Hac ibadeti farklı inançlara sahip bir çok toplumda bulunmaktadır.
Mesela Japonlar, ataları Güneş’in, bir gün, halen kendilerinin üzerinde ikamet ettiklerine inandıkları adaya inip çevrede dolaştıktan sonra tekrar göğe hareket etmiş olduğunu düşünürler. Atalarının kendilerine bahşetmiş olduğu bu şerefin hatırası olarak Japonlar, yaya olarak aynı güzergahı izlerler ve bu onların haccıdır.
Hindistan'ın Hinduları başka bir hac telakkisine sahipler. Tanrı görülmediğinden, O’na tazimde bulunmak için ilahi yaratıcı gücün en büyük tezahürlerinin ortaya çıkmış olduğu yerleri, ziyaret etmek gerekir. Örneğin Ganj, en önemli nehirdir, ta Himalayalardan Bengal Körfezi’ne kadar kıtayı sular ve hatta denize açıldığı bir kayadan çıkan Ganj’ın kaynağını ziyaret etmek için yolculuk yapmak Hinduların en önemli haccıdır. Ganj, Alfahabad yakınında, diğer bir büyük nehir olan Jumma ile birleşir ve bu birleşme yerinde bilhassa ay ve güneşin tutulmaları gibi özellikle önemli vakitlerde yıkanmak da, Hindu dininin en büyük haclarından biridir.
Gotama Buda'nın , kendi dininin vahyini bir yabani incir ağacı altında almış olduğuna inanılır. Önce bu ağacı, sonra da bu kutsal ağacın eskiden varolduğu yeri ziyaret etmek Budistlere göre haccın konusunu oluşturmuştur ve oluşturmaya devam etmektedir.
Kısaca bir dinin ermiş kurucusunun doğum yeri, onun defnedildiği yer, bir mucizenin meydana geldiği yer, çeşitli toplumlara göre yeryüzünün farklı bölgelerinde hac yapılmasının sebeplerini oluştururlar.
İslam öncesi Araplar’da Kabe (ve Kabe'ler yani küpler) putperestlerin en kutsal mabetleriydi ve bölge halklarının hac mekanlarıydı. Mekke'de ki Kabe eldeki kanıtlara göre İbrahim peygamber tarafından yapılmamıştır, yaklaşık MÖ. 800 lü yıllarda yapıldığı bilinmektedir. Ayrıca Kabe hiçbir zaman Yahudiler ve Hristiyanlar tarafından kutsal sayılmamıştır. Tevrat ve İncil’de Kabe ile ilgili tek bir ayet dahi olmaması bunu kanıtlamaktadır. Kabe MÖ 800 lü yıllardan sonra putperestler tarafından “Allah'ın evi” (Ay Tanrıçası Al-İlah) olarak anılmaya başlanmıştır.
Fakat günümüzde çok önemli bazı araştırmacılar bu bahsettiğimiz Kabe'nin Mekke'de ki Kabe değil , Petra'da bulunan Kabe olduğunu iddia etmekteler (Buna başka bir yazıda değineceğim)
Putperestler Kabe etrafında 7 kez tavaf yaparlardı. Kureyş dışından gelen Bedevi putperestler tavafı çıplak olarak yaparlardı. Putları ziyaret, Hacerül Esved taşına el sürme ve öpme, Safa ve Merve tepeleri arasında gidip gelme, şeytan taşlama hac ibadetinin en önemli ayinlerindendi.
Putperestlerin hac sırasında hep bir ağızdan yaptıkları telbiye de aynen şöyleydi:
"Lebbeyk allahümme lebbeyk.
La şerike leke illa şerikun huve lek.
Temlikuhu ve ma-melek."
Yani bugünün hacıları gibi ..
Bunun yanında oruç , namaz , kurban gibi bazı ritüeller de İslam öncesi putperest - pagan ritüellerdir.
Mesela Kabe'nin üzeri örtüyle kapanmış olmasına rağmen orijinal halinde açıktır , zira ibadet esnasında güneş ışıklarının içeriye girmesi gerekir , keza namaz esnasında da secdeye varmak güneş ışınlarına yüz sürmektir esasen ..
Bugün İslam dininin tüm ibadet ve ayinleri incelendiğinde onların putperest - pagan gelenekler olduğunu rahatlıkla görebiliriz.
Her daim umut ve sevgi ile kalın dostlar..
Kaynaklar:
A guide to the contents of Quran : Farug Sherif.. 1995 / pgs 21-22
Diyanet işleri başkanlığı
Kur'an , İncil ve Tevrat'ın Sümerde ki Kökeni : Muazzez İlmiye Çığ
Din Bu serisi : Turan Dursun
Putperestlik ve kabe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Putperestlik ve kabe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)
PATREON İLE DESTEK OL
Patreon'dan Üye Olarak Destek Olmak İçin : TIK
KUR'AN ANALİZİ
● Sırasıyla tüm ayetleri incelemeye başladığım ve kökenlerini gösterdiğim "Kur'an Analizi" videoları İçin TIK!