HABERLER
Dini Haber
Paganizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Paganizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

PAGAN VE PAGANİZM TERİMLERİNİN TARİHİ

Hazırlayan: A.Kara


PAGAN VE PAGANİZM TERİMLERİNİN TARİHİ 

Paganizm ilk kez dördüncü yüzyılda erken Hristiyanlar tarafından Roma İmparatorluğu'nda çok tanrıcılığı uygulayan insanlar için kullanılan bir terimdir. Bunun nedeni ya Hristiyan nüfusuna göre daha kırsalda yaşayan taşralılar olmaları ya da Mesih'in askerleri olmamalarıdır. [1] [2] Hristiyan metinlerinde aynı grup için alternatif olarak Helen yani Yunan, gentile yani Yahudi olmayan ve putperest terimleri de kullanılmıştır. [3] Kurban törenleri eski Yunan-Roma dininin [4] ayrılmaz bir parçasıydı ve bu yüzden bir kişinin pagan mı yoksa Hristiyan mı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilirdi. [4]

Paganizm aslen çok tanrıcılığı aşağılayıcı, küçültücü bir terimdi ve bu inancın aşağılık olduğunu ifade ediyordu. Paganizm geniş anlamda "köylülerin dini" anlamına gelmektedir. [3] [5] Orta Çağ boyunca ve sonrasında paganizm terimi alışılmadık dinleri anlatmak için uygulanıyordu ve bu terim sahte tanrı veya tanrılara inancı varsayıyordu. [6] [7] Günümüzde var olan modern yani neopaganizm gibi modern pagan inançlarının çoğu [8] [9] panteist, çok tanrılı veya animist bir dünya görüşünü ifade eder; ancak bazıları tek tanrılıdır. [10]

Pagan teriminin çok tanrıcılığa uygulanmasının kökeni tartışılmaktadır. [11] 19. yüzyılda paganizm antik dünyadan esinlenen çeşitli sanatsal grupların üyeleri tarafından kendilerini tanımlamakta kullanıldı. 20. yüzyılda ise Modern Paganizm, Neopagan hareketleri ve çok tanrılığı yeniden yapılandıranlar tarafından kendilerini tanımlayıcı bir terim olarak uygulanmaya başlandı. Modern pagan gelenekleri çoğunlukla büyük dünya dinlerinden farklı olan doğaya tapınma gibi inançları ve uygulamaları içerir. [12] [13]

Pagan inançlarına ait sahip olduğumuz bilgiler antropolojik saha araştırma kayıtları, arkeolojik eserlerin kanıtları ve Klasik antik çağda bilinen kültürlerle ilgili eski yazarların tarihi kayıtları dahil olmak üzere çeşitli kaynaklardan gelir.

İsimlendirme ve Etimoloji

Pagan

"Başlangıçtan itibaren 20. yüzyıla kadar insanların (paganların) uyguladıkları dini tarif etmek için kendilerine putperest demediklerini vurgulamak çok önemlidir. Bugün genel olarak anlaşıldığı şekliyle Paganizm kavramı ilk olarak Hristiyan Kilisesi tarafından yaratılmıştır. Bu, Hristiyanların kendini tanımlama sürecinde zıttı olan diğerlerine uyguladığı bir etiketti. Bu nedenle de tarih boyunca genellikle aşağılayıcı anlamda kullanılmıştır."
- Owen Davies, Paganism: A Very Short Introduction, 2011 [14]

Pagan terimi Rönesans döneminde canlanan Geç Latin paganus teriminden türetilmiştir. Başlangıçta 'işaretlerle sınırlandırılmış bölge' anlamına gelen klasik Latince pagustan türetilen paganus terimi aynı zamanda 'kırsallıkla ilgili', 'taşra sakini', 'köylü', 'cahil', 'hödük' anlamları kazanmıştı ve Roma askeri jargonunda 'savaşçı olmayan', 'sivil', 'vasıfsız asker' anlamında kullanılıyordu. [15]

Paganus teriminin Latin Hristiyanlar tarafından müşriklere dair her şeyi kapsayan aşağılayıcı bir terim olarak benimsenmesi, dini bir grup içinde başlangıçta dini anlamdan yoksun olan bir Latin argo kelimesinin garip bir biçimde uzun süreli ve öngörülemeyen biçimde kalıcı kullanımı bu terimin zaferini temsil eder. Kelimenin bu evrimi yalnızca Latin batıda ve Latin kilisesi ile bağlantılı olarak gerçekleşti. Helen ve gentile (etnikler [ethnikos]) terimleri bazı yerlerde pagan kelimesinin yerini alırken paganos sözü 'aşağı ve sıradan' olanı ima eden tamamen seküler bir terim olarak kullanılmaya devam etti.
- Peter Brown, Late Antiquity, 1999 [16]

