Müslümanlara sorular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Müslümanlara sorular etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MÜSLÜMANLARA SORULAR
Genelde sakin biri olsam da Müslümanlarla tartışmalarım nadiren küfürsüz bitmiştir. Bunun sorumlusu ben değilim zira sorularıma verecek cevapları bittiğinde ya çekip gittiler yada sadece küfür ve tehdit ettiler. Şimdi bazı sorularımı bir kez daha buradan soracağım ve cevap vermek isteyenle severek tartışa bilirim.
Soru #1
Bildiğiniz kadarıyla Müslümanların kutsal kitabı Kur'andır. Farklı mezheplerin kendilerine göre kaynakları olmasına rağmen Kuran sonuç olarak ortak bir kaynak olarak kabul ediliyor. Fakat ne yazık ki Müslümanlar kutsal sandıkları kitabın emirlerine karşı geliyorlar. Örnek olarak HAC. Bildiğiniz üzere Hac İslamın 5 şartından biridir ve durumu iyi olan her insan hacca gitmek zorundadır.
Bakara Suresi, 196. ayet: Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın…
Kuranda hacla ilgili onlarca ayet var ama benim asıl sorum hacca nasıl gidecekleriyle alakalı. İlgili ayete bakalım.
Hac Süresi, 27. ayet: "İnsanlar içinde haccı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan (derin vadilerden) gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler."
Ayette açık bir şekilde Haca yaya olarak (رِجَالًا) ve yorgun develerle (ضَامِرٍ) gelsinler deniyor. Peki ama neden siz yaya olarak veya develerle değilde lüks otobüslerle veya uçaklarla gidiyorsunuz? Kutsal kitabınızın emirlerine neden uymuyorsunuz?
Soru #2
Câsiye Süresi 13 ayet Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için deliller vardır.
Allah göklerde ve yerde olan her şeyi insanların hizmetine verdiğini söylüyor. Sorum şu:
Fotoğrafta gördüğünüz z8GND5296a (Texas üniversitesi astronomları tarafından 2013 yılında keşif edildi) isimli galaksi bizden tam 30 milyar ışık yılı uzaklıkta. Bu galaksi bizlere nasıl hizmet ediyor?
Soru #3
Kur'an açık ve net bir şekilde Allah için tek geçerli dinin İslam olduğunu söylüyor. İlgili ayetlere göz atalım:
Âli İmrân Süresi 85: Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.
Âli İmrân Süresi 19: Şüphesiz Allah katında din İslam'dır.
Hal böyle iken soruyorum sizlere. Muhammed yaşadığı zaman ve Kur'an nazil edildiği zaman dünyada bilinen yerler hangileriydi? Muhammed ortaya çıktığında Amerika'da Avusturalya'da yaşayan insanların Arabistan diye bir yerin varlığından haberleri bile yoktu.
Amerika 1492 yılında Avusturalya 1605 yılında keşif edildi. Farz edelim ki Kristof Kolomb cebinde bir küçük Kur'an mushafıyla Amerika'ya gitmişti. Peki 1492 yılından önce Amerika'da yaşayan ve Şamanist dinlere mensup olarak hayatlarını süren insanların ahiretteki durumu ne olacak? Burada üç teori söz konusu fakat üçü de Kur'an'a zıttır.
Teori 1- Kurandan ve İslamdan habersiz olarak başka dinlerde yaşayıp ölenler ahirette affedilicek. O zaman İslam evrensel olmaktan çıkıyor yöresel oluyor ve benim Allah'ın imtihanına tabi tutulmam tamamen tesadüf. Zira 1492 yılından önce Amerika kıt'asında yaşasaydım ne Muhammedi tanırdım ne İslami.
Teori 2- Kurandan ve İslamdan başka din arayanlar cehenneme atılacak. Buda Kurana zıttır zira eğer yer yüzünde yaşayan tüm insanları Allah yarattıysa o zaman hangi dine uymalarını da tüm insanlara söylemesi gerek. Yani Muhammed bir tek Arabistan'a ve çevresine değil tüm dünyaya hitap etmeliydi.
Teori 3- Tüm toplumlara kendi dillerindeki elçiler onları ikaz etmeleri için gönderilmiş. Fakat Amerikanın yerlilerine gelen elçinin ismi ne? Avustralya'nın yerli aborjinlerine gelen elçinin ismi ne?
Sonuç olarak İslam evrensel değil bölgeseldir, bunu Kur'an kendisi bile söylüyor:
Zuhruf 43 ayet: Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.
Soru #4
Tevbe süresi 51: De ki: "Allah'ın bize yazdığından başkası başımıza gelmez. O bizim Mevlamızdır, inananlar Allah'a güvensin."
Ayette insanların başlarına gelecek her şeyin Allah tarafından yazıldığı söyleniyor. Madem her şeyi yazan Allah o zaman dua etmenin manası ne? Yani Allah senin çocuğuna trafik kazasında ölme kaderi yazmışsa senin “Rabbim, evladımı kazadan beladan koru” demenin manası kalmıyor. 10 YTL aldığın dua kitabından okuduğun duayla Allah kendi fikrini değiştiriyorsa o ciddiye alınacak bir yaratıcı değil demektir.
Yazının sonraki serisinde görüşmek üzere..
