olamayacağı da tartışılan bir konudur.

Diğer taraftan "Angra Mainyu" adının antik bir isim olduğunu belirtenler de vardır. Akademisyenlerin görüşüne göre Zerdüşt, Kötü ruh Angra Mainyu'yu daha soyut bir kavram olan "Yalan" ile değiştirerek takipçileri arasında daha büyük oranda kişisel sorumluluk hissi yaratmaya çalışıyordu.

Ahura Mazda ve Angra Mainyu ile ilgili bir başka kaynak Partça yazılmış olan Bundahişnih metinleridir. "İlk Yaratılış" anlamına gelen bu eser Pehlevi alfabesiyle yazılmıştır ve Zerdüşt'ün kozmogoni ve kozmolojisini anlatmaktadır. Bundahişnih'de Ahura Mazda ve Angra Mainyu sonsuza kadar var olmuşlar gibi görünürler ancak bir boşlukla ayrılmışlardır.

Angra Mainyu, Ahura Mazda'ya saldırmaya başladığında yaratma süreci başlar. İşte Dünya da Ahura Mazda'nın Ehrimen'i yenebileceği bir savaş alanı olarak yaratılır. 9.000 yıl sürmesi gereken bu savaşın 6.000 yıl süren Zerdüşt'ün ortaya çıkışıyla Ahura Mazda'nın zaferi ile sona ereceğine inanılır. Son 3.000 yıl boyunca Ahura Mazda ve Angra Mainyu eşit düzeyde savaşacaktır ve inanışa göre "gerçek" yani "Ahura Mazda" galip gelecektir.

Bundahişnih'deki anlatımlarla ilgili sorunlardan biri Ahura Mazda ve Angra Mainyu'nun kökenlerinin tartışılmamasıdır, bu konu hakkında söz edilmemesidir. Çünkü eğer Ahriman'ın doğrudan Ahura Mazda'nın düşmanı olmadığı versiyon reddedilirse bu bir sorun teşkil edecektir. Bundahişnih, Ahura Mazda ve Angra Mainyu'yu doğrudan zıt güçler olarak sunduğundan kökenlerinin ne olduğu sorusu gündeme gelmişti. Bu durum Zerdüştlüğün bir dalı olan Zurvanizm'in gelişmesine yol açtı.

Peki Zurvanizm nedir? Kısaca değinmek gerekirse Zerdüştlüğün günümüzde inananı olmayan, eski kollarından biridir ve zamanı esas alır. Onlara göre Zerdüştlerin tanrısı Ahura Mazda ve onun karşıt gücü Ehrimen'i yaratan güç Zurvan'dır. Yani ilk yaratıcı odur. Adının anlamı ise "zaman" dır. Zerdüştlüğün özünü bozduğu düşünüldüğünden Zurvani Zerdüştler kınanmış ve sapkın ilan edilmişlerdir.

Zerdüştler kötü bir ruh olduğundan Angra Mainyu'ya tapmıyor öte yandan Ahura Mazda iyi ruh olarak görüldüğünden ona tapılıyordu. Bu durum Zerdüştlükteki başlıca ibadet eylemi olan Yasna töreninde de görülür. Avesta'nın birinci ve en eski bölümü olan Yasna, Zerdüşt özdeyişlerinden oluşmuştur. Zerdüşt inancının temel ilkelerini ve ibadetlerini açıklar. 72 bölümden oluşur ve Zerdüşt'e ithaf edilen Gatalar ile Ahura Mazda'ya kurban verilirken okunacak duaları içerir. Aynı zamanda törenlerde okunacak dini özdeyişleri, ilahileri, tapınma şekillerini, adakları, ibadetlerin başında okuması gereken metinleri kapsar. [1]

Yasna töreninin esas yönü "haoma"dır.; Yani ölümsüzlüğün kutsal içeceği hazırlanması ve tüketilmesi. Bu ayini öyle herkes yapamaz. Sadece nitelikli din adamları bu ritüeli gerçekleştirebilir ve her günün sabahı yapılması gerekir. Sıradan insanların ayinin yapıldığı kutsal alana girmesi yasaktır.

Bu törende iyi ruhlar töreninin yapıldığı kutsal alana davet edilirler. Bunlardan ilk davet edilen Ahura Mazda'dır. Ardından ise kutsal ölümsüzler yani Ameşa (Amesha) Spenta ve bir dizi başka iyi ruh davet edilir. Bu davet, törende okunan Yasna'daki belirli ayetler aracılığı ile gerçekleşirdi. Bu ayin sırasında Ahura Mazda'nın görkemli saflığının büyüdüğüne ve Yasna törenini yöneten rahip aracılığıyla parladığına inanılır. [7][8]

Ahura Mazda'ya tapınmanın başka bir yolu da Afringan ayinidir. Ayinin amacı dünyaya bahşettiği iyilik için Ahura Mazda'ya övgüler sunmaktır. Ek olarak bu törende Ahura Mazda'dan Zerdüştleri daha fazla kutsaması talep edilir. Ahura Mazda'ya meyve, yumurta, su, süt, üç bardak şarap ve sekiz çiçekle kaplı tepsi gibi teklifler sunulur. Bunlar onun insanlık üzerindeki kutsamalarını simgelemek için kullanılır.

Fakat Zerdüştlerin sayısı o kadar azalmıştır ki birçoğu artık halka açık törenlere erişemiyor. Bu nedenle günümüz Zerdüştleri için bu halka açık ritüellerin yerini her takipçinin bireysel olarak Ahura Mazda'yı andığı dualar almıştır. Bu duaların en dikkate değerlerinden biri "Ahuna Vairya" duasıdır. En kutsal Zerdüşt duası olarak kabul edilir. Çünkü inanışa göre bunlar, 9.000 yıllık savaşın başında, kötü güç Angra Mainyu'yu bastırmak için Ahura Mazda'nın bizzat kendisi tarafından kullanıldığına inanılan sözlerdir.

Ahura Mazda, Ahuna Vairya duasının yardımıyla düşmanını 3.000 yıl perişan etmiştir.  Bu dua Hristiyanlıktaki Rab'bin Duası ile de karşılaştırılır.

Zerdüştler Ahura Mazda'yı dünyanın yaratıcısı olarak gördüğü için onu her şeyde hatırlamaları gerekir. Buna insanın fiziksel ve zihinsel sağlığını da dahildir. Çünkü kişinin fiziksel ve zihinsel sağlığına özen göstermesi, yaratıcıları olan Ahura Mazda'yı onurlandırmanın yollarından biridir.