Bazı ortaçağ yazarlarına göre paganus sözcüğü Hristiyan terminolojisindeki anlamını daha çok Roma askeri jargonu aracılığıyla kazanmıştır. İlk Hristiyanlar askeri motifleri benimsemiş ve kendilerini Milites Christi (Mesih'in askerleri) olarak görmüşlerdir. [15] [17] Hristiyanların paganus yani 'sivil' olarak anıldığı Tertullian'ın De Corona Militis'inde (XI.V) paganusu hala dini bağlamda kullananlar için iyi bir örnek vardır [17] :

Apud hunc [Christum] tam miles est paganus fidelis quam paganus est miles fidelis.[18]
O'nun (mesihin) yanında sadık vatandaş da askerdir, tıpkı sadık askerin de vatandaş olması gibi. [19]

Paganus dini çağrışımlarını 4. yüzyılın ortalarında edinmiştir. [17] 5. yüzyılın başlarında paganos sözcüğü mecazi olarak Hristiyan cemaatinin sınırları dışındaki kişileri belirtmek için kullanılırdı. I. Theodosius döneminde Hristiyanların bayramlarını yasaklamak, tapınaklarını yıkmak gibi çeşitli eylemlerle paganlara karşı uyguladığı zulümden 15 yıl sonra Roma Vizigotlar tarafından yağmalanınca hemen ardından [20] insanlar arasında eski tanrıların şehri Hristiyan tanrısından daha çok koruduğunu söyleyen mırıltılar yayılmaya başladı. Augustinus bu duruma cevap olarak 'De Civitate Dei Contra Paganos' u ('Paganlara Karşı Tanrı'nın Şehri') yazdı. İçinde, düşmüş "İnsan şehri" ile tüm Hristiyanların nihai olarak vatandaşı olduğu "Tanrı şehri" ni karşılaştırdı. Bununla yabancı işgalcilerin şehirden veya kırsaldan olmadığını vurguluyordu. [21] [22] [23]

İngiliz dilinde ise pagan terimi 17. yüzyıla kadar onaylanmamaktadır. [24] Hristiyanların kullandığı gavur ve kafir sözcüklerine ek olarak Yahudilikte gentile (גוי / נכרי) İslamiyet'te kafir (كافر, 'inançsız') ve müşrik (مشرك, 'putperest') gibi birkaç aşağılayıcı terim kullanılmıştır. [25]

Helen

Yeni Hristiyanlaşan Roma İmparatorluğunun Latince konuşan Batı Roma İmparatorluğu'nda, Koini Grekçesi Antik Yunan'ın geleneksel çok tanrılı diniyle ilişkilendirildi ve batıda yabancı bir dil (lingua peregrina) olarak görüldü. [26] 4. yüzyılın ikinci yarısında Yunanca konuşulan Doğu İmparatorluğu'nda paganlar genellikle Helenler (Ἕλληνες, lit. 'Yunanlılar') olarak adlandırılıyordu. Kelimenin kültürel anlamda kullanılmasına neredeyse tamamen son verildi. [27] [28] Fakat bu anlamını aşağı yukarı Hristiyanlığın ilk bin yılı boyunca korudu.

Bu terim Hristiyanlığın Yahudi olan ilk üyelerinden etkilendi. Zamanın Yahudileri kendilerini yabancılardan etno-kültürel standartlardan ziyade din açısından ayırıyorlardı ve ilk Yahudi Hristiyanlar da aynısını yapardı. Roma'nın doğusundaki baskın pagan kültürü Helen kültürü olduğu için paganlara Helen adı verdiler. Hristiyanlık Yahudi olmayanlar için Yahudi terminolojisini miras aldı ve temas halinde oldukları Hristiyan olmayan toplumlara atıfta bulunmak için bunu uyarladı. Bu kullanım Yeni Ahit'te de kayıtlıdır. Pavlus'un mektuplarında gerçek etnik kökene bakılmaksızın neredeyse Yahudi olmayan herkes için kullanıldığı görülür. [28]

Helen'in dini bir terim olarak kullanılması başlangıçta yalnızca Hristiyan terminolojisinin bir parçasıydı ancak bazı Paganlar meydan okurcasına kendilerini Helen olarak adlandırmaya başladılar. Hatta diğer paganlar kelimenin dini gruplaşmaya yönelik geniş kapsamlı kültürel anlamı yerine daha spesifik olan dar anlamını tercih ettiler. Bununla birlikte terminolojinin evrimine şiddetle karşı çıkan birçok Hristiyan ve pagan da vardı. Örneğin Konstantinopolis Başpiskoposu Nazianzus'lu Gregory, Helen kültürünü (özellikle sözlü ve yazılı Yunanca konusunda) bastırmak için uğraşan imparatorluğa karşı çıkarak imparatoru açıkça eleştirdi. [27]

Helenizmin dini yönden damgalanmasının artışı 4. yüzyılın sonlarında Helen kültürü üzerinde caydırıcı bir etki yaptı. [27]

