BARIŞÇIL MISIR FİRAVUNU : SAHURE
Sahure, Eski Krallık döneminde yaşayan bir Mısır firavunuydu. 5. Hanedanlığın
hükümdarıydı ve saltanatı boyunca barış ve refah hüküm sürmüştü. Bunların yanı
sıra yabancı topraklarla ticaret yapmış, bir donanma geliştirmiş ve madenler
açmıştı.
Sahure, özellikle kendisi için inşa ettirdiği Sahure Piramidi ile tanınır. Bu
piramit Mısır'da Kahire yakınlarındaki Ebûsir'de (ابو صير) bulunur. Sahure'nin
halefleri de o bölgede kendi piramitlerini inşa ederek onun izinden
gitmişlerdir.
Sahure Piramidi, daha önce inşa edilmiş olan Giza'daki üç ana piramitten çok daha küçüktür. Bunu piramit yapımında bir düşüş olarak yorumlamak mümkündür. Öte yandan bu piramit kompleksi, yapımında kullanılan taşların kalitesi ve ölüm tapınağının zengin kabartma süslemeleri ile dikkat çekicidir. Dolayısıyla söz konusu eski Mısır piramitlerinin kalitesi olduğunda boyut tek kriter olmamalıdır.
Adı “Re'ye yakın olan” anlamına gelen Sahure, MÖ 3. binyılın ortalarında doğmuştur. Genellikle babasının 5. Hanedanlığın kurucusu Userkaf olduğu düşünülmektedir. Çünkü Userkaf'ın saltanatı sırasında antik Mısır'ın güneş tanrısı Ra ve Ra kültü önem kazanmıştır. Oğlunun adı olan “Sahure”, Userkaf'ın güneş tanrısı Ra'ya yaptığı atıfın bir yansımasıdır.
Babası bellidir ama annesinin kimliği biraz muammalıdır. Userkaf'ın 4.
Hanedanlığın üçüncü firavunu olan Redjedef'in soyundan geldiğine inanılır.
Zaman geçtikçe hanedanlık mücadelelerine neden olan rakip dallar ortaya
çıkmıştır. Pozisyonunu güçlendirmek isteyen Userkaf, kraliyet ailesinin ana
kolunun soyundan gelen Khentkaues ile evlenir. Bu, hanedan mücadelelerini
sona erdirerek Userkaf'ın yeni bir hanedan kurmasına olanak sağlar. Bu
nedenle geleneksel olarak Sahure'nin annesinin Khentkaues olduğu
varsayılmıştır.
I. Khentkaus, Giza'daki mezarında 'iki kralın annesi' olarak anılır ve
muhtemelen bunlardan biri Sahure'dir. [7] Khentkaus, mezarında kraliyet
kobrası (uraeus) ve sakal ile tasvir edilmiştir, bu da Sahure'nin vekili
olarak hizmet etmiş olabileceğini düşündürmektedir. Ancak annesi olduğu
anlamına gelmez. Sahure piramidinin geçidinde yapılan kazılarda, firavunun
annesinin Userkaf'ın diğer eşlerinden II. Neferhetepes olduğunu gösteren
kabartmalar bulunmuştur. [4][5][6]
Sahure MÖ 2.487 civarında firavun olmuştur. Turin Kral Listesi'nde yazanlara göre toplam 12 yıl hüküm sürmüştür. Antik Mısır'ın Eski Krallık döneminden kalma Kraliyet Yıllıkları olarak bilinen bir dikili taşın geniş bir parçası olan Palermo Taşına göre ise Mısır'ı yönettiği toplam süre 13 yıldır.
Fakat Firavunlar, tıpkı diğer onca Sami halkları gibi işgalci, yağmacı,
yayılımcı bir politika izlerken Sahure'nin hükümdarlığında bunlar pek
yaşanmamıştır. Onun saltanatı sırasında krallığında barış ve refah hakim
olmuş, bu durum komşu halklara kadar yayılmıştır. Bunun sonucunda Mısır ile
komşuları arasında her iki tarafa da fayda sağlayan ticaretler yapılır
olmuştur. Yani diğer firavunların yaptığı gibi saldırıp işgal ederek mallara
el koymak yerine ticarete yönelmiştir.