Ahura Mazda, tutarlı olmasa da çağlar boyunca sanatta tasvir edilmiştir. Örneğin Ahameniş dönemindeki Pers hükümdarları Zerdüşt olmamalarına rağmen Ahura Mazda'ya tapıyorlardı. [3] Ahura Mazda'dan pek çok Ahameniş metninde bahsedilmiştir [4] ki bunlardan en meşhuru "Behistun Yazıtı"dır. Bu yazıtta Pers Kralı I. Darius “Bana bu imparatorluğu Ahura Mazda bahşetti. Bu imparatorluğu kazanana kadar bana yardım etti; O'nun lütfuyla bu imparatorluğu elimde tutuyorum” demiştir.

Fakat Ahura Mazda'ya yapılan bu tarz metinsel referanslara rağmen Ahamenişlerin bu tanrıyı nadiren tasvir etmiş gibi görünmektedir. Bu durum Herodot gibi eski yazarlar tarafından da not edilmiş ve mevcut arkeolojik kanıtlarla desteklenmiştir. Herodot, Ahameniş ordularında beyaz atların çektiği boş bir arabanın bulundurulması geleneğinden bahseder. Bu savaş arabasının Perslerin yüce tanrısı için kutsal olduğu sanılıyordu. Savaş arabasının temsil ettiği yüce tanrının Ahura Mazda olması daha olasıdır fakat Herodot'a göre bu tanrı Zeus'dur.

Ahura Mazda'nın görünümüne ilişkin bilinen en eski referans, Ahameniş imparatoru II. Artaserhas'ın 39. yılında (yaklaşık MÖ 365), dönemin Lidya sömürge yöneticisinin bir tanrı heykeli diktiğini anlatan metinde bulunur. [5] Metinler bir Yunan tarafından yazıldığı için, tanrı, kanun koyucu "Zeus" olarak anılıyordu fakat muhtemelen yine Ahura Mazda'dan söz ediyordu.

Sasaniler döneminde de Ahura Mazda bir süre tasvir edilmeye devam etmiştir. Bu tasvirlerden en bilineni Sasani krallarının yatırımlarını tasvir eden kaya kabartmalarıdır. Bunlara bir örnek, MS 3. yüzyılda oluşturulan Nakş-ı Rüstem'deki I. Ardeşir ile ilgili olan Atama Kabartmasıdır (Rölyef). Bu rölyefte solda Ardeşir, sağda ise Ahura Mazda tasvir edilmiştir. Her iki figür de at sırtındadır ve tanrı, Sasani kralına hükümdarlığının meşrulaştırılmasını simgeleyen krallık halkasını (taç-yüzük) sunarken resmedilmiştir.
Ayrıca son Part hükümdarı olan IV. Erdevân ve Angra Mainyu'nun cesetleri atların toynakları altında kalacak şekilde tasvir edilmiştir. Bu da kralın ve onun tanrılarının zaferini simgelemektedir. 

Görüşler Sasaniler'in resmetmeye karşı olmasından dolayı Ahura Mazda'yı tasvir etmekten uzak durdukları yönündedir. [6] Bununla birlikte bunun tanrıya ibadet için geçerli olduğu ve kaya kabartmalarının dini nitelik taşımaması nedeniyle üzerlerinde tanrının tasvir edilmesine izin verildiği düşünülmektedir. Her halükarda zaman geçtikçe Zerdüştlükteki Ahura Mazda da dahil olmak üzere tanrıların insani betimlemelerini reddetmek-yasaklamak yaygın hale gelmişti.

HIZIR & İLYAS VE HIDIRELLEZ

Hazırlayan: A.Kara

HIZIR & İLYAS VE HIDIRELLEZ

Hızır (ٱلْخَضِر‎) "Yeşil" demektir. Kur'an'da geçmese de rivayetlerde yer alan ve türlü toplumlarda görünen mitolojik bir karakterdir. Kehf suresinin 65 ve 82.ayetleri arasında Musa ile birlikte yolculuk eden kişinin Hızır olduğu söylense de Kur'an'da böyle bir açıklama yoktur.

Hızır'ın ölümsüzlük suyundan içtiği için ölüp yeniden dirilebildiği ve yeşil giydiği düşünüldüğünde doğayı simgelediği açıktır. Hızır Ata'da denen bu karakterin havada dolaştığına, su üzerinde yürüdüğüne, kılıktan kılığa girebildiğine, doğadaki canlıları yönetebildiğine dair inanışlar vardır. 

Taberi Hızır ile İlyas'ın eşit olduğunu ve her yıl gerçekleşen mevsim kutlamalarında buluştuklarını, hatta Hızır'ın Pers, İlyas'ın Yahudi olduğunu söyler. [1]

İşte İlyas ve Hızır'ın buluştuğu gün Hıdırellez olarak bilinir. Hıdırellez Miladi takvime göre 6 Mayıs, Jülyen takvimine göre 23 Nisan'da kutlanır ve birçok antik toplumda olduğu gibi yılın ikiye bölündüğü görülür. 5 Mayıs gecesi artık kışın bittiği ve sıcaklıklarla birlikte bolluk ve bereketin artacağına inanılırdı. Bu yüzden 6 Mayıs ile 7 Kasım arası Hızır, yani yaz günleri iken 8 Kasım ile 5 Mayıs arası Kasım, yani kış günleridir. [2]

Hızır ve İlyas'ın buluşmaları anlatımı 2.Krallar, 2.Bab'da İlya'nın bir dulun içecek ve yiyeceklerini 3 yıl boyunca tükenmez kılması ve ölen oğlunu diriltmesi anlatımında da görülür. Bu anlatıda göğe yükselirken İlya'nın düşen cüppesini Elişa alır.
Elişa bu cüppe sayesinde kısırlığa neden olan bir su kaynağını iyileştirir, dulun yağının çoğalmasını sağlar. Şunemli bir kadının ölü oğlunu diriltir, misafirlerin tümünü elindeki somunu çoğaltarak doyurur.
İşte bu cüppe anlatıları da İslam kaynaklarındaki Hızır'ın cüppesi ile örtüşür. 