Bununla birlikte geç antik çağda kendini Helen olarak algılamadan da ana dil olarak Yunanca konuşmak mümkündü. [29] Yunancanın hem Doğu Roma İmparatorluğu içinde hem de çevresinde uzun süre boyunca ortak dil olarak kullanılması ironik bir şekilde Hristiyanlığın yayılmasını sağlamada merkezi hale gelmesine olanak tanıdı. Örneğin Pavlus'un Mektuplarında Yunanca kullanımının görülmesi gibi. [30 ] 5. yüzyılın ilk yarısında piskoposların iletişim kurduğu standart dil Yunanca idi [31] ve "Kilise Konseylerinin İşleri" (Acta Conciliorum) orijinal olarak Yunanca dilinde hazırlandı ve daha sonra diğer dillere çevrildi. [32]

Kafir

Kafir, eski İngilizcede Hristiyan veya Yahudi olmayan anlamındaki hæðen'den kelimesinden gelir ve eski İskandinav dilinde bu kelime heiðinn'dir. Terimin bu anlamı İncil'in Cermen diline ilk çevirisi olan Wulfila'nın İncil'indeki Helen'i (çapraz başvuru Markos 7:26) tercüme etmek için kullanılan ve Gotların Yahudi olmayan kadın anlamında kullandığı haiþno teriminden kaynaklanıyordu. Paganlar için kullanılan bu kelime zamanın Yunanca ve Latince terminolojisinden etkilenmiş olabilir. Eğer öyleyse Got dilindeki haişi'den (fundalıkta ki mesken) türetilmiş de olabilir. Ancak bu kanıtlanmamıştır. Hatta Yunancadaki etnik (ἔθνος - ethnos) kelimesi Ermeni dilindeki hethanos ödünç alınmış bile olabilir. [33]

Bir süre sonra bu terim, taraftarlarının kendilerini Kafir olarak tanımlayabilecekleri Germen neo-pagan hareketinin alternatif isimleri olan Heathenry ve Heathenism olarak yeniden canlandırıldı.

TANIM

[Devrin] başlangıcında (yani Milattan Sonra) paganizm gibi bir din olduğunu söylemek belki de yanıltıcı olabilir... Putperestlerin Hristiyanlıkla rekabet etmeden önce hiçbir dine sahip olmadıklarını söylemek de daha az kafa karıştırıcı olabilir. Aileleri ve siyasi bağlamları dışında ritüel veya dini konular hakkında söylem gelenekleri, kendilerini adamaları istenen organize inanç sistemleri, dini alana özgü otorite-yapıları, her şeyden önce belirli bir grup insana veya fikir kümesine bağlılıkları yoktu. Eğer pagan yaşamı hakkındaki doğru görüş buysa paganizme oldukça basit bir şekilde MS 2. ve 3. yüzyıllar arasında Hristiyanlar, Yahudiler ve diğerleriyle rekabet ve etkileşim için icat edilmiş uyduruk bir din olarak bakmamız gerektiği sonucu ortaya çıkar.
- North 1992, 187–88, [34]

Putperestliği tanımlamak sorunlu olduğu gibi ilgili terminolojinin bağlamını anlamak da önemlidir. [35] İlk Hristiyanlar kolaylık olması nedenleriyle çevrelerindeki çeşitli tarikatlardan tek bir grup olarak bahsetmişlerdir. [36] Paganizm genellikle çok tanrıcılığı ima ederken, klasik paganlar ile Hristiyanlar arasındaki temel ayrım tektanrıcılığa karşı çoktanrıcılık değildi. Putperestler genellikle tarih boyunca yüce bir tanrıya inandı. (Bununla birlikte bu tür putperestlerin çoğu ikincil tanrılar / iblisler sınıfına - bkz. Henoteizme - ya da ilahi varlıklara inanıyordu.) [10] Hristiyanlar için en önemli ayrım kişinin tek gerçek Tanrı'ya tapıp tapmadığı idi. Bunu yapmayanlar ister çok tanrılı veya tek tanrılı olsun ister ateist, kiliseye yabancı olmalarından dolayı putperestlerdi. [37] Benzer şekilde klasik paganlar grupları takipçilerinin saygı duyduğu tanrıların sayısına göre ayırmayı garip bulurlardı. Rahip heyetlerini (Pontifler Koleji veya Epulones gibi) ve kült uygulamalarını daha anlamlı ayrımlar olarak değerlendirirlerdi. [38]

Paganizme Hristiyanlık öncesi yerli dinler olarak değinmek de aynı derecede savunulamazdır. Tüm tarihsel pagan gelenekleri Hristiyanlık öncesine ya da onların ibadet yerlerine özgü değildi. [35]

Paganizm, terminolojisinin tarihi nedeniyle geleneksel olarak klasik dünyanın içinde ve çevresindeki Hristiyanlık öncesi ve dışı Greko-Romen, Kelt, Germen, Slav kabilelerininkiler de dahil olmak üzere kolektif kültürleri kapsar. [39] Bununla birlikte folklorcuların ve özellikle çağdaş paganların dili, ilk Hristiyanlar tarafından kullanılan asıl dört bin yıllık alanı tarih öncesine kadar uzanan benzer dini gelenekleri içerecek şekilde genişletmiştir. [40]

Paganizm Hristiyanlar tarafından şehvetli, materyalist, kendine düşkün, geleceğe ilgisiz ve daha ana akım dinlere ilgisiz olanları temsil eden bir hedonizm duygusuyla eşitlendi. Paganlar genellikle dünyevi klişeleri tanımlamak için de kullanılmıştı. [41] 
Bu nedenle G. K. Chesterton şöyle yazmıştır: "Pagan, takdire şayan bir duyguyla kendisinden zevk almaya koyuldu. Uygarlığının sonunda bir insanın kendisinden zevk alamayacağını ve başka bir şeyden zevk almaya devam edemeyeceğini keşfetti."