KAYNAKLAR
a-https://ru.wikipedia.org/wiki/Z8_GND_5296
1-Bakara Suresi, 196. Ayet
2-Hac Suresi, 27. ayet
3-Câsiye Suresi 13 ayet
4-Âli İmrân Suresi 85 ayet
5- Âli İmrân Suresi 19 ayet
6-Zuhruf 43 ayet
7- Tevbe suresi 51 ayet
Yazan: Kainatta Toz Zerresi
İSLAM’A VE KUR’AN’A YÖNELİK BAZI SORULAR 2İslâm dininde yani Kur’an’ı Kerim’de, cinsiyet eşitliği var mıdır? Yok ise neden yoktur? Yıllardır her toplumda ezilen ve hala da ezilmeye devam eden kadınları daha çok ilgilendiren cinsiyet eşitliğinin Allah indinde sakıncası nedir?
Ağaçlar, dünyanın ve dünyada yaşayan bütün canlılığın akciğeridir. İslâm dininde bilimsel olduğu söylenen ayetlerin yanı sıra ağacın öneminden, korunmasından ve ağaca verilmesi gereken önemden bahseder mi?
Dünya milletlerinin uzun yıllardır ve halen kanayan yarası olan “çocuk işçiler sorunu”… Yani küçük yaştaki çocukların, para amaçlı sömürülmelerini yasaklayan bir Kur’an ayeti var mı? Çocuk hakları konusunda Kur’an ne der?
Kur’an’da, tembellik nedeni ile yani çalışmak istemediği için insanların yufka yüreklerini istismar ederek para kazanmaya çalışmakla yani keyfi dilencilik yapmak isteyen uyanıklarla ilgili bir ayet var mı?
Başkalarına zararı olmayan durumların dinen yasak olmasının mantıksal izahı nedir? Meselâ eşcinsellik, iki kişinin özelinde olup biten bir şey olduğu halde ve eşcinsel insanlar genel olarak sapık ya da kötü insan kategorisinde olmadığı halde(bir kimsenin eşcinsel olması, etraftaki kişilere sarkacağı ya da birilerine kötülük yapacağı anlamına gelmez) neden günahtır?
İslâm’ın Tanrısı Allah, insanoğluna çocukları arasında ayırım yapmayan bir ebeveynin evlatlarına duyduğu eşit sevgi ve eşitlikçi bir din yerine neden “beni seven, beni pofpoflayan, benim sözümden çıkmayan evladım benden, öteki evlatlarım evlat bile değil yerin dibine batsın geberesiceler” zihniyetiyle ve karşılık için çocuklarına değer veren bir ebeveyn zihniyetine uygun bir düzen ve din göndermiştir?
İslâm dininde Sanat icra etmek ve Sanat eserine değer vermek ile ilgili durum nedir? Kur’an’da bu durum ile ilgili ayet ya da müminlere tavsiyeler var mıdır? (Kutsal bir kitapta her şeyden bahsedilmesi tabi ki de düşünülemez fakat kendini Müslüman olarak tarif eden İslâmî toplumlar yüzyıllar boyunca günahtır diye Sanat düşmanlığı yapıyorsa bu durumun çözümünün de Kur’an içinde olması gerekir. Geleceği gören Allah, mutlaka görmüş olmalı bu günleri. Çünkü bir çok kulunu, sanat icra etmeye yatkın olarak yaratmış.)
Kâinatı, insan denen muhteşem dengedeki canlıyı ve dahasını mükemmel bir titizlikle yaratan Allah’ın gönderdiği Kutsal kitabın içinde neden mükemmel bir titizlik ve mükemmel bir düzen yok?
Kur’an’da, kalp denilen organdan sürekli bahsedilmesine ve beynin de işlevlerinin sanki kalp organındaymış gibi işlenmesine rağmen vücudun en önemli organı olan ve bir dini anlamak ve idrak etmek aşamasında insan vücudunun en gerekli ve tek organı olan beyin ile ilgili bir bilgi neden yoktur?
Dünya insanlarının çok önem verdiği ve çok gerekli olan bir konu da doğum kontrol yani Aile planlaması. Kur’an’da bu konuya yönelik bir bilgi var mı? Yok ise neden yok? Açlığın hüküm sürdüğü bir bölgede, açlıktan ölen çocuklarını toprağa gömerken sırf Allah öyle istedi diye ha bire çocuk doğurmaya devam eden Müslüman kadınına yaptığının yanlış olduğunu anlatırken Kur’an’ın hangi ayetinden örnek vereceksiniz? Nasıl ikna edeceksiniz?
Kur’an’da, Müslüman olmayan insanları sevmek, onlarla dost olup güzel ilişkiler geliştirmek ya da onların güzel yanlarını fark etmek, gerektiğinde onları örnek almak, takdir etmek ile ilgili ayetler ya da tavsiyeler var mıdır? Yoksa neden yoktur? (Örnek alınan, yaptıkları hoşa giden yabancı Bilim adamları, dinciler tarafından kötülenince sormak gereği duyuyor insan)
Kur’an’da yeniliklere açık olmak ve insanların hayata kattıkları yeniliklere uyumlanmak, ayak uydurmak ile ilgili ayetler ve tavsiyeler var mıdır? (Kusura bakmasın kimse, İslâm ülkelerinin şu anki içinde bulunduğu geri kalmışlığı görünce sorası geliyor insanın)
Yazan: Kainatta Toz Zerresi
İSLÂM’A VE KUR’AN’A YÖNELİK BAZI SORULAR
1
KONU: Bakara 2: O kitap (Kur'an); onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler (sakınanlar ve arınmak isteyenler) için bir yol göstericidir.
