YAHUDİ ŞEYTANI : MASTEMA
En eski Yahudi metinlerinde net bir Şeytan figürü yoktu. Şeytan olarak
adlandırılabilecek en eski meleklerden biri olarak, bazen tanrının düşmanı
gibi görünen bazen ise onun kirli işlerini yapan Mastema'ydı (מַשְׂטֵמָה).
Erken dönem Yahudi düşüncesinde zıtlık ilkesini temsil etmek üzere insanların
yarattığı, şeytan benzeri bir figürdü. Hemen hemen şeytanla özdeştir.
Adı Hoşea 9:7,8 de "düşmanlık" anlamına gelen ortak bir isim olarak yer
alır. Ölü Deniz Yazmaları'nda şeytanın başka bir adı olan Belial ile
bağlantılı olduğu görülür. Dolayısıyla bu terim eski Yahudi edebiyatındaki
zıtlık eğiliminin tipik örneklerindendir.
Diğer adıyla Mastemat, suçlayıcı, tıpkı şeytan gibi ayartıcı, baştan çıkarıcı
ve Tanrı'nın hizmeti altında cellatlık yapan bir figürdür. Aynı zamanda
adaletsizlik, mahkum etme ve düşmanlık meleğidir. Düşen meleklerin çocukları
olan Nefilimlerin soyunu komuta etmiştir. Tanrının emri altında olsa da bütün
kötülüklerin babasıdır.
Mastema'nın kökeni Eski Ahit anlatılarındaki birçok geleneksel hikayede rol
oynayan Yahudi apokrif eseri olan Jübileler diğer adıyla Küçük Yaratılış
kitabına dayanır. Adının normal anlamı "sar ha-Mastemah" yani "Mastema'nın
prensi" dir ve kitapta anlamı aynı zamanda "düşmanlığın prensi" olarak önümüze
çıkar.
Jübileler Kitabına bakıldığında Mastema'nın, Rabbin ana düşmanı olan güçlü bir
melek olarak tasvir edildiği görülürken diğer yandan sadece Yahve'ye isyan
eden bir melek gibi görünmektedir. İnanışa göre Büyük Tufan bittikten sonra
Mastema'yı takip eden meleklerin bir kısmı uçurumlara hapsedilmişti. Mastema
tanrıdan, insanoğlunun üzerindeki iradesini gösterebilmesi amacıyla bir
kısmının serbest bırakılmasını istemişti. Tanrı bunun kesinlikle iyi bir
fikir olduğunu söyleyerek şeytanların onda birini özgür bırakıp Mastema'nın
hizmetine vermişti. [1]
Jübileler Kitabı'ndaki ilgili metin şöyledir:
Ruhların lideri Mastema geldiğinde şöyle dedi: "Yaratıcı Rab, onlardan
bazılarını (kötü ruhları) özgür bırak, beni dinlesin ve onlara söylediğim
her şeyi yapsınlar. Aksi halde emrim altında hiçbir ruh olmazsa irademin
yetkisini insanlar arasında kullanamam. Çünkü onları helak edici ve
saptırıcı olarak kullanıyorum. Çünkü insanların şerri büyüktür." Sonra tanrı
onların onda birinin kendisine bırakılmasını emrederek, kalan kısmı
uçurumlara hapsetti. [Jüb. 10:8-9]
MASTEMA, TANRI VE İBRAHİM
İbrahim'i sınamak isteyen Tanrı değil, onun Tanrı'ya olan bağlılığını
zedelemek isteyen Mastema'ydı. [2] Kimilerine göre yaptıkları ile İsrail'in
yükselişinde önemli rol oynamıştı. Jübileler Kitabı'nda yazana göre
İbrahim'den oğlu İshak'ı kurban etmesini isteyen tanrı değil Mastema'dır.
Mastema, Yahudilerin tanrısı Yahve'ye İbrahim'in çocuğunu kurban edemeyeceğini
söyler. Yani tanrıya o denli bağlı olmadığını iddia eder. Yahve duruma
müdahale etmeyerek Mastema'nın yapmak istediği şeyi göstermesine izin verir.
İbrahim gerçekten çocuğunu kurban etmeye kalkınca tanrı araya girerek İshak'ı
kurtarınca Mastema utanır.