PENTACLE, TRİQUETRA VE TRİSKELE

AD, din, Paganizm, Pentacle, Triquetra, Triskele, Beş köşeli yıldız, Pagan sembolleri, Sihir ve büyü sembolleri, Teslis düğümü, Baba-oğul-kutsal ruh, Kara deniz ve gökyüzü aleminin simgesi,
PENTACLE ( Beş Köşeli Yıldız)
Pagan sembolleri arasında en çok bilineni beş-köşeli yıldız ya da Pentacle’dır. Bu amblemin Satanism ile ilgisi olmadığı gibi şeytanın sembolü de değildir.
Pentagram’ın her bir ucu, geleneksel elementlerden toprak, su, hava ve ateş’i temsil eder, beşinci uç ise ruh’tur.
Her bir uçu birbirine bağlayan çember de, elementlerin doğada ki birbirleriyle döngülerini temsil eder. Birçok okult ekolde Pentacle sihir ve büyüler de kullanılıp, altarların üzerine konulur. Bu amblemin koruyucu gücü olduğuna inanıldıgı için, çoğu zaman çeşitli mücevher tasarımlarında nazarlık ve muska olarak karşımıza çıkar.

AD, din, Paganizm, Pentacle, Triquetra, Triskele, Beş köşeli yıldız, Pagan sembolleri, Sihir ve büyü sembolleri, Teslis düğümü, Baba-oğul-kutsal ruh, Kara deniz ve gökyüzü aleminin simgesi,
TRIQUETRA
‘Teslis Düğümü (baba-oğul-kutsal ruh)’ olarak da bilinen Triquatra’yı hem Hıristiyanlar hem de Paganlar kullanırlar. Bu sembol M.S. 7. inci yüzyıla dayanır. Neo-paganism de ise savaş ile ilgili üçlü tanrıça’dan ( triple goddess) Morrigan’ya özeldir. Modern çağdaki bazı gelenekler de ise Triquatra, zihin, beden ve ruh arasındaki çok yakın ve derin ilişkiyi temsil eder. Birçok Kelt Paganları arasında çok yaygın olan bu simge ise kara, deniz, ve gökyüzünü temsilen kullanılır. Triquatra’nın yaygın kullanımı ve bilinmesinin nedeninin Keltik Düğümleri arasında en basit olmasıdır. Sembolun zarif hatları ve çizgileri arasındaki uyum çekici ve güzeldir. Üçlü görüntüsü nedeniyle birçok farklı yoruma açıktır.

AD, din, Paganizm, Pentacle, Triquetra, Triskele, Beş köşeli yıldız, Pagan sembolleri, Sihir ve büyü sembolleri, Teslis düğümü, Baba-oğul-kutsal ruh, Kara deniz ve gökyüzü aleminin simgesi,
TRİSKELE
İrlanda ve Batı Avrupa’da taşlara kazınmış bulabileceğiniz Triskele, kara, deniz ve gökyüzü alemlerinin simgesidir. Bu simgenin doğuşu Keltlerden once olmasına rağmen neo-pagan Keltler ve bazı Germanik gruplar arasında çok yaygın ve popülerdir. Triquatra simgesinde olduğu gibi herhangi bir üçlü anlayışı anlatmak için son derece uygundur. Simge o kadar sıradanlaşmıştır ki, İrlanda Hava Kuvvetleri amblemi ve ABD Ulaştırma Bakanlığı anteti (daha yaygın yuvarlak uçları ile) gibi içeriği ile bağdaşmayan yerlerde bile görülebilir.

Kaynak: Paganism, An Introductory Guide by Riley Star (Sf 74-75-76)

SİZDEN GELENLER | Çeviren & Yazan: Ayla Demeter

Eleştirisel bakış açısı ile her din ve inanca ait yazılarınızı, inancınızın değişim sürecini anlattığınız sorgulama süreçlerinizi dinvemitoloji@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
  • Bu yazılar biz-siz gibi sorgulama evresine girmiş herkese mutlaka biraz olsun ışık tutacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazılar sitemizde adınızla veya takma adınızla yayınlanacaktır.
  • Gönderdiğiniz yazının başka bir internet sitesinde yayınlanmamış olması gerekmektedir. (KOPYA içeriğe karşı olduğumuzdan, sitemizdeki tüm içerikler özgündür)

PAGANİZMDE ÇOK TANRICILIK

A,din, Paganizm, Paganizmde çok tanrısalcılık,Paganizmde birden fazla Tanrı ve Tanrıça,Paganizmde Tanrılar,Paganlara göre Tanrılar,Paganizm ve Isis,Paganizmde çoğulculuk ve çeşitlilik
Paganizmde Çok Tanrısalcılık: Çoğulculuk ve Çeşitlilik
Paganizmin birçok tanrısı, Doğa'nın çeşitliliğinin tanınmasıdır. Bazı putperestler tanrıçaları ve tanrıları, bu dünyadaki farklı insan topluluğuna çok benzeyen bir topluluk olarak görürler. Eski çağlardan beri İsis ve Osiris'in takipçileri ve modern dünyadaki doğa merkezli Paganlar gibi diğerleri, bütün tanrıçaları bir Büyük Tanrıça olarak, tüm tanrıları bir Büyük Tanrı olarak görürler ve bunların tümü evrenin ahenkli etkileşimi olan büyük Tanrı'lardırlar.