SORU: Biraz önce okuduğumuz Bakara suresinin 2 inci ayeti ne anlama geliyor? “O’nda asla şüphe yoktur” dendiği zaman:
- O’nda tek bir şüphe bile yoktur.
- Bazı şüpheler olabilir.
- Şüphe denilen şey okuyanın anlayışına göre değişen bir şeydir.
2
KONU: Bakara 8: "İnsanlardan, inanmadıkları halde, «Allah'a ve ahıret gününe inandık» diyenler vardır." (Bazı tercümelerde “İnsanlardan Allah’a ve ahret gününe iman etmedikleri halde iman ettik diyenler vardır” şeklinde çevrilmiştir. İman etmek ile inanmak, aynı anlamdadır.)
Bakara 9: "Bunlar Allah'ı ve inananları aldatmaya çalışırlar, oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değildirler."
8’inci ayette “İnanmadıkları halde Allah’a ve ahret gününe inandık” diyenlerden yani münafıklardan bahseder. Devamı olan 9’uncu ayette ise münafıkların (Yani inanmadıkları halde “inandık” diyenlerin) Allah’ı ve müminleri kandırmaya çalıştıklarından bahseder.
SORU: Allah’a inanmayan birisi müminleri kandırmaya çalışabilir fakat inanmadığı bir varlığı yani inanmadığı Allah’ı nasıl kandırmaya çalışır? (Tercümede hata yok)
3
KONU: Dünyanın, milletlerin en önemli meselesidir eğitim. İnsan yetiştirmek, çocuk yetiştirmek. Geçmişte ölümcül olan bir çok hastalık, bugünün imkânları içerisinde sadece bir iğne, bir serum veya bir kutu hap ya da birkaç dakikalık lazer tedavisi ile iyileşebiliyorsa, dünyanın öteki ucuna sadece birkaç saatte ulaşılabiliyorsa, hepsinin alt yapısında eğitim yatıyor. Hani hepimiz bir araya gelsek Kur’an’ın bir ayeti gibi bir cümle kuramayız ya! Ben, eğitimle ilgili ayetler yazdım. Yazdığım ayetler aşağıda, lütfen okuyun.
- Ey müminler, eğitime önem veriniz. Çocuklarınızı ilimle bilimle eğitiniz.
- Ey anne ve babalar, çocuklar anne babalarını örnek alırlar, siz onlara nasıl örnek olursanız onlar da sizin gibi olurlar. Çocuklarınıza iyi örnek olunuz.
- Ey müminler, çocuğu yetiştiren, büyüten annedir, kadındır. Kız çocuklarınızın eğitimine, tahsiline önem veriniz, onları eğitiniz ki onlar da anne olduklarında çocuklarını eğitsinler.
- Ey müminler, cahillik yolunu terk etmenin tek yolu eğitimdir. Çocuklarınıza fen ve matematik öğretin, zekâlarını geliştirin, tahsillerine önem verin. Torunlarınız öyle bir zamanda doğacak ki, en bilgili, en akıllı, en eğitimli milletler dünyayı yönetecek. O yüzden size verilen aklı, ilimde, bilimde yarıştırınız.
- Ey müminler, ilimde bilimde yarışınız.
4
KONU: Dünyadaki Müslüman milletlerin içler acısı durumu ortadadır. Üretip dünyaya kazandırdıkları hiçbir bilimsel buluş olmadığı gibi, kullandıkları en basit ilaçlar bile Hristiyan ve Yahudi üretimidir. Üstelik dünyanın en azılı, en acımasız teröristleri de İslâmi dinci teröristlerdir.
SORU: Dînî savaşlarda, Peygamberlerinin zor zamanlarında yardım eden Allah, kendisine iman eden, günde beş vakit namaz kılıp her yıl 30 gün boyunca oruç tutan büyük insan kitlesinin bu kadar sefil halde olacağını görememiş miydi? Eğer gördüyse, kendisine gece gündüz ibadet eden insanlara neden yardım etmiyor? Eğer bu insanlar, cahilliklerini kendi seçimleri doğrultusunda yaşıyorlarsa bile, suçsuz günahsız doğan yavrular da zorunlu olarak, anne babalarının ve içinde doğdukları toplumun cehaletinden gereken payı haydi haydi alıp(mecburen) yaşamlarını bu cehalette devam ettirirler. Bu cehaletin kucağında doğan çocukların günahı ne? Allah, en azından bu suçsuz günahsız yavruların geleceğini kurtarmak için neden bir şey yapmıyor?
5
KONU: İslâmî inanca göre, bir insan, dünyanın neresinde olursa olsun, İslâm dinini bulup, inanmakla mükelleftir. Bir insan düşünün ki, İslâm dışında başka bir dine mensup bir ailede doğmuş ve büyümüş. Ailesinden ve çevresinden iyi bir eğitim, iyi bir terbiye almış. Güzel bir evlilik yapmış ve yaşamı boyunca düzgün bir hayat yaşamış. İyi bir baba, iyi bir eş, anne babasına karşı vefalı bir evlat, çevresine karşı yardımsever bir adam olmuş. Hayatı, faydalı işlerle, mutlulukla ve iç huzuruyla geçmiş. İnandığı din ise bu adamın dünya hayatı, Tanrı ve öte alem ile ilgili sorularına makul ve mantıklı olabilecek cevaplar vermiş.
SORU: Bu adam, hangi sebeple İslâmı aramak ya da araştırmak zorunda kalacak?