İslam'ın İran''da yayıldığı süre boyunca Hızır'ın yerini birçok figürün aldığı görülür. Bunlardan biri Anahita adlı kadın figürdür. Yezd şehrindeki en popüler tapınak Anahita'ya adanmıştır. Zerdüştler arasında, Yezd'e giden Zerdüşt hacılar için altı pirin en önemlisi "Yeşil Tapınak"tır. İsmi bu tapınağın etrafında büyüyen yeşil bitkilerden gelmektedir. [3] Burası hala ziyaret edilen ve İran'da yaşayan günümüz Zerdüştleri için en kutsal yerlerden olan bir tapınaktır. [4]

Her yıl 14–18 Haziran tarihleri ​​arasında İran, Hindistan ve diğer ülkelerden binlerce Zerdüşt bu tapınağa adanmış ve kutsal baharı içerdiğine inandıkları mağaraya ibadet etmek için Yezd'e hac yolculuğu yapıyor. İbadet edenler dölleyici yağmur ve doğanın yeşillenmesi, canlanması için dua ederler.

Hindistan'ın belirli bölgelerinde Hızır, kuyu ve akarsuların nehir ruhu olan Hızır Hoca olarak da bilinir. Büyük İskender'in maceralarının yazıldığı Sikandar-nama'da Hızır'dan ölümsüzlük kuyusuna başkanlık eden ve hem Hindular hem de Müslümanlar tarafından saygı gören aziz olarak bahsedilir. [5]

Bazı Aleviler Hızır bayramından (Hıdırellez) önceki gün kavrulmuş buğdaydan un yaparlar. Hızır'ın izlerini görebilmek için bunu mutfakta bir yerde saklarlar. Ertesi gün un üzerinde bazı işaretler görürlerse Hızır oraya bolluk ve bereket getirmek için geldiğini düşünürler. Daha sonra Kömbe veya Gömbe denilen bir çeşit kek pişirirler. [6][7]
Bu gelenek muhtemelen Osiris, Adonis, Dionysos, Melkart ve Mitra gibi ölmekte olan Antik Yakın Doğu tanrılarının mitoloji ve ritüellerinden doğmuştur. Tahılın una dönüştürülürken izlediği süreç ise tanrının yakılmasını, yani ölümünü simgelemektedir. [8]

ZERDÜŞT'ÜN KIYAMET KEHANETİ : KUYRUKLU YILDIZ

Yazan: A.Kara
din,A, Zerdüştlük, Zerdüşt,Zerdüştlükte kıyamet,Kıyamet anlatımı,Zerdüşt'ün kıyamet kehaneti,Comet Gochihr,Zerdüştlük ve Hristiyanlık,İncil'de kıyamet,Zerdüştlükte mesih,Saoshyant,Mesih hikayesi

ZERDÜŞTLERİN KIYAMET KEHANETİ İLE VAHİY KİTABI KIYAMETİNİN BENZERLİĞİ
Zerdüşt'e göre Gochihr adlı bir kuyruklu yıldız Dünya'ya çarptığı zaman dünyanın sonu gelecek. Zerdüştlük dininin peygamberi Zerdüşt'ün kıyamet gününe dair tahmini ve İncil Vahiy Kitabı'nda açıklanan Ahir Zaman Süreci şaşırtıcı şekilde benzerdir. Bu iki anlatım sanki aynı olaydan bahsediyor gibi.

ZERDÜŞT KİMDİR?
Zerdüştlük gezegendeki en eski dinlerden biri olarak kabul edilir. Zarathustra olarak da bilinen kurucusu Zerdüşt 628 yılında doğan eski bir Pers peygamberiydi ve MÖ 550'de öldüğüne inanılıyor.

Zerdüştlerin kökenleri ve hatta orijinal öğretileri günümüzde kaybedilmekte veya gizlenmekte fakat korunan bilgilere dayanarak en azından Zerdüşt ve inancı hakkında bazı şeyler biliyoruz.

Doğu İran’da yaşadı ve kendisini hakikati vaaz etmeye adayan Zerdüşt, Akil Efendisi Ahura Mazda'dan emir (görüş) aldığını söyledi. Işık Tanrısı Ahura Mazda ve kötülük ilkesi Ahriman arasında devam eden kozmik esas hakkındaki öğretileri ona birçok takipçi kazandırdı.

Zerdüşt insanların iyiyle kötüyü arasında seçme gücüne sahip olduğunu belirtti.

Öğretilerine göre hepimizin manevi bir seçimi vardı. Aša'yı (ilahi olan gerçeği) kabul edebilir ve druj'u (cehalet ve kaosa yol açan yalanları) reddedebilirsiniz diyordu. Anlatılara göre Zerdüşt takipçilerini iyi düşünceler düşünmeye, güzel sözler söylemeye ve başkaları için iyi işler yapmaya teşvik etti

Onun takipçileri binlerce yıldan fazla bir süredir öğretilerini diğer kuşaklara aktardılar. Ardından Zerdüşt'ün tecrübe ve bilgileri yazılarak Avesta olarak bilinen kutsal yazıya dahil edildi, ancak bundan yalnızca birkaç kopya yapıldı.

Ne yazık ki, Araplar, Moğollar ve biz Türklerin müteakip saldırılarında eski yazılar kayboldu veya yok edildi. Şuan var olan en eski kopya 1323’ten kalmadır.

ZERDÜŞT'ÜN KUYRUKLU YILDIZ KEHANETİ
Zerdüşt Gochir kuyruklu yıldızının bir gün dünyaya çarpacağını söyledi ancak olayın kesin bir tarihini vermedi. Bu gerçekleştiğinde, "ateş ve ışık halkası" bütün metalleri ve mineralleri eritecek ve dünyayı yakıp kavuracak. Ortaya çıkan metalin kaynar seli bir nehir gibi yeryüzünden akacak. Cehennemden serbest bırakılmış olan kötü ruhlar insanların içinden geçecek. Kötüler günahlarından arınacak ama iyi olan insanlar sanki ılık sütün içinden geçiyor gibi hissedecekler.

Bunun en ayrıntılı açıklaması Bundahişnih'in 30. bölümünde bulunur.

İncil, Vahiy 8:8-9 da şöyle diyor:
"İkinci melek borazanını çaldı. Alev alev yanan, dağ gibi büyük bir kütle denize atıldı. Denizin üçte biri kana dönüştü. Denizdeki yaratıkların üçte biri öldü, gemilerin üçte biri yok oldu."

Gatha'lar adlı Zerdüşt metinlerinde Zerdüşt Dünyanın Kurtarıcısı Saoshyant'ın gelip kana susamış ve kötü insanların zulmünü durduracağını, dünyayı yenileyeceğini ve ölümü sona erdireceğini ortaya koymaktadır.

Bu anlatı Hristiyanlık ve İslamiyet'teki İsa'nın geri geleceğini anlatan bölümlere de oldukça benziyor.