Yine de başkaları, Heraklitus'un M.Ö. 5. yüzyılda yazdığı gibi, ya da Her Şeyin Büyük Tanrıça Anası olan İsis'in ilk sözü olduğu gibi "her ikisi de Zeus olarak adlandırılmasını ve istememesini" öngören yüce bir ilahi ilke olduğunu düşünmektedir. İmparator Julian gibi diğerleri, Hristiyan eskiden Paganizmin büyük restoratörü ve günümüzde birçok Hindu mistiği, her şeyin kaynağı ve kaynağı olan soyut bir Yüksek Prensibe inanmaktadır. Ancak bu son Paganlar bile, diğer ruhani varlıkların, belki daha büyük bir varlığa sahip olmakla birlikte kendilerinin ilahi olduklarını ve yanlış veya kısmi tanrısallıklar olmadığını kabul etmektedirler. Bir'e tapan putperestler, tek tanrılı prensiplere inananlar olarak tanrısal prensipte tanrısal, tek imanlılar olarak, diğer gerçek tanrıların yanı sıra diğer bütün tanrıların sahte olduğu düşünülür.

Kaynak:
Pagan federasyonu

Yazan: A.Kara

PAGANİZM İNANCI, DOĞA VE BÜYÜ

Paganizm, Modern Paganizm, A, din, Paganizm nedir, Paganizm inancında ilahi doğa, Doğaya ilahi olarak bakan, Paganizmde Tanrıça ve kadın, Büyü, Paganizm'de büyü, Paganizm ritüelleri
Pagan dinleri tanrısallığın dişil yüzünü tanımaktadır. Tanrıça olmayan bir din Pagan olarak sınıflandırılamaz. Odin veya Mithras kültü gibi bazı Pagan yolları bir erkek tanrıya özel bağlılık sunar. Ancak tanrılar tanrıçalarının ve tanrıçaların gerçeğini, tek tanrılar gibi inkar etmezler. Aksine, Pagan olmayan dinler, örneğin Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam, çoğunlukla kadın tanrısallığı fikrinden nefret eder.

Pagan dininin birçok ilahiliği genellikle atalar arası tanrıları içerir. İngiltere'nin Anglo-Sakson kraliyet evleri atalarını bir tanrıya (genellikle Woden'e) geri döndürdü ve Cumbria'daki Kelt kralları inançlarını tanrı Beli ve tanrıça Anna'dan takip ettiler. Ya bir bahar ruhu ya da evin koruyucusu kurbağası ya da yılan gibi kişileştirilmiş bireyler olarak ya da İngiltere'de Elfler, İrlanda'da Küçükler, Almanya'da Kobolds, Litvanya'da Barstuccae gibi grup ruhları içerebilirler , Lares ve Penetolar antik Roma'da vb. Bir hane halkı tapınağı bu tanrılar kültünü ele alır ve bunları onurlandırmak için genellikle bir yıllık ritüel vardır. Ocağın ruhu, bazen günlük yeme içme teklifiyle, bazen de yangın söndürme ve aydınlatma için yıllık bir ritüelle saygı duyulur. Atalar ve ev ritüeli aracılığıyla bir süreklilik ruhu korunur ve geçmişten özelliklerin ve amaçların iletilmesi yoluyla geleceğe anlam kazandırılır.

Yani, Pagan dini kamuya açık değildir; daha çok yereldir. Ve tüm Pagan tanrıları, insan-üstü süper-insanlar değildir; Birçoğu temel ya da kollektiftir. Paganizm günlük hayatın tamamına yayılmış bir dindir.

Doğanın saygı görmesinin bir sonucu olan Doğa'nın nötr veya cansız bir nesne olarak değil de ilahi bir tezahür olarak görmesi, kehanet ve büyünün yaşamın bir parçası olarak kabul edilmesiyle ilişkilidir. Kuşların uçuşunu yorumlayarak kehanette bulunmak, antik dünyada yaygınlaşmış ve kurban edilen hayvanın cesaretlerini okumakla aşırı derecede ilahi olan kehanet gibi inanışlar çağdaş Pagan toplumlarında yer almıştır. Çay yaprakları okumak kehanetin daha büyük bir versiyonudur. Tanrılar tarafından verilen işaretlerin okunmasının yanı sıra ilahi evrenden aktif olarak, düşen jeomentik kalıpları okumak için rünleri veya I Ching'in sapan saplarını atarak, örneğin bir taş atarak tanrıların bir işaret göndermelerini isteyebilirler. Paganlar genellikle ilahi dünyanın bilgi için gerçek bir talebi cevaplayacağına inanırlar. Diğer dünya ile iletişim kurmak için şan sesi ve medyumluk da kullanılır.

