MUSEVİLİK VE YAHUDİ ŞERİATI "TALMUD"
Yahudi, İbranice Yehuda’dan gelen bir tanım sözcüğüdür. Dolayısıyla aynı zamanda İsrailoğullarının soyudur. Bu soydan gelenlere de Yahudi denilir. Musevilik ise; her ne kadar içine başka inançlar da karışsa Musa’nın getirdiği bir inanç sistemidir.
Musevilik eski Mısır, Mezopotamya, Babil, Sümer kültür ve dinlerinden büyük ölçüde beslenmiş; çok tanrılı dinlerin karmaşasından ortaya çıkarak, tek tanrılı olarak benimsenmiş bir din sistemidir. Zaman içinde peygamber Musa’nın on emrinden uzaklaştırılarak söylencelerle süslenip ilahi ve kitaplı din yapılmış. İslam’da hadisler ve söylence kitapları inancın içine katıldığı gibi; Musevilik de Eski Ahit- Tevrat’ın yanına Talmut, Kabala gibi yan kitaplar da Museviliğin içine katılmıştır. Dahası; Davut peygamberin Zebur kitabı da Eski Ahit içine katılarak şiirsel süslemeler yapılmıştır.
Musevilik inancının derinlerine indiğimiz de karşımıza ilk çıkan kök inanç, Mısır inançlarıdır. Freud, Musa ve Tek Tanrıcılık isimli kitabında Musevilik inancının kökünü ayrıntılarıyla anlatırken öncelikle Akhenaton ve onun getirdiği Atencilik inancı üstünde yoğunlaşır. Akhenaton İÖ 1300’lü yıllarda Mısır firavunuydu. Firavun olduktan kısa bir süre sonra çok tanrılı Mısır dinini yasaklayarak tek tanrılı Aten dinini kurup resmi din yaptı. Akhenaton, Amon din adamlarının tepkileriyle karşılaşınca; Teb şehrinden çıktı. Boş arazileri olan bir yere taşınıp kendisine inananlarla orada yeni bir şehir kurarak dinini yaydı. 15 yıl firavunluk yapan Akhenaton’un veba salgınında öldüğü söylenir. Ölümünden sonra Amon din adamlarının saldırıları yeniden yoğunlaşır. İsmi unutturulur.
Mısırlı tarihçi Ahmed Osman, Akhenaton’un annesinin babası Yuya’nın Yusuf peygamber olduğunu iddia eder. Freud’e göre; Musa Aten inancına sahip bir rahiptir. Akhenaton öldükten sonra, Atenciler büyük baskı gördükleri için çoğu Mısır’dan kaçmak zorunda kalır. Musa’da Medyen’e kaçar. Eski Ahit Tevrat’a göre Musa’nın kaçış nedeni bir Kıpti’yi öldürmesidir.
Museviliğin kökenlerini araştırırken, Museviliğin Sümerlerle olan etkileşimine de bakmak gereklidir. Sümeroloji uzmanı Muazzez İlmiye Çığ’dan kısaltarak aldığımız bir yazısı bu konuya açıklık getiriyor.
“Sümerliler Tanrılar dünyası üzerine pek çok efsaneler geliştirmişler, şiirler ilahiler, törenler yaratmışlar ve bunları ilk defa yazıya geçirmişlerdir. Onların kurdukları dinler, zamanla tek tanrılı dinlerin temelini oluşturmuştur. Tek Tanrılı dinler dikkatle incelendiğinde, diğer tanrıların tamamen yok olmadığını açıkça görebiliriz. Bu dinlerde melekler, şeytanlar, cinler olarak varlıklarını korumaktadırlar.