Jübileler Kitabı'nda olaylar nasıl anlatılmış görelim ve buna Mastema'nın
Tanrı ile İbrahim hakkında konuşmasıyla başlayalım:
"... Gökte İbrahim ile ilgili, O'nun sözüne ve her türlü zorluğa rağmen
Rabbine sadık olduğunu söyleyen sesler vardı. Sonra Prens Mastema geldi ve
Tanrının huzurunda şöyle dedi: "İbrahim gerçekten oğlu İshak'ı seviyor ve
onu herkesten daha hoş buluyor. Onu bir sunak üzerinde kurban olarak
sunmasını iste. O zaman bu emri yerine getirip getirmediğini görecek ve
kendisini sınadığınız her şeye sadık olup olmadığını bileceksiniz."
[Jüb. 17:15-16]
Gördüğünüz gibi Mastema burada bir nevi kralın aklına girerek onu eyleme
geçiren, kışkırtan bir vezir gibidir.
Tanrı ile bu konuşmasından sonra olay İbrahim'den oğlu İshak'ı kurban
etmesinin istenmesine gelir. Şöyle yazar:
"Rab ona dedi ki: "İbrahim, İbrahim"! "Evet?" diye cevapladı. Oğlunu,
sevdiğin sevgili İshak'ı al ve yüksek tepeye git" dedi. Sana göstereceğim
dağlardan birinde onu sun." [Jüb. 18:1-2]
Akabinde İbrahim, İshak ve hizmetçileri le birlikte şafak sökerken yola çıkar.
Yolculuklarının üçüncü, ilk ayın 14. gününde İbrahim gidilecek alanı uzaktan
görür. Hizmetkarlarını bir kuyunun yanında bırakıp İshak'ı yanına alarak dağa
çıkar.
Olayın devamı Jübileler Kitabı'nda nasıl anlatılıyor bakalım:
Rab'bin dağının bulunduğu yere yaklaştığında bir sunak yaptı ve odunu
sunağın üzerine yerleştirdi. Sonra oğlu İshak'ı bağladı, onu sunağın
üzerindeki odunun üzerine koydu ve İshak'ı kurban etmek için bıçağı almak
üzere elini uzattı. Sonra ben (=Mevcudiyet Meleği) O'nun ve Mastema'nın
önünde durdum. Rab dedi ki: "Ona söyle, elini çocuğun üzerine indirmesin ve
ona bir şey yapmasın, çünkü onun Rab'den korkan biri olduğunu biliyorum."
Bunun üzerine ben gökten ona seslendim ve dedim ki: " İbrahim, İbrahim!'
Şaşırdı ve: 'Evet?' dedi. Dedim ki "Elini çocuğun üzerine koyma ve ona bir
şey yapma, çünkü şimdi senin Rab'den korkan biri olduğunu biliyorum. İlk
oğlunu kurban vermeyi reddetmedin.' [Böylece] Mastema prensi utandırıldı. [Jüb. 18:7-12]
Peki olay nasıl son buldu, ona da yazanları okuyarak bakalım:
İbrahim hizmetçilerinin yanına gitti. Yola çıktılar ve birlikte Beerşeba'ya
gittiler. İbrahim yemin alanında yaşadı. Her yıl yedi gün boyunca bu bayramı
sevinçle kutladı. Gidip sağ salim geri döndüğü yedi güne uygun olarak
bayrama Rab'bin bayramı adı verdi. İsrail ve onun soyundan gelenlerle ilgili
olarak göksel levhalarda yazan ve emredilen şudur: [Onlar] bu bayramı yedi
gün boyunca mutluluk bayramı ile birlikte kutlayacaklardır.
[Jüb. 18:17-19]
Jübileler Kitabı'nın özelliklerinden biri bu hikayeye tarih veriyor olmasıdır.