Diğer dünya vasıtalarıyla bu dünyada kasıtlı olarak sonuç üreten büyü, Pagan toplumlarında uygulanabilir bir faaliyet olarak kabul edilir, çünkü iki dünya sürekli iletişim içinde olduğu düşünülmektedir. Eski Roma'da yeni bir gelin, kıtlığı evden uzak tutmak için kurbağanın yağıyla yeni evinin kapı direklerine törensel bir şekilde yağ koyacak ve ona yeni doğan çocuğuna zararlı ruhlara karşı bir koruma olarak giydirmesi için kutsanmış bir muska verilecekti. Viking çağındaki Norveç'li savaşçılar, onları felce uğratmak için düşmanlarına büyülü "savaş kösteği" i verecek ve Anglo-Sakson el yazmalarına şifa ve doğurganlık getirmek için büyüler yazılırdı. At fısıltıcıları ve şifacılar gibi uzman sihirli teknolojistler Pagan toplumları arasında yaygın olarak bulunurlar fakat çoğu kez haksız kişisel kazanç veya başkasına zarar vermek için sihir uygulamaları yasaklanmıştır.

Yazan: Anu

PAGANİZM VE ÖZET OLARAK İNANÇLARI

A, Paganizm, Paganizm inancı, Paganizm inançları, Paganizmde ilahi kavramlar, Pagan teolojisi, Paganizmin cinsiyet eşitliği, Paganizm tapınma, Paganizm inancının temeli, Pagan, Paganlar,

Paganizm geniş bir fikir yelpazesini kapsamakla birlikte, bu unsurlar çoğu Pagan'ın inançlarını özetlemektedir.
  • Doğa
İlahi doğanın tanınması, Pagan inancının kalbidir. Paganlar, doğal dünyanın derinden farkındadır ve devam eden yaşam ve ölüm döngüsünde doğanın kutsal gücünü görürler. Çoğu Pagan, doğal çevreye zarar vermeyi en aza indirgeyen bir şekilde yaşamak isteyen ve bunun için uğraşan çevre dostudur.
  • İlahi kavramlar
Paganlar ilahi ve erkeksi imgelerle cinsiyete sahip olmayan birçok farklı biçimde İlaha taparlar. Bunların en önemlileri doğum ve ölüm döngüsü ile, Pagan yılını tanımlayan Tanrı ve Tanrıçalardır (ya da Tanrıların ve Tanrıçaların panteonları). Paganizm cinsiyet eşitliğini şiddetle vurgular (Örneğin Viking toplumunda kadınlar da tıpkı erkekler gibi kavga eder, içer, zırh kuşanıp savaşa gider ve yine tıpkı erkekler gibi özgür davranabilirdi). Kadınlar modern Pagan hareketinde belirgin bir rol oynamaktadır ve Tanrıçalara, çoğu Pagan törenlerinde ibadet etmektedir.
  • Pagan teolojisi
Paganizm doktrin veya soylulaştırmaya dayalı değildir. Birçok Pagan "Eğer hiçbir şeye zarar vermiyorsa, yapacağın şeyi yap" der. Bu sözü takiben, Pagan teolojisi öncelikle tecrübeye dayanmaktadır; Pagan ayinleri, onları çevreleyen dünyadaki İlahi güç ile temas kurmak için yapılmaktadır.

Kaynak: BBC

Çeviren: Anu

ASATRU VE DOKUZ ASİL ERDEM

Nimrael, Paganizm, Asatru, Dokuz asil erdem, İskandinav mitolojisi, mitoloji, Aesir krallığı, Odin The Allfather, Şimşek Tanrısı Mjolnir, Paganizm inancında doğa, Neo-Paganizm, 9 ilahi erdem, Freya,
Ásatrú, Neo-Pagan inançları içinde en çok bilinen ve inanılandır. Ásatrú diğer bir değiş ile Hristiyanlık öncesi İskandinavya inancının modern zamanda dirilişidir. Ásatrú'nun başlangıç tarihi kesin bilinmez. Bundan ziyade onun nasıl başladığı önemlidir. Yüzyıllar boyunca Avrupa'da Pagan inançları inanılmaz takipçi kaybetti. Zamanla soldular, tükendiler ve tarihin eski hikayelerinden ibaret oldular. Iceland hariç. Son birkaç yüzyılda eski Pagan inancıyla ilgili pek çok metin, Iceland'da yakılmamış biçimde duruyordu. Eğitime önemin artması ile bu metinler yeniden aydınlığa çıkmaya hazırdı. Sveinbjorn Beinteinsson adındaki bir şairin bu metinleri kullanarak pek çok eser verdi. Bu durum, Iceland'in yeniden İskandinav Paganizmini tanımasına ve onu yasallaştırmasına neden oldu. Eski Asatru ile Yeni Asatru arasında bir fark bulunur.