Ayrıca Zerdüşt'lükteki bu felaketin Bundahişnih 30'daki anlatımı ve İncil, Vahiy 8:8-9'daki anlatımlara ek olarak Kur'an'da kıyamet için bir göktaşı-yıldız anlatımı bulunmasa da hadisler doğrultusunda inanılan kıyamet alametlerinden biri "Yemen'den ateş çıkması"dır ve bu "insanları mahşer yerine süren ateş" olarak anlatılır. Bu hadis kısmen Zerdüştlükteki kıyamet kehanetinden türemiş olabilir.

Zerdüştlerin inanışlarının bir şekilde İbrahimi dinlerin içine de girdiği, etkilediği (aslında Pers uygulaması olan 5 vakit namaz gibi) birçok bölümde olduğu gibi burada da görünüyor. Ayrıca İsa'da tıpkı Zerdüşt gibi başının arkasındaki bir güneş ile resmediliyordu.

YARATILIŞ DESTANLARI

Hazırlayan: A.Kara


YAHUDİ & HRİSTİYAN VE İSLAMİ İNANÇTA YARATILIŞ
Yahudi Torah ve Hristiyan İncil'in ilk kitabı olan "Yaratılış", her ikisi de bugünün Yahudi, Hristiyan ve İslami inançları tarafından dünyanın yaratılışı olarak kabul edilen iki asal öykü içerir. İlkinde, Tanrı, "Işık olsun," der ve ışık olur. Altı gün içinde, gök, toprak, bitkiler, güneş ve ay, hayvanlar ve insanlar dahil tüm canlıları yaratır. Tanrı hepsine "Verimli ol" der. Yedinci günde, Tanrı dinlenir, eserlerini tasarlar ve iyi bir değerlendirme yapar. İkinci hikayede ise Tanrı dünyadaki ilk adam olan Adem'i yaratır. Onun yaşaması için Adem'e bir bahçe yapar, ama “İyi ve Kötü Bilginin Ağacı” ndan meyve yemesini yasaklar. Adem hayvanları isimlendirir ama kendisi yalnızlık çekmektedir. Tanrı Adem'i anestezi altına alır ve kaburgalarından biri ile ilk kadın Eve'yi (Havva) yaratır. Konuşan bir yılan Havva'yı yasak meyveyi yemeye ikna eder ve aynı şekilde Havva'da Adem'i yemesi için ikna eder. Tanrı onların yasak meyveden yediklerini anladığında, onları bahçeden dışarı sürer ve insanı ölümlü yapar.

YUNANLAR VE TİTANLARI
İlk Yunan şairleri evrenin doğumuna dair çeşitli yazılar çıkardılar. En iyi korunan "Hesiod's Theogony"dir. Bu ilahide, Gaia da (ana toprak) dahil olmak üzere ilkel başlangıçtaki kaostan en eski tanrılar gelir. Gaia kendini korumak için Uranüs'ü, gökyüzünü yarattı. Sonra  Zeus'un şimşeklerini, 50 kafası ve 100 eli olan canavarları, tepe gözlü Cyclopslar (Kiklops) da dahil olmak üzere tuhaf bir tanrı ve canavarlar topluluğu oluşturdular. Sonra gelen tanrılar ise Titanlar olarak biliniyordular. Onlar 6 oğul ve 6 kızdı. Uranüs, canavar çocuklarını hor gördü, onları yeryüzünün iç kısmı, bağırsakları olan Tartarus'a hapsetti. Öfkeli Gaia büyük bir orak yaptı ve en küçük oğlu Kronos'a talimatlar verdi. Bir sonraki seferde Uranüs Gaia ile birleşmek için ortaya çıktığında, Kronos ortaya çıktı ve babasının genital organını kesti. Uranüs'ün kanı ve haşere bitlerinin düştüğü yerde, daha fazla canavar, dev ve hiddet ortaya çıktı. Kutsal testisler tarafından kanlanan deniz köpüğünden tanrıça Afrodit geldi. Daha sonra Kronos, gelecek nesil tanrıları olan Zeus ve Olimposluların babası olur.

HİNDU KOZMONOLOJİSİNİN BRAHMA İLE BULUŞMASI
Hindu kozmolojisi, yaratılışın birçok efsanesini barındırır ve asıl oyuncular yüzyıllar boyunca yükselmiş ve önem kazanmıştır. En eski Vedik metni, Rig Veda, 1000 başı, gözleri ve ayakları olan devasa bir varlığa sahip Purusha'yı anlatır. Yeryüzünü bir örtü gibi sarıyordu. Tanrılar Puruşa'yı kurban ettiğinde, onun vücudu, kuşları ve hayvanları yaratan arıtılmış tereyağını üretti. Vücut parçaları dünya elementlerine, tanrı Agni, Vayu ve Indra'ya dönüştü. Ayrıca, Hindu toplumundaki kast sistemindeki 4 kast onun bedeninden yaratıldı: Rahipler, savaşçılar, genel halk ve hizmetkârlar. Tarihsel olarak daha sonra, Brahma (yaratıcı), Vişnu (koruyucu) ve Şiva (yok edici) üçlüsü önem kazanmıştır. Brahma, uyuyan Vishnu'nun göbeğinden filizlenen bir nilüferde görülür. Brahma, bu günlerden birinde ya da 4.32 milyar yıl süren zaman zarfında evreni yaratır. Sonra Şiva evreni yok eder ve döngü yeniden başlar (kolay gelsin).

JAPON ADASI
Tanrılar ilkel okyanusun üzerinde yüzen köprünün üzerinde duran, iki kutsal kardeş olan erkek kardeş İzanagi ve kızkardeşi İzanami'yi yarattılar. Tanrının mücevherli mızraklarını kullanarak, Onogoro'nun ilk adasını çaldılar. Adadan sonra İzanagi ve İzanami evlendi fakat çocukları sakat doğdu. Tanrılar onları bir protokol ihlali üzerine suçladı. Evlilik ayini sırasında ilk önce kadın, yani Izanami konuşmuştu. Evlilik ayinlerini doğru bir şekilde yapan tanrılar birleşti ve daha fazla tanrı ile Japonya'nın adalarını ürettiler. Ancak ateş tanrısı Kagutsuchi-no-Kami'nin doğumu sırasında Izanami öldü. Üzüntüden sarsılan İzanagi, onu ölülerin ülkesi Yomi'ye kadar takip etti fakat Yomi'nin yemeğini yedikten sonra geri dönemedi. İzanagi aniden İzanami'nin ayrışan bedenini görünce çok korkmuş ve kaçmıştı. Izanami çıldırdı, onu çirkin bir kadın olarak takip etti. Izanagi dikkatini dağıtmak için ona kişisel eşyalarını fırlattı. Yomi'nin mağara girişinden kaçarak, onu bir kaya ile engelledi, böylece hayatı ölümden kalıcı olarak ayırdı. (Hades ile Persephone gibi, değil mi?)
[Adem ile Havva'ya benzer hikaye, ataerkil düzen örneği]

