Kur'an'da öteki dünya çelişkisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kur'an'da öteki dünya çelişkisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
CENNET VE CEHENNEME GİRİŞ ŞİFRESİ
Arkadaşlar arasında bir muziplik yapana hemen yapıştırırız: “Ulan cehennemlik adamsın, hiç öyle yapılır mı?” ya da iyi bir şey yapanı görünce: “Tam cennetlik maşallah” deriz. Yani bir tarafta ödül âlemi, diğer tarafta ceza âlemi. Burası sınav âlemiydi. Burası geçici bir yer. Neye göre geçici? Sonsuz âleme göre. Ölümden sonraki sonsuz yaşam. Peki, sonsuz yaşamda bizi nereleri bekliyor? Cennet ve Cehennem.
Bir düşünün. Sonsuz huzur, huriler, cennet şarapları, her türlü mutluluğun yaşandığı bir yer… Cennet… Ve diğer taraf. Sonsuz ızdırap, acı, kötülük, hüsran… Yani cehennem…
Hangisini tercih edersiniz? Elbette cennet. Kim bu imkânları ve nimetleri reddedebilir ki? Aklı başında olan biri acı ve ıstırap ister mi? Tabii ki cenneti ister.
Şimdi inançlı olan herkes cennete gitmek ister ve dünyevi hayatını buna göre şekillendirir. Çok kısa bir semavi din sıralaması yapacak olursak, bildiğimiz üzere önce hanif bir din vardı. Onu bilmiyoruz. Allah kelamı idi. Ardından Sabiilik geldik. Sabiilikte Allah’ın yeryüzüne indirdiği dinlerdendi. Sonra Yahudilik, Hristiyanlık ve son olarak Müslümanlık. Eğer yaşadığınız dönemde geçerli olan dine mensup iseniz sorun yok.
Ama örneğin Yahudisiniz. Yaklaşık 45-50 yaşlarındasınız. Tevrat’ta müjdelenen cennete kavuşmak için tüm ibadetlerinizi yapıyorsunuz. Sonra bir marangoz çıka geliyor. “Dininizi saptırdınız. Sizlere müjdeci olarak yeni yaklaşımı sunuyorum. Artık böyle yapacaksınız çünkü son peygamber benim. Sözlerim ile cennete gideceksiniz (İsa)” diyor. Tepkiniz ne olurdu? Diyelim ki onun sözlerini deli saçması nitelendirdiniz. İşte şimdi ayvayı yediniz çünkü cennet gitti.
Diyelim ki doğru bir Hristiyan’sınız. Amacınız cennet hayatı. Bütün ibadetlerinizi yapıyorsunuz. Kiliseden dışarı çıkmıyor, bütün ritüelleri yerine getiriyor, incilinizi elinizden düşürmüyorsunuz. Sonra biri gelip diyor ki ”Son peygamber benim. Son uyarıcı da benim. Bana tabi olun. Yoksa cennete gidemezsiniz. Ayrıca cizye verene kadar sizinle savaşırım!”. Eğer bu kişiye tabi olmazsanız, yani ona inanmaz ve sihirbaz olarak nitelendirirseniz cennet yine gitti.
Bu bahsettiklerimi inkâr mı ediyorsunuz? Yani, şüphesiz âlemlerin rabbinin rahmeti yücedir. O kimlerin cennete veya cehheneme gideceğini bilir, başka din bile olsa belki gider. Abuk sabuk yorum yapma mı diyorsunuz? Hadi ayete bakalım:
Al-i İmran/85: "Kim İslamiyet’ten başka bir dine yönelirse onun ki kabul edilmeyecektir."
Tamam mı? İslamiyet dışındakiler cennet görmeyecek. Anlaşıldı sanırım. Şimdi başka bir ayete göz atalım:
Bakara-62: "Şüphe yok ki, iman edenler, yani Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sabilerden Allah’a ve ahiret gününe inanıp salih amel işleyenler için, Rab’leri katında mükâfatları vardır. Onlar için bir korku yoktur. Onlar mahzun da olmazlar."
Şimdi bilmem anlatabildim mi? Siz de haklısınız. Yani hem onlar da gidebilecek, hem de gidemeyecek. Karar sizin. İster Al-i İmran-85’i baz alıp “Onlar cennet göremeyecek, cehennem yakıtı olacaklar!” deyin. İsterseniz de Bakara-62’ yi baz alıp, “Onlardan da mükafat alacak olanlar vardır!” deyin. Seçim sizin.
Kısaca tüm semavi dine mensup insanlar, hatta olmayanlarda, kendi inanç dünyasının cennetine kavuşmaya çalışır. Dünya hayatını buna göre şekillendirir. Ancak sizin ne derece azgın, ne derece sapkın olduğunuz önceden yazılmış. Yani figüransınız.
Değil misiniz?
Bakara / 30: "Ve düşünün ki; Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediği vakit; “Orada fesat çıkaracak ve kanlar dökecek bir mahlûk mu yaratacaksın? Biz hamd ile tesbih ve seni takdis edip dururken?” dediler. “Her halde ben sizin bilemeyeceğiniz şeyler bilirim.” Buyurdu."