Asatru'nun eski İskandinav dilindeki anlamı "Troth (sadakat)", "Tanrılara sadakat" anlamlarına denk gelir. Asatru inancının başında bazı ilahlar vardır. Bu ilahlar Aesir ve Vanir adlı iki gruba ayrılır. Aesir tanrıları krallığı, düzeni ve zanaatları temsil ederken Vanir tanrıları doğanın bereketini ve gücünü temsil eder. Odin, "The Allfather", Asatru'nun en tepesindeki isimdir. Bir gözünü bilgelik için feda etmiş, rünlerin ve büyünün gizemlerini öğrenmek içi dünya ağacında tam dokuz gün asılı kaldı. Ayrıca savaşta düşenlerin yarısını kendi salonuna alır ve son savaşa kadar ziyafet verir. Oğlu Thor, kendisinden sonraki önemli kişiliktir. Şimşeklerin tanrısı, ilahi Mjolnir'in taşıyıcısıdır. Yıldırım onun savaş arabasının sesidir, bereket getiren yağmur onun hediyesidir. Ve en çok bilinen tanrıça Frigg, Brisingamen adında kutsal bir kolyeyi taşır. Aşk ve güzellik tanrıçasıdır. Odin'in karısı olarak Odin ile birlikte tanrıların lideridir. Dokuz Dünya'yı birden görebilecek güce sahip Odin'in tahtına Odin dışında oturabilen tek ilahtır. Başka bir tanrıça olan Skadi ise buzul diyarlarda yaşar. Haliyle kendisi avcılık, kayak ve kışın tanrıçasıdır. İskandinavya gibi kışın sert ve uzun geçtiği ülkelerde böyle bir ilah olmazsa olmazdı. Freya ise bir Vanir'dir, savaş tanrıçasıdır ve savaşta düşenlerin yarısını kendi salonuna alır. Savaşçı bakireler olarak bilinen Valkürlerin kraliçesidir. Asatru'nun diğer ilahları arasında Tyr, Eir, Baldr, Njord ve pek çok Kuzey Avrupa bölgelerinde inancı bulunmuş başka tanrı ve tanrıçalar vardır.

Asatru inancının tek tanrılı dinler gibi belli bir merkezi yoktur. Çünkü Pagan inançları her zaman doğa ile iç içe kaldı. Cermen, Kelt ve Balkan Paganizmlerinde insanlar dağları, ormanları ve nehirleri ilahi bir boyuta getirdi. Asatru inancında da ruhlar hep taşlarda ve ağaçlarda gezer, nehirlere ve karaya bağlı olurlar. Ayrıca Disir adını verdikleri bazı ruhlar, Midgard'da kalıp ailelerini korurlar. Asatru inancında temel unsur bireysel özgürlük ve sorumlulukla dolu yaşamdır. Hayatın verimli olması için çalışıp çabalarlar. İnançlarında dini dogma ve hiyerarşi de yoktur. Eski insanlar gibi soya ve aileye bağlılık vardır. Tabi bu durumda sosyal grupların gücü de önemli oluyor. İlahi ritüellerin verimliliği açısından soydaşların ve toplulukların ilişkisi iyi bir düzeyde olmalıydı. Asatru'da bulunan önemli bir ayrıntı ise erdemdir. "Dokuz İlahi Erdem" olarak bilinen bu unsur, inananı hayatın verimliliğine ulaştıran bir merdivendir. Sırayla bu erdemlere kısaca göz atalım;

1.) Cesaret: Bu kuralların en başındadır. Cesaret, zor anlarda bile doğru kararı yapacak yürekliliktir. Elbette birine göre doğru karar, diğerine göre doğru olmayabilir. Bu cesaret, savaş ya da dövüş cesareti değildir. Gerçek cesaret, iradeden gelir. Dostlarınızın yaptıkları yanlışlara karşı durmak, bazı zararları onarmak, yaptığınız hataları telafi etmek ve düzeni sağlamak, cesaretin gerçek amaçları arasındadır. Mücadele konusunda elbette cesaret önemli ama aptal cesaretini kim ne yapsın? Dayanıklı ve başı dik olmak, bilgece kararlar ile mücadele etmek, yürekliliğin erdem timsalidir.

2.) Dürüstlük: Adından belli, doğru ve dürüst olup her zaman doğruları söylemektir. Bazı durumlarda doğruyu söylememek en iyisidir. Ama bu durumlarda yalan söylemek uygun düşmez, o yüzden sessiz kalınmalıdır. Dürüstlük sadece sizin bakış açınız değildir. Bir konuda etrafınızdakilerin söylediklerine zararlı da olsa karşı çıkamazsın; size yalan söyleseler bile sizin doğruları konuşmanız gerekir. Yalanın sonucu her zaman etkisini bırakacaktır ama bu durumda dürüstlük sizin erdeminizi gösteren oka dönüşecektir. Asatru'da acı sonuçları bile olsa doğruları söylemek önemlidir. Çünkü insan acı ya da tatlı, hiçbir gerçeği arkasında bırakamaz. Cesaret dürüstlüğü, dürüstlük ise cesareti tetikler.