ÇİN, ORTA KRALLIK
Yin ve yang'ın karşıt kuvvetlerini içeren, zamansız boşluk içinde yüzen kozmik bir yumurta vardı. Kuluçkadan sonra, ilk var olan Pan-gu ortaya çıktı. Yumurtanın ağır parçaları "yin aşağı doğru sürüklenerek yeryüzünü oluşturdu. Daha hafif parçalar "yang" gökyüzünü oluşturmak için yükseldi. Pan-gu, parçaların yeniden şekillenmesinden korkuyor, yeryüzünde durup gökyüzünü tutuyordu. Gökyüzü 30.000 mil yüksekliğe ulaşana kadar 18.000 yıl boyunca günde 10 metre büyüdü. Çalışması tamamlandığında ise öldü. Onun parçaları, hayvanlar, hava durumu fenomenleri veya göksel bedenler olsun, evrenin unsurlarına dönüştü. Bazıları onun üzerindeki pirelerin insanlara dönüştüğünü söyledi ama başka bir açıklama daha var:
Tanrıça Nuwa yalnızdı, bu yüzden Sarı Nehir'in çamurunu yoğurarak insanı çamurdan yarattı. Yarattığı ilk insanlar onu sevindirdi fakat yaratmak uzun sürmüştü. Bu yüzden yeryüzüne çamurlu damlacıklar attı, her biri yeni bir insan oldu. Bu aceleyle yapılmış insanlar normal halk, daha önce çamurdan yoğurarak yarattığı insanlar ise soylular oldular.
[Görüldüğü üzere İslam henüz yokken, çamurdan, balçıktan insan yapma hikayeleri çok farklı toplumlarda zaten mevcuttu. Bir diğer örneği Prometheus'un çömlekçi tezgahında insanı yaratmasıdır. Ayrıca yine Tanrıça Nuwa, tıpkı Allah gibi, insanı bilinmek istediği için yaratmıştır.]

AZTEKLER
Azteklerin toprak annesi Coatlicue ("yılanların etekleri"), insanların kalplerinden ve ellerinden  kolyesi olan ve isminden de anlaşılacağı gibi yılanlardan oluşan etek giyen korkunç bir tanrıça şeklinde tasvir edilmiştir. Hikayeye göre Coatlicue bir obsidyen bıçağı tarafından döllendikten sonra ayın tanrıçası Coyolxauhqui'yi ve güney gökyüzünün yıldızları olan 400 oğulu doğurdu. Daha sonra, Coatlicue gökyüzünden düşen, öldürücü, tüylü topları bulup onları beline yerleştirdi ve bu tüylü toplar tekrar hamile kalmasına neden oldu. Coyolxauhqui ve erkek kardeşleri annelerinin anormal hamileliği karşısında şok oldular ve öfke ile annelerine karşı döndüler. Bununla birlikte, Coatlique'nin içindeki çocuk savaş ve güneş tanrısı Huitzilopochtli, rahmin içinde tamamen büyümüştü ve zırhlıydı (ot sarmanın zararları). Sonra o Coyolxauhqui'ye saldırdı ve onu bir ateşin yardımıyla öldürdü. Kafasını kesip gökyüzüne fırlattı ve o bir aya dönüştü.
[Tanrıçanın 2. hamile kalma hikayesi bir nevi Meryem-İsa hikayesi gibi.]

ANTİK MISIR'IN RUHLARI
Eski Mısırlıların birkaç yaratılış efsanesi vardı. Her şey, Nu'nun (ya da Nun'un) dönen, kaotik sularıyla başlar. Atum kendini var olmaya itti ve bir tepe yarattı, aksi halde onun durması için bir alan olmazdı. Atum cinsiyetsizdi ve her şeyi gören bir göze sahipti. Hava tanrısı olan oğlu Shu'yu tükürdü. Atum daha sonra nem tanrıçası olan kızı Tefnut'u kustu. Shu ve Tefnut, Geb, yeryüzünü, gökyüzünü ve kabuklu yemişi yarattılar. İlk önce dolaşıkdılar, ancak Geb, kabuklu yemişi üstünden kaldırdı. Yavaş yavaş dünyanın formu düzenlendi ama Shu ve Tefnut kalan karanlıkta kayboldular. Atum her şeyi gören gözünü çıkardı ve onları aramaya gönderdi. Shu ve Tefnut göz sayesinde geri döndüğünde Atum neşeyle ağladı. Gözyaşları yeryüzüne çarptığında ise insanlar ortaya çıktı.

BABİL NEHİRLERİ
Babil yaratılış efsanesi Enuma Eliş, su tanrıları Apsu (tatlı su) ve Tiamat (tuzlu su) ile başlar ve birkaç nesil tanrılar ortaya çıkarır ve Ea'ya ve birçok kardeşine yol açar. Ancak bu genç tanrılar, Apsu ve Tiamat'ın uyuyamayacağı kadar gürültü yaptılar (İstanbul'da site hayatı). Apsu onları öldürmek için plan yaptı ama Ea'nın erken davranarak Apsu'yu derin uykuya daldırdı.

Mummu Apsu'yu uyandırmaya çalıştı ama başaramadı - Ea Apsu'nun halesini aldı ve kendisi taktı, Apsu'yu öldürerek Mummu'yu zincirledi. Apsu, Ea'nın ve eşi Damkina'nın mesken yeri oldu. Ea ve Damkina, Apsu'nun kalbinde Marduk'u yarattı. Marduk'un ihtişamı Ea'yı ve diğer tanrıları aştı ve Ea ona "Oğlum, Güneş" dedi.

Tiamat intikam sözü vererek Çılgın, kuduz köpek ve akrep adam dahil olmak üzere birçok canavar yarattı. Silahlarını bir rüzgar gibi kullanan Marduk, Tiamat'ın boğazına kötü bir rüzgar fırlatıp onu etkisiz hale getirdi ve kalbine fırlattığı tek bir okla onu öldürdü. Tiamat'ın vücudunu ikiye bölerek onu göğü ve yeri yaratmak için kullandı. Daha sonra ise tanrılara hizmet etmesi için insanı yarattı.