Tek Tanrılı dinlerin temelini oluşturan Yahudi dininin ortaya çıkmasından en az bin yıl önce Sümerliler varlıklarını yitirmişlerdi. Öyleyse Sümer kültürünün etkisi İsraillilere nasıl ulaşmıştır? Sümer Devleri güçlü dönemlerinde Doğuda Hindistan, batıda Akdeniz’e hatta Kıbrıs’a, Kuzeyde Orta Asya’nın batısına, Güneyde Mısır ve Habeşistan’a kadar genişlemişti. İÖ 2400 yıllarında Sami bir ırktan olan Kral Sargon Sümer Devletini ele geçirerek bir Akad Krallığı kurmuştu. Sonra yine Sami bir ırk olan Amoritler Babil Krallığını kurdular ve eski Sümer Ülkesinin tümüne hâkim oldular. Bu devirde tüm Sümer mitolojisi birçok kopya halinde yazıldı. Diğer kentlerdeki eğitim kurumlarına ve kütüphanelere gönderildi. Sümer eğitim tarzı, dili, efsaneleri, edebi yapıtları Babil okullarında öğretilmeye devam edildi. Sümerce en önemli dinsel lisan haline geldi ve bu durum İsa’nın doğumuna kadar devam etti. Tek tanrılı dinlerin atası olarak kabul edilen Hz. İbrahim, Tevrata göre, Mezopotamya’da Ur kentinden Filistin’e göçmüştür. Yani o bilgiyi taşımaktadır. Sonra Babil Kıralı Nabukadnezzar İS 604-562 de Filistini ele geçirmiş ve tüm Yahudi bilginleri Babil’e sürgün etmiştir. Bu bilginler Babil kütüphanesini inceleme olanağını bulmuşlardır. Nitekim Tevrat, Babil sürgününden sonra yazılmıştır.”
Museviliğin Öteki Kitaplarından Talmud
Musevilikte Tevrat kadar değer verilen Talmud, geleneksel yasaların yazıldığı bir kitaptır. Bu kitabın içinde söylenceler, tapınma törenleri, evlenme- boşanma konuları, ilahiler gibi bölümler bulunur. Bu kitaba kısaca Museviliğin şeriat kitabı denilebilir. Bazı kaynaklara göre İS. 2. Yüzyılda bir haham tarafından yazılı hale getirilmiştir. Ortodoks Yahudiler, Talmud’u Allah’ın Musa’ya öğrettiği bilgiler topluluğu olarak kabullenirler.
Bu kitabın ana kaynağı Sümer tabletleridir. Ayrıca, Talmud’da yazılı yasa ve kurallara bakıldığında okuyan her insanın kanı donar. Talmud’da yazılanlar Sümer kopyası olmakla birlikte; Sümerlerin daha insancıl ve uygar olduğu görülmektedir. Sümer tabletleri içinde bulunan ve kız kardeşiyle cilveleşen, hatta cinsellik yaşayan bir erkeğin ağzıyla yazılmış şiirler, Tevrat’ın Neşideler Neşidesi bölümünde de yer almaktadır.
Okuyucuların bir yargıya varmaları, Musevi şeriatı hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi olabilmeleri için Talmud içinden bazı bölümler sunmak zorundayız. Aksi halde bunları yazıya geçirmek değil, düşünmek bile insanı çileden çıkartır. Musevilik’de kadınların Talmud okuması yasak olduğunu yazanlar var. Bir de hahamların değişmez bir kuralı vardır, şöyle derler: “Talmud Torah’ı inceleyen, Yahudi olmayan birisinin hak ettiği şey ölümdür. Çünkü bu onun için değil, bizim için yazılmıştır. Bu bize bırakılan mirastır.”
Her dinde olduğu gibi Musevilik de incelemeyi, sorgulamayı, düşünüp karar vermeyi yasaklamaktadır. Bu yasaklar; Her dinin, din adamlarının ve siyasetçilerin tekelinde olduğunun somut gerçeğidir. Bu yasakların nedeni aşağıdaki Talmud yazılarından alınmış kısa bölümlerdir. İşte yazıp okurken bile insanlığımızdan utandığımız, ama utanılmadan kutsal kitaplara alınmış birkaç örnek:
İçine hiçbir yorum katmadan buraya aldığımız bu tümcelerin nasıl yüz kızartıcı oldukları görülüyor. Sizce böyle bir din ve böyle bir tanrı olabilir mi? Bunlara inananlar nasıl inanmışlar, halen neden inanıyorlar bilmiyorum. Ancak yalnızca merak ettiğim şey; bu utanmaz Talmut kitabının yüz kızartıcı şeraitine halen uyuluyor mu? Uyuluyorsa insanlığın başı belâda demektir. Talmud benzeri başka Musevi kitapları da var. Bunlar da yazılanlar da hoş karşılanacak konular değil. Ayrıca Tevrat’ın Neşideler Neşidesi bölümündeki şiirler de yüz kızartıcıdır.