Yani siz yaratılmadan önce ne olduğunuz belli. Fesat çıkaran ve kanlar döken mahlûklarsınız.
Şimdi burayı bir inceleyelim,
Şüphesiz gaybı bilen tek varlık olan Allah iken nasıl oluyor da daha siz yaratılmadan melekler sizin hakkınızda hüküm veriyor? Sizin ne yapacağınızı nereden biliyorlar?
Bakara Suresi, 33. ayet: (Allah) "Ey Âdem, bunları onlara isimleriyle haber ver" dedi. O, bunları onlara isimleriyle haber verince de dedi ki: "Size demedim mi, göklerin ve yerin gaybını gerçekten Ben bilirim, gizli tuttuklarınızı ve açığa vurduklarınızı da Ben bilirim."
Melekler sürekli ibadet eden ve sorgulamayan, nurdan yaratılmış varlıklarken nasıl olurda Allah’ın emrini sorgularlar? “fesat çıkarıp kanlar dökecek mahlûk” tabiri ile neden onun kararını eleştirirler? Melekler daha sonra “Tamam” dedikleri için affedildiler de, sadece şeytan uymadığı için mi lanetlendi? Allah şüphesiz gaybı biliyorken neden melekler ile diyalog ihtiyacı duysun? Sonsuz kudret sahibi yaratıcının fikir danışmasına neden gerek olsun?
Şimdi vaad edilen Cennet’e ulaşmaya çalışıyorsunuz diyelim. Eğer hidayete erdirilmemiş iseniz durum yine kötü.
En’am/125: "Allah kimi doğru yola koymak isterse, onun kalbini İslamiyet’ e açar. Kimi de saptırmak isterse kalbini dar ve sıkıntılı kılar. Allah inanmayanları küfür bataklığında kılar."
Diyelim ki ben inanmak istiyorum. Neden kalbime hidayet düşürülmüyor? Neden kalbim İslamiyet’e açılmıyor? Neden küfür bataklığında bırakılıyorum ki? Hiç bile bile ceza almaya veya sonsuz acıya tıpış tıpış gider mi insan?
A’raf/178: "Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır."
Zümer/22: "Allah kimin kalbini İslam’ a açmışsa, o Rabbinden bir nur üzerinde değil midir? Allah’ı anmak konusunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık bir sapıklık içerisindedirler."
Şüphesiz beni yaratan, kaderimi bir kılan âlemlerin rabbi neden benim kalbimi daha doğmadan katılaşmış kılsın ki? Beni neden şüphesiz müminlerden yaratmadı?
Nahl/93: "Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, ama o istediğini saptırır, istediğini doğru yola eriştirir. İşlediklerinizden ant olsun ki sorumlu tutulacaksınız."
Ayrıca bakınız: Fatır/8, Müdessir/31-42 vb.
Kısacası ne yaparsanız yapın. Eğer hidayete erdirilenlerden değilseniz. Ne yapsanız boş. O halde ne yapmalıyız? Hidayetin gönlümüzde hâsıl olması için bekleyecek miyiz? Neden hiç şüphesiz sonsuz nimetler ile nimetlenenlerden olamıyoruz?
Araf 178’ de bahsedildiği gibi şaşırtılmak kim ister? Kim kalbini hidayetten uzak tutmak ister ki? Bu noktada bir sıkıntı var.
Peki, neden herkes bu nimetlerden faydalanamıyor? Bir göz atalım:
Secde/13: "Biz dileseydik, herkese hidayet verirdik, fakat cehennemi tamamen cin ve insanlarla dolduracağıma dair benden söz çıkmıştır."
Neden biz cehenneme yakıt olarak tasarlandık ki? Tüm hayatını iyiliğe ve güzelliğe adayanların tek suçu Müslüman olmamak mı? Mükâfatları cehenneme yakıt olmak mı? Madem biz tüm yaratılmışlara –Hatta Meleklere bile- üstün kılındık, neden cehenneme yakıt olarak piyasaya sürülüyoruz?
Neden Yakıt olacağıma dair bir söz veriliyor?
Hud/118-119: "Eğer Rabbin dileseydi insanları tek bir ümmet kılardı. Fakat Rabbinin merhamet ettikleri bir yana, hala ayrılıktadırlar; esasen onları bunun için yaratmışızdır. Rabbinin, andolsun ki hep insan ve cinlerle dolduracağım, sözü yerine gelmiştir."
Neden tüm varlıklara üstün kılınan insanoğlu ayrılık için yaratıldılar? Bizler neden melekler gibi bir fıtrat üzerine yaratılmadık? Bu bizim üzerimize bir lanet mi? Eğer kaderimde yakıt olmak varsa neden bu dünyaya geldim? Ben kimin sınavıyım? Yakıt olacağım kesin ise bu dünyada ki amacım ve hedefim ne olabilir? Herkes iyilik ve güzellik üzerine olsa ne olurdu? Sorun mu çıkardı? 6 yaşındaki bir çocuk tecavüze uğrayıp öldürüldüğünde bunu yapan aminoasit yığını yakıt ise neden baştan hiç yaratılmamış kılınmadı? O yaratılmasaydı kötülüklerde olmayacaktı. Bu kimin sınavı? (Bkz. A.KARA makaleleri)
A’raf/179: "Andolsun ki biz cin ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır.