ESKİ İRAN DİNİ: ZERDÜŞTLÜK
Orta Pers döneminin yaratılışı anlatan antik metinleri Bundahishn, Tanrı Ahura Mazda tarafından yaratılan dünyayı anlatır. Büyük dağ Alburz, 800 yıl boyunca gökyüzüne değene kadar büyür. Bu noktadan sonra yağmur yağar, Vourukasha denizi ve iki büyük nehir doğar. İlk hayvan olan beyaz boğa, Veh Rod nehrinin kıyısında yaşıyordu. Ancak, kötü ruh Angra Mainyu onu öldürdü.
Öldürülen boğanın tohumu aya taşınarak arıtıldı ve birçok hayvan ile bitkiler yaratıldı. Nehrin karşısında güneş gibi parlak ilk adam Gayomard yaşıyordu fakat Angra Mainyu onuda onu öldürdü. Güneş onun tohumunu kırk yıl boyunca saflaştırdı ve sonra ondan bir ravent bitkisini filizlendirdi. Bu bitki ilk faniler olan Mashya ve Mashyanag'a dönüştü. Bu sefer Angra Mainyu onları öldürmedi fakat onları kendine ibadet etmeleri için kandırdı. 50 yıl sonra ikiz doğurdular ama günahlarından dolayı ikizleri yediler. Çok uzun bir süre sonra iki tane daha ikiz doğdu ve onlardan tüm insanlar geldi (özellikle de Persler).

İSKANDİNAV TANRILARININ ÇEKİCİ
Kaslı, geniş göğüslü tanrılar ve etli butlu tanrıçaları ile İskandinavya ve Cermen ülkelerinin eski dinleri, hem güreş hem de ağır metal müziğin hayranları için yaratılmış efsaneler barındırır. Slav efsanelerine göre, Dünya (Midgard) 'dan önce, ateş kılıcı Surt tarafından korunan ateşli bir toprak olan Muspell vardı; Büyük bir boşluk Ginnungagap, ve donmuş buz kaplı bir toprak olan Niflheim. Niflheim'ın soğuğu Muspell'in sıcağına dokunduğunda meydana gelen inanılmaz çözülmeden dev "Ymir" ve devasa bir inek olan Audhumla ortaya çıktı. Sonra inek tanrı Bor'u ve karısını varoluşa yaladı. Çift, Odin, Vili ve Ve adında üç oğlu olan Buri'yi doğurdu. Buri'nin oğulları dev Ymir'i öldürdü ve onun bedeninden dünyayı yarattılar. Kemiklerinden dağları, saçlarından ağaçları, kanından ise deniz, göl ve nehirleri yarattılar. Sonra tanrılar Ymir'in oyulmuş kafatasının içinde yıldızlı gökleri yarattı.

ZERDÜŞTLÜK VE İSLAM

Yazan: Kirpi
din, islamiyet, K, Zerdüştlük, Zerdüştlük ve İslam, İslamiyet'in Zerdüştlükten alıntıları, Zerdüşt İslam benzerliği, Zerdüşt ve Muhammed'in michracı, Kıble, Ölümden sonra sorgu, Vahiy meleği,

ZERDÜŞTLÜK VE İSLAM, BİR ELMANIN İKİ TARAFI


Zerdüştlük günümüzden 3500 yıl önce Zerdüşt tarafından yaratılmıştır. İran'da kurulan bu din M.O 6 yüzyıldan M.S 7 yüzyıla kadar 3 büyük Pers İmparatorluğunun dini olmuştur. Dünyanın en eski tek tanrılı vahiy dinidir. Bu dinin ortaya çıktığı topraklar İran olmasına rağmen günümüzde İran'da yaklaşık 30 bin kadar Zerdüşt kalmıştır. Müslümanların İran'ı işgalinden ve İslam'ın bu topraklarda hakim olmasından sonra Zerdüştlerin büyük bir kısmı Hindistan'a irtica etmek zorunda kalmıştır ve coğrafi kökenleri nedeniyle bu insanlara Persi denilmiştir. Zerdüştlük Budizm gibi felsefi tarafı ön planda olan bir dindir. Diğer bazı dinlerde olduğu gibi bu dininde temelinde iyilik ve kötülüğün savaşı vardır ve iman etmiş her bir insanın iyilik için savaşması gerekir. Zerdüştlük dininde Tanrı olarak Ahura Mazda Kabul (Aklin Efendisi) edilir ve kötülüğün simgesi olan Ehriman'la savaşır. Tabi diğer tüm dinlerde olduğu gibi bu dinde de insanlarla tanrı arasında bir olumlu Tanrı (vasıta) var ki onunda ismi Zerdüşt Espantaman'dır. Bu anlattıklarım şimdiden İslam ile aynı görünmeye başladı değil mi? Baş tanrı olarak Allah, kötülüğün simgesi Şeytan ve Allah'la insanlar arasındaki vasıta Muhammed. Ama benzerlikler bunla da sınırlı değil.

Zerdüştlükte ve İslam'da yaratılış hikayesi
Zerdüştlükte dünyanın «altı evrede» yaratıldığına inanılır(Kuranda tıpkı Zerdüştlük gibi evrenin altı günde yaratıldığını söylüyor) "Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da işleri yerli yerince idare ederek arşa istiva eden Allah'dır." (Yunus suresi 3.ayet) Ve insanoğlunun tarihini(geçmişini ve geleceğini) tasvir ederken dört döneme bölüyor. Birinci dönemde iyilik ve kötülük ortaya çıkar(Allah'ın insanı yaratıp kendini belli etmesi ve Habil Kabil formatında iyiliği kötülüğü ayırt etmesi gibi), ikinci dönemde dünya karanlığa felaketler ve kötülüklere bürünür (Lut kavmi gibi günahkar kavimlerin olması ve Nuh tufanı gibi felaketlerin bas vermesi), üçüncü dönemde iyilik ve kötülük savaşında iyilik kazanır (iyi olan Muhammed'in kötü olan Mekke'li müşriklerle savaşı gibi) ve Zerdüşt halklara doğruyu ve adaleti gösterir (tıpkı Muhammed'in insanlara İmanın yolunu öğretmesi gibi), dördüncü dönemde ise her tür kötülük ve karanlık kayıp olacak (tıpkı kurtarıcı Mehdinin peyda olup kötülüğü yok etmesi ve İslam'ı yer yüzünde tek din haline getirmesi gibi). Ne kadar çok benziyor değil mi? Oysa benzerlikler bununla bitmiyor.