- “Yahudi olmayanların sahip olduğu mal, çölde ayağınızın altındaki sahipsiz araziye benzer, Kim önce alırsa onun olur.” [1]
- “Bir büyük, küçük bir kız ile cinsi temas yaparsa bu göze girmiş bir parmak gibi kabul edilmeli. Keza bir çocuk bir kadınla temas ederse buda kadının cinsi uzvuna bir çubuk girmiş olarak kabul edilmeli. Bir büyük tarafından bir çocuk baştan çıkartılıp ırzına geçirilirse bu ırza girme hadisesi olarak kabul edilmeli, bir büyük tarafından bir çocuk baştan çıkartılıp ırzına girilirse bu ırza geçme hadisesi olarak değerlendirilmemeli. “Nasıl ki gözyaşı tekrar ve tekrar yeniden insanın gözüne gelirse üç yaşından küçük iken cinsi temasta bir kızında bekareti geri gelebilir.” [2]
- “Küçük yaşlarda erkeklerle yatmış bir kız çocuğu evlenirken bu vaziyeti kocasına bildirmeli aksi halde kan gelmez ve kocası da bu vaziyetten hoşlanmaz.” [2]
- “Bir Yahudi kızının bekâreti iki yüz zuz (eski Yahudi parası) değerindedir. Bu pazarlıkla daha evvelinden verilebilir.” [2]
- “Bir kadın kocasının izni ile parasını vererek kendisi ile cinsi bir şekilde alakadar olacak bir şahıs kiralarsa, bunda hiçbir kabahat yoktur, fakat bu kiraladığı şahıs gayri Yahudi ise bu kabahattir zira kazançlı çıkan gayri Yahudi’dir. Fakat aynı vaziyet, bir Yahudi erkeği ile gayri Yahudi bir kız arasında vuku buluyorsa zararı yoktur fakat Yahudi erkeği bu gayri Yahudi kızla evlenmemeye çok dikkat etmelidir.” [3]
- “Bütün cinsi işler akşam karanlığında yahut karanlık odada yapılmalıdır. Sebebi açık havada böyle işler yapılsa herkes işini gücünü bırakır seyre dalar ve daha fenası işlerini yapacak yerde cinsi temas yapan adamı taklit etmeye çalışır. Fırıncının ekmeği yanar, üzümcünün üzümlerini gayri Yahudiler çalar, çanakçının çanağı elinden düşer kırılır, nöbetçinin gözü döner şehri düşman basar. Karanlıkta bu işi yapmanın bir başka sebebi de, eğer bu cinsi teması bir gayri Yahudi ile yapıyorsanız bu gayri Yahudi kimseyi şahit olarak gösteremez hatta kendisi bile yüzünüzü iyi göremez.” [4]
- “Dünyada hâkimiyet sağlayacak en önemli unsurlardan biri, çok üremektir. Bütün yeryüzündeki gayri Yahudiler eşektir. O gün geldiği zaman bunlar yer altında kendileri için kazılmış olan yerlere girip ebediyen yer altında yaşayacaklardır.” [5]
- “O adam ki; kız kardeşi ile beraber yatıp, kendilerini cinsi zevklere bırakırlar ve kız kardeşi bunu şikâyet etmez, bunda bir kabahat yoktur. Fakat kız kardeş şikâyette bulunursa bu işi tekrarlanmaması bu adama bildirilir.” [6]
- “O şahıs ki; daha annesi yaşlı değildir. babası ölmüştür ve annesi yabancı erkeklerin koynuna girmek istemez ve kendi oğlu ile yatmak ister ve keza oğulda annesi ile yatmak isterse böyle bir vaziyette eğer bu işler zor kullanılmadan yapılıyorsa, bize düşen bir vazife yoktur ki oğul evlenme yaşına gelip de başka bir kızla evlenmek talebinde bulunur ve annesi buna mani olmak isterse, oğul kendi karısının cinsi arzularını hem de annesinin cinsi arzularını tatmin etmeli ta ki validesi başka bir erkek buluncaya kadar.” [6]