Cenaze tapınağını süsleyen rölyeflerde ticaret faaliyetlerini anlatan
sahneler-çizimler yer almaktadır. Örneğin bir sahnede Mısır gemileri,
günümüzde Lübnan'da bulunan bir kıyı kasabası olan Biblos'tan evlerine
dönerken gösterilirler. Tasvirlerde ayrıca Lübnan'ın ünlü sedir ağaçlarıyla
doldurulan gemiler yer alır. Diğer gemilerde köle ya da tüccar olan ve
Sahure'yi selamlayan yetişkin ve çocuklardan oluşan "Asyalılar" ile yüklü
olarak temsil edilmiştir. [2][3][8][9]
Sahure'ye şöyle demektedirler:
Selam sana ey Sahure! Yaşayanların Tanrısı, güzelliğini görüyoruz!. [10]
Aynı kabartma, yabancı topraklar arasında ticareti kolaylaştırmak için
gemilerde tercüme yapmakla görevli tercümanların bulunduğunu kuvvetle
göstermektedir. Mısır sanatına özgü kabartmalarda muhtemelen Doğu Akdeniz
kıyılarından açık deniz gemileriyle getirilen birkaç Suriye boz ayısını tasvir
eder. Bu ayılar, Suriye ortaya çıkan 12 adet kırmızı boyalı, tek kulplu
kavanozlar ile birlikte ortaya çıkmıştır. Bazı Mısırbilimciler, birlikte ele
alındığında, ayılar ve kavanozların muhtemelen bir haraç olduğunu öne
sürmüşlerdir. [11][12]
Yağma, saldırma yerine izlediği işbirlikçi politikanın kanıtları Lübnan'da
ortaya çıkan eserlerde görülmektedir. Bunlar arasında Sahure'nin mührü ile
damgalanmış taş kaplar ve ince bir altın parçası üzerinde damgasının bulunduğu
sandalye yer alır.
Firavunun, Lübnan dışındaki Punt ülkesine bir ticaret heyeti gönderdiği de
kayıtlar arasındadır. Bu, Punt'a yapılan ilk belgelenmiş Mısır seferidir.
Mısırlılar bu efsanevi topraklardan kendi topraklarında bulunmayan çeşitli
mallar almışlardır. Bunların en değerlisi ise 80.000'lik ölçü ile alınıp
Mısır'a getirilen mür'dür. Mür, ilaç yapımında ve parfümlerde
kullanılan, kokulu, yapışkan bir reçine türüdür. [13][3] [15]
Alınan mallar arasında ayrıca 23.030 tahta ve doğal bir altın ve gümüş
alaşımı olan 6.000 ölçülük elektrum bulunur. Punt'a yaptığı seferin ticaret
açısından önemine ek olarak, bu olay aynı zamanda onun Mısır donanmasını
kuruşu olarak kabul edilir.
Sahure'nin Punt topraklarına yaptığı ticari sefer, sonraki firavunlar için
bir emsal teşkil ettiği için uzun vadeli bir etkiye de sahipti. Örneğin Orta
Krallık döneminde, kendinden sonraki çeşitli firavunlar tarafından da Punt
ülkesine ticaret amaçlı seferler düzenlenmiştir. [14]
Tabi o zamana kadar seferlerin ölçeği muazzam bir şekilde artmıştı. Örneğin
MÖ 1985'te gerçekleştirilen ticari amaçlı bir keşif gezisinde 3.000 erkeğin
bu olaya dahil olduğu iddia edilir. 50 yıl sonra gerçekleştirilen bir başka
seferde ise 3.700 erkeğin katıldığı yazılmış ve bununla övünülmüştür.
Ancak Punt'a yapılan en ünlü sefer, Yeni Krallık firavunu Hatşepsut'un düzenlediği seferdir. Bu, bilinen ve en iyi şekilde belgelenmiş en büyük keşif gezisiydi. Şüphesiz tüm bu keşif gezileri Sahure'den ilham alınmıştı ve düzenleyen firavunun saltanatının refahını sağlamaya hizmet edecekti.
Fakat ne kadar barışçıl politika izlersen izle, eğer bir firavun ya da kralsan mutlaka atalarının sana öğrettiği, metinlerin övgüyle kaydettiği şeyi yapacaksındır; Savaşmayı.
Sahure'nin Punt topraklarına yaptığı seferi ticaret amaçlı ve barışçıl
olmasına rağmen, onun denizaşırı ülkelerde askeri seferler yürütmüş
olabileceği anlaşılmaktadır. Çünkü Mısırlıların, komşuları olan Libyalılara
yaptığı baskını tasvir eden kabartma sahneleri bulunmaktadır. Bir sahnede
firavun, korku içinde önünde çömelmiş olan Libyalı esirleri cezalandırmak
üzere iken tasvir edilmiştir. Bu baskından başarı elde eden Mısırlılar,
düşmanlarının yanı sıra onların hayvanlarını da ülkelerine getirmişlerdir.
Sahure'nin Libyalılara karşı düzenlediği askeri harekatın tasviri olduğu
düşünülen ve dolayısıyla firavunun saltanatının o kadar da barışçıl
olmadığını gösteren kabartmanın gerçek bir olayı tasvir etmeyebileceği,
sadece bir tür "ayini" anlattığı da ileri sürülmüştür.
Alternatif bir görüş, Sahure'nin seleflerinden birinin başarısını
kopyaladığı şeklindedir. Firavunun düşmanlarını cezalandırmak üzere olduğu
aynı sahnenin, 6. Hanedan firavunu II. Pepi'nin cenaze tapınağında ve 25.
Hanedan firavunu ve Kuş Kralı Taharka'nın Sudan'ın Kava ilindeki
Tapınağı'ndaki bir kabartmada da yer alabileceğine dikkat çekilmiştir. Bu
nedenle eğer bu firavunlar söz konusu sahneyi Sahure'den kopyalamışlarsa,
Sahure'nin de bu sahneyi seleflerinden birinden kopyalamış olması mümkündür.