Zerdüştlükte ve İslam'da inanç sistemi
Çoğu insan Zerdüştlerin «ATEŞE» taptığını düşünür. Oysa bu doğru bir bilgi değildir. Zerdüştler de Müslümanlar gibi Tek Tanrıya inanırlardı. Ateşi Tanrı Ahura Mazda'nın fiziksel bir yansıması olarak kabul ederlerdi. Müslümanlar buna TECELLİ der. Allah'ın yarattıkları yoluyla insanlara görünmesi ve insanlarla konuşması. Bunun örnekleri Kur'an'da da var. Misal Musa peygamberin Allah'la bir ağaç vasıtasıyla konuşması. Kur'an'da bu olay şöyle anlatılır.

"Böylece oraya geldiği zaman vadinin sağ tarafından, mübarek yerdeki ağaçtan nida edildi: "Ey Musa! Muhakkak ki Ben, âlemlerin Rabbi Allah’ım." KASAS 30

Gördüğünüz gibi Zerdüştlerin ateşi Allah'ın tecellisi olarak görmesi hiç de yanlış değil. Kuran'a göre de Allah yarattığı nesnelerde tecelli edebilir (görüne-konuşabilir).

Zerdüşt peygamber ve Muhammed'in miracı
Rivayete göre Zerdüşt yanına bir grup müridini de alarak Belh'e gitmiştir. Yolda karşılarına çıkan Gaitya nehrini Zerdüşt'ün gösterdiği mucize ile yürüyerek geçmişlerdir. (Musa'nın denizi ikiye ayırmasına ne kadarda benziyor değil mi?) Daha sonra Avaital gölü yakınlarında 45 günlük bir ibadetin sonunda Miraca çıkmıştır. Zerdüşt, Vahumenah isimli vahiy meleği (İslam'daki ismiyle Cebrail) ile ve başkalarıyla görüşerek tanrı Ahura Mazda'nın yanına çıkmıştır. İyi bakın Muhammed'in Miraca çıkarak meleklerle ve kendisinden önceki peygamberlerle görüştükten sonra Allah'ın huzuruna çıkmasına ne kadar da benziyor değil mi?

"Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir."  (İsra suresi 1.ayet)

“O (peygamber), Cebrail’i bir başka inişinde de görmüştü. Sidretü’l- Müntehâ’nın yanında. Ki Cennet’ül-Me’va da onun yanındadır. O zaman ki, o Sidre’yi bürüyen bürüyordu. Gözü kaymadı ve sınırı aşmadı. Andolsun o, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını gördü.” (Necm, 13-18)

İslam dünyasının neredeyse tümü Muhammed'in Miraca çıkıp Allah'la görüştüğünü kabul eder. Örnek kaynak göstermek lazımsa: Taberi, Camiu’l-Beyan fi Te’vili’l-Kur’an, c: 11, s: 519; Fahru’r-Razi, et-Tefsiru’l-Kebir, Beyrut, 1999, c: 10, s: 246; Ebu Hayyan, el-Bahru’l-Muhit fi’t-Tefsir, Beyrut, 1992, c:10, s:14; Kurtubi, el-Cami’ li Ahkami’l-Kur’an, Beyrut,1988, c: 17, s: 65; Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, c: 7, s: 297

Muhammed'in Miraç (Allah'la görüşme) olayı Hadis kitaplarında da geçer ve sahih(şüphesiz doğru) hadisler sayılır. (Ahmed, I, 285; Heysemî, I, 78) (Müslim, Îman, 292)

Zerdüştlükte ve İslam'da iyilik-kötülük kavramları
Zerdüştlük inancına göre her insanın yaptığı iyilik ve kötülük onun kitabına yazılır. Bu da İslam'ın amel defteri kavramıyla (iyiliği ve kötülüğü yazan melekler) aynıdır. İslam'a göre de insanın sağ ve sol taraflarında birer tane melek bulunur. Sağ tarafındaki melek iyi şeyleri, sol tarafındaki melek kötü şeyleri yazar:
"İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında onu gözetleyen, dediklerini zapt eden bir melek bulunmasın." (Kâf, 17-18) Zerdüştlük dinine göre kötülük yapan kötü ruh ile birlikte olur (İslam'a göre şeytan) iyilik yapan ise Ahura Mazda'nın (Müslümanlarda Allah) tarafına geçmiş olur. Ne kadarda benziyor değil mi?

Zerdüşt'lükte ve İslam'da ölümden sonra sorgu
Tıpkı İslam inanışında olduğu gibi Zerdüştlük dininde de insanların öldükten sonra bir muhakemeye tabi tutulacaklarına inanılıyordu. İnanca göre insan ölümünden sonra Çinvat isimli bir köprüden geçer ve bu köprüden geçerken de sorgulanır. İslam dininin Sırat köprüsüne çok benzedi biliyorum.

"Cehennem üzerine Sırat köprüsü kurulur. Buradan ümmetiyle ilk geçecek Peygamber benim." [Buhari]

“Mahşerde muhakeme ve muhasebe işlerinden sonra Cehennemin üzerinde bir köprü (Sırat) kurulur. Allah şefaate izin verir. (Mü’minler) ya Allah selamet ver, selamet ver, diye dua eder durur”. Ya Rasulallah, köprü nedir? diye sorulduğunda; “Kaypak ve kaygan bir yoldur. Orada; kancalar, çengeller ve Necidde bilen sa’dan denilen sert dikencikler gibi dikenler vardır. Mü’minler amellerine göre kimi göz açıp kapayıncaya kadar, kimi şimşek gibi, kimi rüzgar gibi, kimi kuş gibi, kimi iyi cins yarış atları gibi, kimi deve gibi süratle geçerler. Mü’minlerden kimi sapasağlam kurtulur. Kimi de tırmalanmış (hafif yaralı) olarak salıverilir. Kimileri de Cehennem ateşi içerisine dökülür” (Buhari, Müslim, Tirmizi’den naklen Mansur Ali Nasıf, Tâc, V, 394-395).

Bu hadislere dayanarak Müslüman din adamları Kurandaki Saffat suresi 23.ayeti ( “Onları cehennemin yoluna (sırata) sürün.”) ve Meryem suresi 71.ayetlerini ("İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere mutlaka Cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür. Ancak cennetlikler yanmadan geçecekler, cehennemlikler ise ateşe düşeceklerdir") Sırat köprüsüne işaret gibi anlamış ve anlatmışlar.