3.) Onur: Onur/Şeref sahibi olmak, herkeste bulunan bir unsur değildir. Bu listedeki bütün erdemlerden daha zor bir tanıma sahiptir. Kişiden kişiye değişir; kimisi cesaretli olmayı, kimisi bilgeliği, kimisi... diye diye gider ve herkeste bir algı oluşturur. Belki de anahtar kelime algıdır. Yaptığınız eylemler, verdiğiniz kararlar pek çok sonuca çıkar. Bu sonuçları çevrenizdeki ve diğer insanlar nasıl algılıyor diye sormalısınız. Vereceği tepkiler, onların gözünde ne denli önemli olduğunuzu gösterir.

4.) Bağlılık: İnanca, aileye, soya, dostlara ve birinin kendisine olan sadakâtidir. Sadece bununla bitmez; bağlılık konusu geniştir. Kısaca bahsedersek dünyayı daha iyi bir yer yapmak, soydaşlar ve aile, akraba, halk ve dostlar ile olan ilişkiler sadâkat ve bağlılığınızı belirtir. Atalarınıza, onların mirasına ve geçmişe olan bağlılık, karar verme eyleminizi belirler. Bu geçmişe bağlılık kalıplaşma değildir; o geçmişteki olaylardan ders çıkarmak, yarım kalan bir işi devam ettirmek ve mirasa sahip çıkmaktır.

5.) Disiplin: Bireysel disiplin olarak da bilinen bu erdem, sahip olunması bir o kadar zor ancak büyük sonuçları olan bir erdemdir. Kendinizle ne derece iyi geçindiğiniz önemlidir ancak disiplinde kendinizi yargılama da bulunur. Bunun tanımını bulmak yerine şöyle düşünün; çevrenizdeki insanlar ile iyi ve samimi iletişim kurduğunuzda kendinizi harika hissedersiniz değil mi? Ama içinizde bir yerde bunun kötü sonuçları olacağını da biliyorsunuz. İşte asıl yanlış etrafa bakmaktır. Dürüstlük, disiplinin erdemidir. Önce kendine sonra çevresine dürüst olan bir kimse, büyük işler yapma konusunda ilk adımını atar.

6.) Misafirperverlik: Dayanışma, yardımlaşma ve paylaşmak gibi unsurlara sahip olan bir erdemliktir. Misafiri hoş karşılamak, onunla bir şeyler paylaşmak, arkadaşlıklar kurmak her zaman önemlidir. Çatınızın altında bulunan bir kişiye ters eğilimlerde bulunmak, hiçbir yerde hoş karşılanmaz. Antik ve Neo-Paganist inançlarda bu hareketin kötü sonuçları olur. Asatru'da örneğin kendi çatısı altında bir kişiye acılar çektirmek, tanrıların o kişiye kin gütmesine sebep olur. Misafirperverlik, dünyayı daha iyi bir yer yapma yolunda en önemli adımlar arasındadır.

7.) Çalışkanlık: Bunu sadece Havamal'dan şu satırlarla bile özetleyebiliriz;
Sığırlar ölür, Soylar tükenir,
Her insan ölümlüdür,
Ancak iyi isim daima yaşar,
İyi işler yapan bir kimsenin

8.) Özgüven: Sadece bireysel olarak değil, kendi soyunun, ailesinin, halkının, sevdiklerinin, ülkesinin özgürlük ruhunu dinç tutmak her bireyin görevidir. Özgüven, erdemler arasında tercihten çok sorumluluk ve zorunlu olan tek erdemdir. En aşağılık adam bile ülkesi için eline bir silah alır. Kendi inancına olan sadakâti, bir bireyin özgüvenini büyük ölçüde etkiler. Bu inancın ya da inançsızlığın sonucu topluma yansır. Özgüveni sarsılan bir kimse dünyayı daha iyi bir yer yapma yolunda ilerleyemez, toplumda olan saygınlığını kaybeder ve bunlar gibi bazı olaylar birbirini zincirlemesine takip eder. Asatru'da başarıya ulaşma konusunda özgüven kilit bir isimdir.

9.) Azim: Yenilgi ve başarısızlık karşısında dik durmak, bu başarısızlıktan kurtulmak azmin sonucudur. Eski zamanlarda hayat zordu; yalnızca güçlüler, akıllılar ve ustalaşmış kimseler uzun yaşayabilirdi. Hayatın özünde ise çok çalışmak yatar. Evet, eski zamanlarda belki para o kadar önemli değildi ama bir insan nasıl ileri düzeye gidebilir? O dönemler, kas gücüne dayalı dönemlerdi. Kimse de kral doğmazdı, kral olunurdu. Tıpkı günümüzde ve eski zamanlarda olduğu gibi, Asatru ve Neo-Pagan inançlarda herhangi bir azim göstermeyen bu hayatta önemli ya da kayda değer bir konuma gelemezdi.

Çeviren-Derleyen-Yazan: Nimrael