- "Bir gayri Yahudi, Yahudi kızından istifade ederse, bir Yahudi kadınını baştan çıkartırsa bir Yahudi çocuğunu kirletirse, Yahudi umumi bir Yahudi kadını ile temas edip kadına parasını vermezse cezaya çarptırılır. Eğer bir Yahudi umumi kadını kullanıp parasını vermemiş ise parası alınır ve değnekle dövülür. Bir Yahudi kadınını baştan çıkarttı ise ölünceye kadar taşlanır. Bir Yahudi kızını kirleten gayri Yahudi’nin başı yarım kesilir ve yavaş- yavaş öldürülür. Bütün bunlar bilhassa gayri Yahudilerin önünde yapılmalı ki bunlara müthiş bir ibret olsun ve bizim dehşetimiz karşısında titresinler ve Yahudi’ye dokunmaya bir daha yeltenmesinler.” [7]
- “Bir dul kendini tatmin için her türlü usullere başvurabilir.” [8]
- “Bir kadın sebepler göstererek hayvan ile hayvani münasebetleri ilerletirse bunda münasebetsiz bir şey yoktur. Böyle işlere zevklere heveslenmeyen kadın bulunmaz. Bu sebepten bu gibi zevklere kedini verip de sonradan evlenmeyi düşünen kadını bir haham bile alabilir.”
- “Haham Shimi b. Hiyya ya göre bir hayvanla ya da insan olmayan bir şey ile cinsi temas yapan kadını bir haham bile alabilir… [8]
- Haham R. Dimi’nin anlattığı bir misal ise şöyledir: harikulade çok güzel bir kadın sıcaktan biraz açık giyinmiş bir şekilde yeri silerken maruf köpeklerden biri kapıda zuhur etmiş… Kısa bir zaman sonra da kadın bir rahiple evlenmek için izin alabilmiş. Para ile kendisini satan bir kadın para karşılığında müşterilere zevk vermek için bir köpekle cinsi münasebet yaparsa bu başka türlüdür. Hahamlıkça hoş görülmez.” [8]
- “Yahudiliğe döndürülmüş bir kız, üç yaşından bir gün fazla olursa bir haham onunla evlenebilir.” [9]
- “Elazar şöyle ilave etti: Âdem bütün hayvanlar ile çiftleşmiş fakat Havva’nın verdiği tadı hiç birinde bulamamıştı.” [10]
- “Yılan Havva’nın içine müthiş bir şehvet sokmuştur.” [11]
- “O şahıs ki akrabası kız ile cinsi temas edip bekâret zarını yalnızca gevşetir. O adamdan şikâyet edilmemelidir”. [12]
- “Ölmüş kadın ile temas o kadının hayattaki vaziyetinde iken yapılan temas gibi kabul edilir. Kadın evli ise her ne kadar ölmüş olsa bile gene evli bir kadın olarak kabul edilir hem de ölmüş bir kadınla çiftleşmek meniyi ziyan etmek demektir.” [12]
İçine hiçbir yorum katmadan buraya aldığımız bu tümcelerin nasıl yüz kızartıcı oldukları görülüyor. Sizce böyle bir din ve böyle bir tanrı olabilir mi? Bunlara inananlar nasıl inanmışlar, halen neden inanıyorlar bilmiyorum. Ancak yalnızca merak ettiğim şey; bu utanmaz Talmut kitabının yüz kızartıcı şeraitine halen uyuluyor mu? Uyuluyorsa insanlığın başı belâda demektir. Talmud benzeri başka Musevi kitapları da var. Bunlar da yazılanlar da hoş karşılanacak konular değil. Ayrıca Tevrat’ın Neşideler Neşidesi bölümündeki şiirler de yüz kızartıcıdır.