Zerdüştlükte ve İslam'da ibadet ve kıble
Zerdüştlük dininde de tıpkı İslam'da olduğu gibi gün içinde beş defa ibadet vardır. (Sabah-Havaan, Öğlen-Rapithwan, İkindi-Uziren, Akşam-Aivisuthrem, Yatsı-Uşaen) Bu ibadetler içinde sabah ibadetinin özel yeri vardır ve erkenden insanları ibadete kaldıran Horoz da bu yüzden kutsal sanılıyordu. Zerdüştlerde ibadetin yönü (yani kıble) Güneş olarak belirlenmiştir. Geceleri güneş olmadığı için kıble Ateş Kabul edilirdi. Günümüz İslam dünyasında da gün içerisinde beş ibadet vakti (sabah namazı, öğlen namazı, ikindi namazı, akşam namazı, yatsı namazı) vardır ve Zerdüştlerde olduğu gibi ibadet ederken yüzlerini dönecek kıbleleri de (Mekke) var.

Tüm bunları göz önünde bulundurarak İslam'ın Muhammed tarafından yeni bir din olarak değil de, eski Zerdüştlük dininin reform edilerek insanlara sunulduğunu söyleyebiliriz. Zerdüştlük dini bir tek Müslümanlığı değil bir çok dini etkilemiştir ve o dinlerde Tek Tanrılığı ön plana çıkarmıştır. Bunlara misal olarak İran ve Orta Doğu'da Manescilik, Mazdekcilik, Mitracılık gibi dinleri ve mezhepleri de etkilemiştir.

VAHİY MELEĞİ VOHU MANAH

Tanrı Ahuramazda’nın kendisine görün-düğünü söyleyen Zerdüşt, Tanrı’nın kendisine Vohu Manah isimli bir melekle vahiy indirdiğini ve hakikati yayma görevi verdiğini söylemiştir.
Zerdüştçülük dininde, nebi Zerdüşt'e Tanrı Ahura Mazda'ın öğretisini vahyeden melek olarak inanılır Vohu Manah'a. Görevi hasebiyle, yaklaşık olarak İslam angelojisindeki Cebrail'e denk düşer.

Zerdüşt, tek başına sık sık, Daiti ırmağı kenarına giderek orada dua etmiş, orada Tanrı, âlem ve yaratılmışlar üzerinde tefekküre dalmıştır. Zerdüşt, kırk yaşlarında iken yine Daiti ırmağı kenarında böyle bir tefekkür, inziva ve ibadet esnasında, Vohu Manah isimli bir melek, Tanrı Ahura Mazda’nın mesajını getirmiştir. Kendi ifadesine göre; o sadece meleği görmekle kalmamış, aynı zamanda onun öğrettiklerini de öğrenmiştir. Böylece o, kendisinin Ahura Mazda tarafından, dini vaaz etmek için görevlendirildiğine inanmıştır.

Zerdüşt'e İlk vahiy de bu sırada gelmiş, peygamberlik verilmiştir. Taraftarlarıyla Aivitak suyu
kenarında halvete çekilmiştir. Halvete çekilişinin kırk beşinci gününde, Ürdi Behişt ayında, bir gece sabaha karşı ‘miraca’ çıkmış ve ruhani yükselmenin sonuna varmıştır. Vohumenah (Behmen) denilen melek gelmiş, ona her şeyden elini çekmesini tembih etmiş ve onu cennete götürmüştür. Orada ona, feriştehler (melekler) hürmet etmiştir. Zerdüşt, sonra tanrı Ahura Mazda’nın huzuruna çıkmış
ve “Hayır Dini”nin hükümlerini öğrenmiştir. Tanrı ona yıldızların ve gezegenlerin hareketinden haber vermiş, cennet ve cehennemi göstermiş, her şeyin ilmini öğretmiştir. Melekler sonra Zerdüşt’ün göğsünü yarmış ve içindekileri çıkarıp temizlemiş ve yerine koymuştur. İnanışa göre bundan sonra Ahura Mazda onu, insanları Hayır Dini’ne davet etmekle görevlendirmiştir.

ZERDÜŞTLÜK NEDİR?

Zerdüştlük,Zerdüştlük nedir?,din,dinler,din ve mitoloji,Ahura Mazda,Ateşin Tanrıyı temsil ettiğine inanılan din,Zerdüşt kitabı Avesta,Zerdüşt peygamber,Ahura Mazda'dan Zerdüşt'e vahiy,Eski İran dini, A, Zerdüştçülük
Dünyanın en eski tek tanrılı dinlerinden biri olan Zerdüştçülük yaklaşık 3500 yıl önce, eski İran'da Peygamber Zerdüşt tarafından kurulmuştur. M.Ö. 600'den 650 CE'ye kadar İran'ın resmi dini olan Zerdüştlük 1000 yıl boyunca dünyanın en güçlü dinlerinden biriydi.

Bir zamanlar en güçlü dinlerden olan Zerdüştçülük için artık dünyanın en küçük dinlerinden biridir denebilir. 2006'da yapılan araştırmalara göre dünya çapında muhtemelen 190.000'den az inananın olduğu bir din olmuştur.
  • Zerdüştler, Ahura Mazda adında tek bir Tanrı olduğuna ve dünyayı yarattığına inanırlar.
  • Batılıların yanlış anladığı üzere Zerdüştler ateşe tapanlar değillerdir. Zerdüştler öğelerin saf olduğunu ve ateşin Tanrı'nın aydınlığını veya bilgeliğini temsil ettiğini düşünürler.
  • Tanrıları Ahura Mazda'nın gerçeği peygamberleri Zerdüşt aracılığıyla açıkladığına inanırlar.
  • Ateş Tapınağı veya Agiary'de ortak bir biçimde ibadet eden Zerdüştler geleneksel olarak günde sadece birkaç kez dua ederler.
Zerdüşt kitaplarında Kutsal Yazıların adı Avesta'dır. Avesta kabaca iki ana bölüme ayrılabilir:
Avesta, Gathas'ı içeren kutsal kitapların en eski ve çekirdek kısmıdır. Gathalar, Zerdüşt'ün kendisi tarafından bestelendiğine inanılan 17 ilahi içerir.
Genç Avesta - daha sonraki yıllarda yazılmış olan eski Avestan'a yapılan yorumlardır. Ek olarak mitler, hikayeler ve ritüellerin gözlem ayrıntılarını içerir.

Yazan: Anu