6
KONU: Bir ülke düşünün. Ülkenin adı atıyorum “LEMİNYA” olsun. Bu ülkenin bir başkanı olsun. Bu başkan bir gün kendisine bir yardımcı seçiyor. Yardımcısının adı atıyorum “Veli” olsun. Başkan, ülkesi Leminya için, bir anayasa hazırlıyor. Bu anayasanın içerisinde kanunlar, ülkeye ait temel değerler vs… Bu arada Başkan, yardımcısının hanımlarıyla sıkıntı yaşadığını işitiyor. Veli’nin hanımları, cinsel ilişki sırasına yönelik bir tartışma yaşıyorlar. Başkan, yardımcısının hanımları ile olan bu problemine çözüm getirmek için Veli’nin hanımları ile konuşmak ve bu işi gizliden halletmek yerine bu konu ile ilgili tavsiyelerini, ülkesi için hazırladığı anayasanın içine resmi olarak ekliyor. Yani LEMİNYA ülkesinin anayasasının içinde, başkan yardımcısının hanımları ile hangi sıra ile birlikte olacağının maddeleri eklenip ayrıyeten bir de Başkan olmanın verdiği gücün etkisi ile “Ayağınızı denk alın, benim biricik yardımcımı üzmeyin, gerekirse hakimleri, mahkemeleri devreye sokar, sizi Veli’den boşatır, sizin yerinize onu başka kadınlarla evlendiririm ha” diye tehdit eklemeyi de unutmuyor ve bu anayasa tüm ülkede ve dünyada yayınlanıyor.
SORU: Bu başkan hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
7
KONU: Allah, kadınlarla ilgili bir çok ayette erkeklere seslenmiş ve kadını değil erkeği muhatap almıştır.
SORU: “Ben bir Tanrı olsaydım ve gerici, yobaz, sığ bir bölgede zaten kocası yanında eksik etek durumunda olan ve ahırdaki inek kadar bile değer verilmeyen kadına övgüler dolusu ayetler indirir, bizzat kadının kendisine seslenip kadına ne kadar değer verdiğimi hissettirir ve o kadının özgüvenini inşa etmek için gerekeni yapardım” desem siz bu düşünceyi nasıl değerlendirirsiniz? Eğer konuyu, şımarık olarak düşündüğünüz kadınlara getirecekseniz, Kur’an’da bizzat kendisine seslenilen erkek milletinin hali de pek mütevazi değil.
8
KONU: Geçmişten günümüze kadar kadın, bir çok millette mal gibi alınıp satılmış, ezilmiş ve şiddete uğramıştır. Hâlâ da dünyada ve ülkemizde, kadınlar haksız yere şiddete maruz kalmaktadırlar.
SORU: Bir çok konuda, derinlemesine ve detaylı olarak bilgi veren ve onlarca ayetin tekrar tekrar yazılı olduğu Kur’an’ı Kerim’de çeşitli ayetleri irdeleyip dolaylı yollardan anlam aramaya ve bu konuyla bağlantı kurma çabalarına mahal bırakmadan kadınların, erkekler tarafından şiddete uğramalarını engellemek için “Kadınlara vurmayınız” veya “kadınlara asla şiddet uygulamayınız” şeklinde ya da benzer şekilde, bir cahilin bile okuduğunda apaçık bir şekilde anlayacağı net ifadeli bir ayet var mıdır? Yok ise neden yoktur?
9
SORU: Dünyada bir çok kadın, halen haksız yere kocasından şiddet görüp işkenceye uğruyor.
KONU: Hırsızlık yapan kadın ve erkeğin, bir ceza olarak ellerinin kesilmesini hükmeden Allah, kocasından haksız yere şiddet gören veya işkenceye uğrayan kadına hangi çözümü sunmuştur? Hangi ayette bu çözüm yazmaktadır. Ya da bu şiddeti ve işkenceyi uygulayan erkeğe hangi ceza hükmünü emretmiştir?
10
KONU: Geçmişten günümüze kadar kadınlar, kız ve erkek çocukları, defalarca tecavüze uğramışlardır ve bu durum hâlâ da devam etmektedir.
SORU: Hz Peygamberin, hanımları ile birliktelik sırasına kadar malumat verilen Kur’an-ı Kerim’de, dolaylı yollardan anlam arayıp mânâ ve sonuç çıkarmaya mahal vermeden “kadınlara tecavüz etmeyiniz” veya “kadınları cinsel ilişkiye girmeye zorlamayınız” veya “çocuklarla cinsel ilişkiye girmeyiniz” gibi bir çocuğun ve bir cahilin bile okuduğunda rahatlıkla anlayabileceği açık ifadeli bir ayet var mıdır? Yok ise neden yoktur?
11
KONU: Bir insan düşünün. Bu insan dinsiz bir ailede doğuyor fakat çok iyi bir aile terbiyesi alıyor. Dini bir inancı yok ama gönülden bağlı olduğu ve inandığı insani değerler var. Hayatı boyunca değil bir insana, hayvanlara bile zarar vermeyen bu insanın hayatı hep iyilikle geçti. Zor durumda olan insanlara yardım etti. Çeşitli yardım kuruluşlarında çalıştı. Kimseye bir zararı dokunmadı fakat bu adam, düşünsel olarak bir Tanrının var olabileceğine hiçbir zaman inanmadı ve bu inançsızlığı ile öldü.