1.ayın 11.gününde dağa ulaşan İbrahim 13 veya 14. gün geldiğinde koç kurban
eder. [3]
MASTEMA, TANRI VE MUSA
Mısır'dan Çıkış 12:23'de Rabbin Mısırlıları öldürmek için geleceği yazarken
Jübileler Kitabı'nda ilginç bir şekilde bunu yapan, yıkımı getirenler
Mastema'nın egemenliği altında olan kötü ruhlardır. [להשחית Jüb. 10:8] Yani
Mısır'da ilk doğan oğulların öldürülmesi kötü ruhlar tarafından
gerçekleştiriliyordu. Çünkü Mastema bağlanmış, kilitli durumdaydı. [48:15] Bu
yüzden emrindeki ruhlar bir nevi tanrının temsilcileri olmuşlardı. Bu ruhlar,
Tanrı'nın emri gereği Paskalya sunusu verenlere zarar vermeyecekti. İlgili
metinler şöyledir:
Çünkü bu gece -bayram ve sevincin başlangıcında- Mısır'da paskalya sunusunu
yiyordunuz ki, Mastema'nın bütün güçleri Mısır diyarındaki her doğan ilk
çocuğu, değirmen taşındaki tutsak cariyenin ilk doğan çocuğunu ve sığırların
da ilk yavrularını öldürmek için gönderilmişti. Rabbin onlara verdiği şey
şudur: Kapısında bir yaşında kuzunun kanını gördükleri her evin üzerinden es
geçecek, o evlere öldürmek için girmeyecek, kurtarmak için üzerinden
geçecekler. [Jüb. 49:2-3]
Bu şeytanın öne çıktığı diğer önemli nokta Mısır'dan Çıkış'tır. Jübileler
Kitabı'na göre Musa Mısır'a döndüğünde onu öldürmeye çalışan tanrı değil
Mastema'dır.
"Mastema prensinin sen Mısır'a, konaklama yerine dönerken sana ne yapmak
istediğini biliyorsun. Bütün gücüyle seni öldürmek istediğini, senin tüm
gücünle Mısırlıları cezalandırmak, intikam almak için gönderildiğini gördüğü
için Mısırlıları senin elinden kurtarmak istemedi mi?"
[Jüb. 48:2-3]
Bu metinler Tevrat, Mısır'dan Çıkış 4:24'deki "Ve o konaklama yerine gidiyordu
ve YHVH onunla karşılaşıp öldürmeye çalıştı" ifadesiyle paralellik gösterir.
Ayrıca Firavun'un yüreğini katılaştıran da odur (Midraş Abkir'de Uzza). Hatta
Musa ve Harun büyü yapmak için Firavun'un karşısına çıktığında Mısırlı
büyücülere yardım ettiği iddia edilir. Yani bu varlık İsrail halkını ve
Yahve'nin takipçilerini aldatmaya çalışan, onlarla uğraşan bir baş belası
gibidir.
Jübileler Kitabı'nda tüm ulusların ruhlar tarafından yönetildiği ve bu
ruhların başında Mastema'nın bulunduğu yazdığı gibi , sünnetsizler hoş
karşılanmadığından olsa gerek aynı zamanda sünneti uygulamayan toplumların
hükümdarı olarak kabul edilmiştir. Yani pagan toplumların ve beraberindeki
kötü ruhların hükümdarı olarak görülmüştür. Buna karşılık İsrail'in ise tanrı
Yahve tarafından yönetildiğine inanılmıştır.
Mastema tanrının rakibi olmasına rağmen diğer yandan enteresan bir şekilde
tanrı tarafından insanlığı cezalandırmak ve putperest ulusların gardiyanı
olarak hareket etmek için kullanılıyor gibi görünmektedir.
Örneğin sünnet olmanın kişiyi Mastema'nın yönetiminden tanrının yönetimine
aktardığı söylenir. Yani çağın sonunda tüm insanlığın bu iblisten kurtularak
tanrının egemenliğine teslim olacağı ima edilir.
MÖ. ilk binyıl içinde güneybatı Asya'da iyi ve kötü arasındaki kozmik savaş
inanışının popülerlik kazandığı görülür. Bunun en erken örneklerinden biri
Zerdüştlükte evreni yöneten iyi ve kötü ruh ya da gücün savaş halinde
olmasıdır.
MÖ. 550-330 aralığında hüküm sürmüş Ahameniş İmparatorluğunun başlıca dini
olan Zerdüştlüğün Babil sürgünü sonrası Pers İmparatorluğunda yaşamış olan
Yahudi düşünürleri etkilemiş olması mümkündür. Yani Mastema Yahudilikte ifade
edilen ahlaki ikiliğin bir örneğini temsil edebilir.
Mastema ulusları yönetse de bir gün onun yönetimi altındaki ulusların
Yahve'nin saltanatına geçeceğine, Eski Hristiyanlar gibi eski Yahudiler de bir
gün dünyanın eski mükemmel haline geri döneceğine inanıyorlardı. Dünyanın
sonunda tekrar yenilenip iyiliğin hüküm süreceğine dair bu inanış uzun yıllar
var olmuştu.
Batı genel olarak artık kıyameti ve Mesih'in ikinci kez geleceğini bekleyerek
yaşıyor olmasa da hala bazı Hristiyanlar bir gün kötülerin yenileceğine,
dünyanın şimdikinden çok daha iyi bir hale geleceğine inanıyorlar.