Daha önce belirttiğim gibi birçoğumuz yakıtız. O halde cennetlik olanların sınavı olarak mı tasarlandık. Yani bu dünyada cennetlik olanlar benim üzerimden sınav olacak, sonra yaradılış gayem gereği cehenneme yakıt olacağım. Bu mudur? Hiç insanların çoğunu yakıt yapacağım diye ant içip söz vermek sonsuz merhamet sahibi, kudret sahibi yaratıcıya yakışıyor mu? Siz yakıştırıyor musunuz?"
Zuhruf/32: "Dünya hayatında ki geçimlerini aralarında böldük ve bazılarını, bazılarından üstün kıldık."
Evet, yoruma gerek yok sanırım. Parası olan parası olmayanı ezer. Onlar üstün kılındı çünkü. Eğer parası olan ezerse fakir onun sınavı olduğundan zengin cehennemlik. Eğer zenginin parasını görüp bende niye yok derse bir fakir, o halde isyandan cehennemlik. Yani zenginler, fakirin sınavı. Kısacası Zengin zenginliğini bilecek, fakir de fakirliğini bilecek. Herkes haddini bilecek.
Benim kafam karıştı, sizi bilmem. Gerçi kafamın karışması normal. Şüphesiz sapmışlardan ve zalimlerden olduğumdan olsa gerek…
Neyse Cennet’e kimler girebilecek? Bir bakalım:
"İşte bütün bu hükümler, Allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur." (NİSA/13)
"Muhacir ve Ensar'dan İslâm'a ilk önce girenlerin başta gelenleri ve iyi amellerle onların ardınca gidenler var ya, işte Allah onlardan razı oldu, onlar da Allah'dan razı oldular ve onlara, altlarında ırmaklar akan cennetler hazırladı ki, içlerinde ebedi kalacaklar. İşte büyük ve muhteşem kurtuluş budur." (TEVBE/100)
"İman edip salih ameller işleyenler, işte öyleleri de cennet ehlidirler ve orada ebedî kalıcıdırlar."(BAKARA/82)
"Allahtan korkanlar, elbette cennetlerde ve pınarların başındadırlar." (HİCR/45)
"Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, altlarından ırmaklar akan cennetler vaad buyurdu. Orada ebedi kalacaklardır. Hem de Adn cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte asıl büyük kurtuluş da budur." (TEVBE/72)
Bir dakika bir dakika. Adn Cennetlerinden mi bahsedildi? Kaç tane cennet var? Aden benim bildiğim şu an Irak coğrafyasında kalıyor. Kaç cennet var? Aden cennetleri acaba başka hangi inançlarda vardı? Kopya mı? Baş harfi Sümer ve Babil desem? Muazzez İlmiye ÇIĞ desem? Bu sitede bir ton makale var desem?
"Allah, müminlerden, canlarını ve mallarını, kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır: Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler. Bu, Tevrat'ta da, İncil'de de Kur'ân'da da Allah'ın kendi üzerine yüklendiği bir ahittir. Allah'dan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır? O halde yaptığınız alış-veriş ahdinden dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur." (TEVBE/111)
Gerçekten durum karışık. Önceden benim ne olduğumu melekler biliyor ve bizi fesat çıkaran ilan ediyor; üstelik gaybı şüphesiz Allah bilmesine rağmen. Sonra her ne yaparsam yapayım eğer bana hidayet verilmediyse iman edemeyeceğim ve cennete kavuşamayacağım söyleniyor. Ardından benim aslında cennete yakıt olarak yaratıldığım söyleniyor. Müslüman olmayanların cennete gidemeyeceği söyleniyor, ama başka bir yerde Müslüman olmayanlarında mükâfat alacakları söyleniyor yani, yakıt olmayacaklar. Ben niye yakıtım o zaman? Ardından Cennet’e kimlerin girebileceği anlatılıyor. Aklıma “Kibar Feyzo” filminden Kemal Sunal’ın meşhur amele pazarı repliği geldi. Hani amele pazarında kamyonete adam seçme sahnesi:
-Ee Beeeeeennn???,
-Sen gelme ulan ayı!
Şimdi beni cımbızla seçip ayıkladığım ayetler ile milleti kandırmak ile suçlayacaksınız. Eyvallah. Örnek verdiğim ayetlerin bulunduğu surelerin tamamını bir okuyun. Ama anlayarak sağlam okuyun. İnanmak istiyorsanız elbette inanın. Din inanç işidir. Ancak sadece neye inandığınızı bilin. Bildiğinize inanın. Sağlıcakla kalın.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)
PATREON İLE DESTEK OL
Patreon'dan Üye Olarak Destek Olmak İçin : TIK
KUR'AN ANALİZİ
● Sırasıyla tüm ayetleri incelemeye başladığım ve kökenlerini gösterdiğim "Kur'an Analizi" videoları İçin TIK!