BEYYİNE – 6 : Elbette, ehl-i kitaptan [Yahudi ve Hristiyan] olsun, müşriklerden olsun bütün kâfirler Cehennem ateşindedir, orada ebedi kalırlar. Onlar yaratıkların en kötüsüdür.
SORU: Özünde ve yaşantısında iyi birisi olan bu adama Allah’ın sırf kendisine inanmadı diye ömür boyu ateş içinde işkence etmesi merhametsizlik ve adaletsizlik değil midir? “Kulum benim var olduğuma inanmadı, beni inkâr etti” diyerek o insanın dünya hayatında yaptığı bütün iyilikleri bir kenara itip sırf kendisine inanmadı diye sonsuz cehennem ateşine layık görmek ve o kimseyi “Yaratıkların en kötüsü” olarak nitelemek, egoistlik değil midir? Bu ölen kişi, çok iyi bir insan olmasa ve işlediği bazı günahlar olsa bile, bu günahlardan daha fazlasını işlemiş olan bir müslümanla kıyas edilince, Müslüman olarak ölen günahkârın bir süre cehennemde yanıp daha sonra cennete alınması fakat Müslüman olmayıp ölen kişinin de sırf öte alemde Allah’a inanmış olmak torpili yok diye sonsuz cehenneme alınmasının adaleti nasıl açıklanabilir?
12
KONU: Bir insan, dünya hayatı boyunca Müslüman olarak yaşıyor fakat İslâmî bir terör örgütüne hizmet etmenin yanı sıra bir çok insana işkence edip, bir çok insanın ölümüne ve bu ölümlerle birlikte bir çok çocuğun ailesiz kalmasına sebep oluyor ve ölmeden iki üç sene önce “ben yanlış yaptım, dinimi yanlış yaşamışım, yanlışlarımın da farkına vardım” deyip samimi olarak tövbe ediyor ve tövbesinden üç sene sonra Kelime-i Şehadet getirdikten sonra ölüyor. Fakat tövbe etmeden önce işlediği suçların acı sonuçları çoğalarak artıyor. Babasız bıraktığı çocuklar acımasız birer birey olarak büyüyor, o bireyler de başkalarına zarar veriyor derken yapılan bu kötülük, sonraki nesillere dallanıp budaklanarak adeta bir kötülük ağacına dönüşüyor.
SORU: Tövbe eden bu adam, öte alemde Allah’a inanmamış ve Allah’ı inkâr etmiş Kâfirler gibi ebedi cehennemde mi kalacak yoksa uzunca bir süre cehennemde yanıp cezası tamamlandıktan sonra eninde sonunda cennete geçiş mi yapacak?
13
KONU: Bakara 14: Onlar iman edenlere rastladıkları zaman: "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: "Biz, sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz." derler.
Bakara 15: (Asıl) Allah onlarla alay eder ve taşkınlıkları içinde serserice dolaşmalarına mühlet verir.
Bir insan düşünün EVLİYA gibi. Öylesine olgun ve yüce gönüllü ki, kendisi ile dalga geçenlere dönüp bakmıyor bile. Bir insan daha düşünün çocuk gibi. Öyle ki, en ufak bir kıvılcımdan alev alıyor ve hemen karşılık veriyor.
-Bana bak, benim babam senin babanı döver.
-Yok yaaaa, asıl benim babam senin babanı döver.
SORU: Bir evliya ile karşılaştırıldığında o evliyadan misli oranında yüksek ve yüce olan, olgunluk, anlayış ve nezaket gibi mukaddes özelliklerin en yücesinde bulunan bir yaratıcının, kullarıyla alay etmesini nasıl açıklarsınız? “Allah, iman eden müminlerle alay eden kullarının da, doğru yolu bulmasını diler.” Gibi Yaratıcıya yakışır bir cümle yerine “(Asıl) Allah onlarla alay eder” cümlesinin kurulması nasıl yorumlanmalıdır?
14
KONU: Ahzab Suresi 33/37: "Hani hem Allah’ın nimet ve ihsanına, hem de senin iyiliğine nail olmuş olup da hanımını boşamaya karar vermiş olarak sana danışmaya gelmiş olan kişiye sen: “Eşini yanında tut Allah’tan kork!” demiştin. Allah’ın açığa çıkaracağı bir durumu içinde saklamıştın, çünkü insanlardan çekinmiştin. Halbuki asıl Allah’tan çekinmen gerekirdi. Neticede, Zeyd eşini boşayıp onunla ilişkisini kestikten sonra, Biz onu sana nikâhladık ki, bundan böyle evlatlıkları, eşleriyle ilişkilerini kestikleri, onları boşadıkları zaman, o kadınlarla evlenmek hususunda müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri her zaman gerçekleşir.”
Allah’ın gönderdiği ayete göre yani Allah’ın uygun gördüğü yasaya göre bir erkek, öz olmayan evlatlık oğlunun boşadığı kadınla evlenebilir.
SORU: Bu durum serbest kılınmış olmasına rağmen, Hz Muhamed’in ölümünden günümüze kadar geçen süreç içerisinde evlatlığının boşadığı kadınla evlenip tarihi kayıtlara geçmiş bir Müslüman erkeği var mıdır? Etrafınızda böyle bir evlilik yapan erkek olmuş mudur? Evlendirmek üzere olduğu kızını, damadına ve damadının üvey babasına getirip “kızım size emanet” diyen bir adamın kızını emanet aldıktan sonra kocası boşarsa, boşanan kadının eski üvey kayınpederi ile yani boşadığı adamın üvey babası ile evlenmesini ayıplar mısınız yoksa normal mi karşılarsınız?