KÖKEN-ORTAYA ÇIKIŞ
Jübileler kitabı MÖ. 2. yy'da Yohanan Hurkanus döneminde yazılmıştır.
Hurcanus MÖ. 166'daki Makabi isyanından sonra kurulan Hasmon hanedanlığının
baş rahibiydi. MÖ.134'de göreve başlamış ve 104'e kadar hüküm sürmüştü.
Yohanan Hurkanus, Kuzey Filistin'deki toprakları fethederek ve rakipleri
olan Samirilerin Gerizim Dağı'ndaki tapınağını yok ederek Yahudiye ulusunun
topraklarını genişletmesiyle bilinir. Güneydeki Edomluları boyunduruk
altına almış ve onları Museviliğe geçmeye zorlamıştır. Her ne kadar
toprakları tek bir din altında birleştirerek egemenliğini pekiştirmenin bir
yolu olarak Museviliği kullanıyor olsa da Helenistik kültüre de sempati
duyan biriydi. Bu yüzden Ferisiler gibi bazı Yahudi mezhepleri öfkeleniyor,
onun yüksek rahip olarak görev yapmasını sorguluyordu.
İşte Jübileler Kitabı büyük olasılıkla bu bağlamda yazılmıştı. Çünkü kitabın
ele aldığı temalar arasında Yahudi Yasasına sıkı sıkıya bağlanma ve tanrı ile
karanlık güçlerin savaşı yani tanrı ile Mastema'nın kozmik savaşı yer
alıyordu.
İşin ilginç yanı bu şeytan figürünün ortaya çıktığı dönemdir. Çünkü bu dönemde
Yahudi halkı kendilerini Yahudi olmayanlardan ayırmanın yanı sıra dinine sadık
Yahudileri mürted olan Yahudilerden ayırma konusunda büyük endişe duymuş,
aşırı Yahudi milliyetçiliği patlak vermişti.
Yani Mastema figürünün öne çıkış nedeni bir kısım Yahudinin kendilerini diğer
uluslardan ve dinine sadık olmayan Yahudilerden ayırma girişimidir. Bu durum
sonucunda sadık Yahudiler tanrının yani iyinin yanında yer alan seçilmiş halk
iken diğer uluslar ve dinden dönen Yahudiler tanrıya karşı gerçekleşen kozmik
savaşta Mastema'nın yönetimi altında yer alan insanlar sayılmışlardı.
Jübileler Kitabı ve Mastema figüründen sorumlu olduğu düşünülen 3 topluluk
vardır. Bunlar Ferisiler, Esseniler ve Hristiyanlık karşıtı Yahudilerdir.
Makkabi isyanından sonra ortaya çıkan önemli bir mezhep olan Ferisiler
hahamların ve modern Yahudilerin kökleri kabul edilebilecek bir çok şeyin
öncüleri olduklarından Yahudi tarihi için önemlidirler. Ferisiler genellikle
Yahudi yasalarını ve tarihini öğrenmeyi kendine görev edinmiş sıradan
insanlardı. Tevrat'a ek olarak, Tevrat'ı yorumlamalarına yardım eden ve
Musa'ya kadar uzanan bir sözlü gelenek olduğuna inanıyorlardı.
Yahudilerin, Yahudi yasalarını izleyerek diğer uluslarla evlenmeyip
kendilerini Yahudi olmayanlardan ayırmaları gerektiğini söylüyorlar, ayrıca
ölülerin yeniden dirileceğine ve Mesih'in geleceğine inanıyorlardı.
Dolayısıyla bu mezhep birçok yönden modern Yahudiliğin ve erken Hristiyanlığın
yükselişinde rol oynamıştı.
Ferisiler kendilerini Helenistik dünyadan tamamen koparmak isteyen fanatikler
ve Esseniler ile Helenistik kültürün kendilerine uygun yönlerini benimseyen
Sadukiler arasında bir orta yol bulmuşlardı. Bugün İbrahimi dinlerin sahip
olduğu birçok fikre ve muhtemelen farklı ulusların asi melekler tarafından
yönetildiğine, gerçekleşecek son savaşta bu meleklerin yenileceğine
inanıyorlardı. Ferisiler hakkındaki tüm kanıtlar ele alındığında Mastema
kavramını yaratanların MÖ. 2.yy Ferisileri olduğu görülmektedir.