Yani Sahure belki de hiç savaşmamış, yağma yapmamış, sadece hanedanlığı için
önemli olan olayları anlatan kabartmalara yer vermiştir.
Sahure'nin en bilinen yönlerinden biri madenler açtırmasıdır. Örneğin Sina yarımadasında turkuaz madenleri açtırmıştır. Bu madenlerin Mısır'daki "Mağara Vadisi" (وادي مغارة) ve "Harita Vadisi"nde (وادي الخريط) bulunduğu tahmin edilmektedir. [1]
Güneydeki Nübye'de diyorit yani yeşiltaş madenleri açtırmıştır. Bu
madenlerden çıkan taşlar genellikle anıtsal binaların yapımında
kullanılmıştır ve Sahure'nin gerçekten de birkaç anıt inşa ettiği
bilinmektedir.
Firavunun inşa ettiği anıtlardan biri de bir güneş tapınağıdır. Güneş
tanrısı Re yani Ra'nın kültü 5. Hanedanlık döneminde baskın hale geldiğinden
firavunlarının bu tanrıya adanmış tapınaklar inşa etmesi gayet doğaldır. Bu
tapınağa 'Re'nin Tarlası' anlamına gelen Sekhet-Re denildiği bilinmektedir.
Ne yazık ki tapınağın yeri tarihe karışmıştır ve belki de asla tespit
edilemeyecek.
Sahure'nin inşa ettirmiş olduğu bilinen bir diğer anıt ise "Uetjes Neferu
Sahure" adı verilen ve 'Sahure'nin Görkemi Cennete Yükseliyor' anlamına
gelen saraydır. Bu ismin Sahure'nin haleflerinden biri olan Neferefre'nin
cenaze tapınağında yakın zamanda ortaya çıkarılan yağ kaplarında da yazılı
olduğu görülmüştür. Güneş tapınağı gibi, sarayın da yeri bilinmiyor ancak
Abusir'de olabileceği tahmin edilmekte. [16]
Neyse ki Sahure'nin anıtsal yapı projelerinden biri bugüne kadar ayakta
kalmış; Abusir'deki piramit kompleksi. Bu isim, Grekçedeki Busiris'in Arap
versiyonudur ve eski Mısır'da "Osiris'in Evi" anlamına gelen "Pr-vsir"
kelimesinden türetilmiştir. Bu isim söz konusu alanın Osiris'e adanmış bir
tapınakla ilişkili olduğunu gösterir.
Abusir, kuzeyde Giza ve güneyde Sakkara olmaz üzere iki kabristan (nekropol)
arasında yer alır. Sahure bu bölgede bir piramit kompleksi inşa eden ilk
firavundur.
Giza ve Sakkara'nın zaten piramit ve mezarlarla dolu olması nedeniyle
Abusir'de yeni bir mezarlık (nekropol) kurulduğu düşünülüyor. Buna ek olarak
söz konusu alan Abusir Gölü üzerinden Nil Nehri'ne bağlanmış, bu da yapı
malzemelerinin yeni mezarlığa tekneyle taşınmasını kolaylaştırmıştır.
Sahure, Abusir'de piramit kompleksi inşa eden ilk firavun olmasına rağmen
orada bir anıt inşa eden ilk kişi değildir. Bu başarı onun selefi Userkaf'a
aittir.
Abusir'de bir firavun tarafından inşa edilen ilk anıt eski Mısırlılar
tarafından "Re'nin Kalesi" anlamına gelen Nekhen-Re olarak bilinen
Userkaf'ın Güneş Tapınağı'ydı. Bu, Abusir'deki bilinen ilk güneş
tapınağıdır. Ancak Sahure'nin Sekhet-Re'sinden farklı olarak Userkaf'ın
güneş tapınağının yeri arkeologlar tarafından tespit edilebilmiştir. [17]
Sahure'nin yerine geçen 5. Hanedan firavunları Abusir'de piramitler inşa
etmeye devam ettiler ve burayı bu hanedanlığın ana kraliyet nekropolü haline
getirdiler. Bir zamanlar Abusir'de 14 kadar piramit olduğuna inanılır. Ancak
bugün sadece Sahure, Neferirkare, Niuserre ve Neferefre'nin piramitleri
tanımlanabilmekte.
Buna ek olarak, 5. Hanedan firavunları Abusir'de başka güneş tapınakları
inşa ettiler ve bunların sonuncusu, hanedanlığın yedinci hükümdarı Menkauhor
döneminde inşa edildi. İlginç bir şekilde Userkaf gibi Menkauhor da
piramidini Abusir'in dışında Dahšūr'un (دهشور) yakınında inşa ettirmiştir.
Menkauhor'un saltanatından sonra Abusir, firavunlar tarafından terk edilmiş
olsa da eski Mısır soyluları arasındaki popülerliğini korumuştur.