15
KONU: Herhangi bir sebeple iki erkek tartışmaya başlar fakat tartışma bir süre sonra biter ve ikisi de ayrılıp giderler. Bu iki erkekten birisi evine doğru giderken yolda bir arkadaşına rastlar ve yaşadığı tartışmayı anlatır. Arkadaşı ise saf olduğunu bildiği arkadaşına “o kadar lafı püsün püsün işittin de elin ayağın bağlı oturdun mu? Ne biçim erkeksin lan sen? Soğan erkeği misin? Adamın gözünün üzerinde yumruğunu patlatamadın mı?” gibi sözlerle adamı iyice doldurur. Arkadaşının dolduruşuna gelen adam gerisin geriye dönüp tartıştığı erkeği bulur ve kavga etmeye başlar. Sonunda tartıştığı adamı öldürür ve cinayetten hüküm giyer. Kendisini dolduruşa getiren arkadaşı da hiçbir şey olmamış gibi yaşantısına devam eder.
SORU: Tartışmayı bitirmiş olan arkadaşını dolduruşa getirip cinayet işlemesine vesile olan adama uygulanacak olan cezai hüküm, Kur’an’ın hangi ayetinde yazmaktadır? Ya da şöyle sorayım, Kur’an’da cinayete azmettirmek veya cinayete sebebiyet vermek gibi bir günahtan bahseder mi?
16
KONU: Şu an, tüm dünya milletlerini gözlerinizin önünden geçirin. Bütün ülkelerin maddi ve manevi olarak üç aşağı beş yukarı nasıl imkânlar içerisinde olduğunu biliyorsunuz. Allah’ın adeta lanetlediği Yahudiler yani israiloğulları, şu an dünyayı yöneten en büyük şirketlerin sahibi durumunda. Üstelik Allah tarafından lanetlenmiş olan İrailoğullarının yaşadığı İsrail, Filistin dışındaki bütün ülkelerle, özellikle de İslâm ülkeleriyle fıstık gibi geçiniyor ve her konuda işbirliği yapıyor. Biz Türkiye olarak bile yediğimiz içtiğimiz her şeyin tohumunu İsrail’den alıyoruz. Şu an dünyanın en büyük ve en güçlü ülkeleri Hıristiyan dinine bağlı olan ülkeler. Onların icat edip onların ürettiği ürünleri kullanıyor ve bu ürünlere bir sürü para verip onları zengin ediyoruz. İslâm ülkelerinin çoğunluğunda ise bu ülkelerin belli başlı petrol zengini aileleri dışındaki Müslüman halklar hem maddi hem de manevi sefalet içinde. Eskisi gibi kılıçla kalkanla toplumları basıp, savaşıp galibiyet ve ganimet elde etme zamanı çoktan geçti. Günümüzün şartlarında güçlü olmak, ülkesinin çıkarlarını üstün tutmak çok daha farklı politik yöntemlerle, en önemlisi akıl ve zekâ ile yapılıyor. Günümüzün en güçlü ülkeleri, kendi ülke insanının aklını ve zekâsının en iyi şekilde kullanıp değerlendiren ülkelerdir. Eskilerden günümüze kadar çok şey değişmiş olmasına rağmen “Allah, kullarına artık yardım etmiyor” cümlesini kimse kuramaz hâşâ.
SORU: Yukarıdaki gerçekleri göz önüne aldığımızda dürüst olarak söyleyin lütfen, Allah, yaşadığımız şu çağda, hangi dinlerin mensuplarına yardım ediyor? Gece gündüz kendisine iman eden Müslümanlara mı yoksa Lanetlediği ve “…dost edinmeyin…” dediği dinlerin mensuplarına mı?
17
KONU: “Allah, kadına kocasını boşama hakkı vermemiştir” denildiği zaman çeşit çeşit ayetler sıralanıp “bak şu ayete göre erkek kadına iyi davranmak zorunda”, “bak erkek kadını boşarken şunu şunu yapmak zorunda” gibi konuyla alakası olmayan yorumlardan bıktım. KARDEŞİM, karısına iyi davranması gereken bir erkek tam tersi bir şekilde karısına iyi davranmayıp onu sürekli olarak sudan bahanelerle tartaklıyor. Çok genç yaşta ve ailesinin zoruyla evlenmiş olan bu kadın, evlenirken boşama hakkını da kocasından almamış çünkü böyle bir uygulamadan haberi olmadığı gibi anne babası ve evleneceği adam da böyle bir hakkı ona verecek kişiler değil. Bu kadın, sürekli dayak yediği kocasından boşanmak istiyor. “Erkek eziyet etmemeli karısına” evet, etmemeli ama ediyor, nasihatten de anlamıyor, eziyetinde de ısrarlı.
SORU: Karısından boşanmak isteyen erkeğe çeşit çeşit ayet gönderen yüce Allah, dayak yediği kocasından ve hatta içip içip vücudunda sigara söndürerek kendisine işkence eden kocasından boşanmak isteyen kadına, kocasını boşayabileceği ya da hangi şartlar altında boşayabileceği ile ilgili hangi ayeti göndermiştir? Göndermedi ise neden göndermemiştir?
18
KONU: Belki bunu söylemek sizde hemen karşı bir tepkiye ya da köpürmeye neden olacaktır ama söylemek zorundayım ve bunun için şimdiden özür diliyorum. Belirli bir IQ seviyesinde olan, kariyer yapmış, akademik başarılar elde etmiş, kendisinde güzel, doğru ve insancıl duygular geliştirmiş, hayatın ve insan olmanın erdemini baştan aşağıya kendi varlığında özümsemiş olgun bir erkek, yeşil çimenli bir bahçe içerisinde kendisine tahsis edilecek olan 72 tane huriyi hayal etmez. Onun erdemi, onun ahlâkı, yüksek ve yüce gönül duyguları, insanoğlunun bir kız bir de erkek olarak yani eşit sayıda dünyaya gelmesinin fıtratına uygun olarak iç dünyasında tezahür eder. Ahlâki yapısı gerçek anlamda düzgün bir erkek, hayatına neşe katacak, kalbindeki o en güzel romantik duyguları kabartacak bir tek kadın hayal eder.
Diğer taraftan servetiyle kendine taht kuran ya da şöhretin ve zenginliğin verdiği nefsanî duygularla yaşayan bazı ünlü ve bazı zengin erkekler için aşk denilen temiz duygular askıya alınmış ya da silinmiş durumdadır. Onlar kadınlar konusunda daldan dala uçtukları gibi cinsel arzularının peşinde giderken aynı anda çok sayıda kadınla da birlikte olabilirler ve hayalleri de bu yöndedir. Cennette erkeklere öyle bir yer hazırlanmış ki bu dünya hayatında dört tane hanımla sınırlanan erkekler, cennet hayatında 72 huriye kavuşuyorlar. Yani cennetteki erkeklerin durumu, bir kadınla yetinebilecek erdemli ve olgun bir erkeğin durumuna değil tam aksine, paranın verdiği imkanların ya da çapkınlığın verdiği azgınlığın sonucu olarak çeşit çeşit kadınla birlikte olan kontrolsüz ve nefsine yenik düşmüş bir erkeğin durumuna işaret ediyor.
Konunun en can sıkıcı ve içinden çıkılmaz olan durumu ise son 4-5 yıl içinde, cennetteki hurilerle ilgili yapılan yorumlarda bazı ilahiyatçıların “efendim, cennette verilen bu huriler, seksüel amaçlı değildir tamamen erkeğin hizmetini görecek gençleri kast etmektedir” veya “ayetlerde geçen kelime huri değil hur dur ve hem kadını hem de erkeği kast eder yani cennette hem kadınlara hem de erkeklere 72 şer tane sevgili verilecektir” gibi yorumlar sadece bizim ülkemiz Türkiye’de tek tük ilahiyatçılar tarafından dile getirilmeye başlanmıştır. Kadına da 72 huri verilmesi, hoş karşılanacak bir şey değildir tabi ki.
SORU: Eski, klasik yorumcularla modern yorumcular arasında bir karşılaştırma yapacak olursak cennetteki bu 72 huri ile ilgili olarak kim doğruyu söylüyor? İspatı, hangi ayettedir? O ayeti ya da ayetleri, anadili Arapça olan dünya Müslümanlarına tasdik ettirebilir misiniz? Yoksa biz Arapçayı, Araplardan daha mı iyi bilip, yorumluyoruz?
19
KONU: İslâm inancına göre, insanlığın başlangıcından Hz Muhammed’in yaşadığı zamana kadar her millete, her kabileye Peygamber gönderilmiştir.
SORU: Kur’an’da neden sadece Ortadoğu bölgesine gönderilmiş olan Peygamberlerin ismi zikredilir? Meselâ, Avrupa kıtasına veya Avustralya’daki aborjinlere gönderilmiş olan Peygamberlerin ismi de zikredilseydi, o insanların İslâm’a geçmesi için bir sempati oluşturulmuş olmaz mıydı?
20
SORU: Kur’an’da neden sadece Ortadoğuda yetişen yiyeceklere ve coğrafi özelliklere yer verilir?
21
SORU: Diyanet işleri başkanlığı Türkiye’deki Müslümanlara Kur’an’ı öğretirken neden Kur’an’ın hiç anlamadığımız Arapçası ile okunmasına büyük önem verir ve sırf Arapça okunuşunu insanlar öğrensin diye Kuran Kursu öğretmenlerine maaş verir?
22
SORU: Bir Müslüman, hoşgörü ve barış dini olan İslâm dininden çıktıktan sonra neden bu kararını etrafındaki insanlara söyleyemez?
23
SORU: Diğer dinler, eleştirilere karşı (İslâm ile karşılaştırıldığında) çok daha hoş görülü iken neden İslâmi çevreler ve insanlar İslâm’ı ve Kur’an’ı eleştirenlere karşı acımasızdır? İslâm’ı eleştiren karşıt görüşlü aydınlar neden öldürülür?
24
SORU: Dünyanın en cahil insanları neden müslümanlardır?
25
SORU: Günümüzde, çalışma hayatında olan ve kocası gibi çalışıp para kazanarak, elde edecekleri gayrı menkulde ve her türlü maddi birikimde oldukça fazla katkısı olan çalışan kadının mirastaki durumuna, Kur’an’ın hangi ayetinde açıklık getirilmiştir?
26
KONU: Nisa 34: "Allah`ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır…"
Bu ayette çeşitli meal farklılıkları bulunmakla birlikte anlaşılması gereken durum ortadadır yani erkekler, “mallarından harcama yaptıkları için”…
SORU: Günümüzde, çalışan kadınların da bir hayli fazla olduğunu göz önüne alırsak, bu ayeti, yaşadığımız yüzyılın neresine ve hangi coğrafyasına yoracağız. Eğer Arap coğrafyası bu ayete çok uygun görünüyorsa biz Türklerin yaşamına uygun olan ayetler, Kur’an’ın neresindedir?
27
KONU: Tin Suresi 4. Ayet: "Biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır."
SORU: Peki Allah, insanı olabilecek en güzel şekilde yaratmışken müslümanlar neden sünnet olur? Allah erkekleri kusurlu mu yaratmıştır da sonradan düzeltme yapılması gerekmiştir? Bu durumda sünnet olmak Allah’a karşı gelmek değil midir?
28
KONU: Fecr suresi 1. ayetinde ve Kur’an-ı Kerim’in daha birçok ayetinde sürekli “and olsun” diye başlayan ayetler bulunmaktadır.
SORU: Kâinatın yaratıcısı neden yemin etme gereği duyar? Yemin etmek, insana mahsus bir davranış değil midir?
29
KONU: Tevbe Suresi 5.ayet: "Haram aylar çıkınca Allah'a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir."
Bu ayetin tefsirine göre Müslümanlarla anlaşma yapan müşriklerin yani Allah’a ortak koşanların, anlaşmalarını bozmalarından dolayı haram aylarını çıktıktan sonra bulundukları yerde öldürülmeleri emrolunur fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı verirlerse serbest bırakılıyorlar.
Zengin ve güçlü bir erkeğin, kendisini sevmeyen veya hem kendisini hem de başka bir erkeği aynı anda seven bir kızın karşısına geçip “eğer beni sevmez ve benimle evlenmezsen, bana beni sevdiğini söylemezsen, seni öldürürüm, ya da öldürtürüm” tehdidi ile yukarıdaki ayet arasında hayli benzerlik var.
SORU: İslâm dinindeki ibadetlerde samimiyetin yani içtenliğin bir önemi var mıdır? Eğer varsa ölümden kurtulmak için namaz kılıp tövbe eden bir adamın içtenlikle tövbe ettiğini ve içtenlikle ve isteyerek namaz kıldığını kim kontrol edecek? İNSAN MI?
30
KONU: Hz Muhammed’in ölümünden sonra, hanımlarının artık başka erkeklerle evlenmesi yasaklanmıştır?
SORU: Geçmişi ve geleceği bilen Allah, sonradan elçisi yapacağı kişinin, dul, zengin ve ahlâk sahibi bir kadınla evlenmesine müsaade ederken neden Peygamberin diğer hanımlarının hayatlarının sonuna kadar dul olmalarını istemiştir? Eğer sebep, o kadınların kötü niyetli erkeklerle evlenmesine ve bu sebeple İslâm’a Peygamber hanımı olma münasebeti ile zarar gelmesine mani olmak ise Peygamberine kadınlar konusunda türlü türlü avantaj veren, yol gösterten Allah, bu kadınlara neden Peygamber ahlâkına yakın, hayırlı kocalar nasip etmemiştir?
31
KONU: Maide 38: "Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karşılık bir ceza, Allah’tan bir ibret olarak ellerini kesin. Allah güçlüdür, hikmet sahibidir."
SORU: Bu ceza, çocuğuna ilaç parası bulamadığı için hırsızlık etmek zorunda kalan baba için de geçerli midir? Buna açıklık getirecek bir ayet var mıdır?
32
KONU: Duhan 43-46: "Zakkum ağacı günahkârın yiyeceğidir. O, karınlarda, fokurdayan su misali kaynayan bir tortu gibidir."
Gâşiye 6: "Onlar için kuru, dikenli bir bitkiden başka yiyecek yoktur."
SORU: Kur’an ayetlerine göre cehenneme girenler sadece dikenli bitki mi yiyecekler yoksa zakkum ağacını mı yiyecekler, yoksa her ikisini de mi? Gâşiye suresi 6’ıncı ayetteki “başka yiyecek yoktur” ifadesinden ne anlamalıyız?
33
KONU: Mülk 5: "Gerçek şu ki biz yakın göğü kandillerle süsledik. Ayrıca bunlarla şeytanların taşlanmasını sağladık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık."
SORU: Yukarıdaki ayeti açıklamaya yönelik tefsirleri aklım, zekâm kabul etmiyor. Bu ayetin mantıklı bir tefsiri var mı?
34
KONU: Hz Muhammed’in Peygamber olarak tayin edilmesinden sonra etrafında yaşayan ve Müslümanlığa dahil edilmeye çalışan insanların, Hz Muhammed ile ilgili iftira veya ithamlarına yönelik Allah katından bir sürü açıklama ayetleri gelmiştir. Bu ayetlerin tamamını da doğal olarak, kendisine iftira edildiğini, ihtilaf edildiğini düşünen Peygamber bildirmiştir.
SORU: Bu nasıl bir çıkmazdır? Bir insanı, çeşitli konularda suçlayacaksınız fakat kimsenin konuşamadığı Rab’dan gelen bilgileri, sizin hiç samimiyetine inanmadığınız ve suçladığınız kişi size açıklayacak ve siz de buna inanacak mısınız? Bunun mantığı nedir?
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)
PATREON İLE DESTEK OL
Patreon'dan Üye Olarak Destek Olmak İçin : TIK
KUR'AN ANALİZİ
● Sırasıyla tüm ayetleri incelemeye başladığım ve kökenlerini gösterdiğim "Kur'an Analizi" videoları İçin TIK!