HELEN'İN DİNDEN KURTULMA SÜRECİ
Merhaba. Yaptığınız işi çok beğeniyor ve destekliyorum. Size ve eşinize selam gönderiyorum. Kendi dinden çıkış hikayemi anlatmak istiyorum. Ama adımı değiştirmenizi istiyorum. Helen diyebilirsiniz.
Şuan 25 yaşında, mesleğini eline almış evli bir bireyim. Ben küçükken ailem
çok dindar değildi. Müslümandılar ama ne Kur'an'ı anlayarak Türkçe okumuşlar
ne de Müslümanlığın bütün vazifelerini yerine getiriyorlardı. Yerine
getirdikleri dini vazifeler benim ve ablamın kısa giymemize karışmaları,
annemin namaz kılması ve oruç tutmasıydı.
Aslında ailem laik Müslüman ve eskiden Hristiyan göçmenler olan ailemizi dedem
Müslüman yapmış. Bu arada babam ben küçükken sürekli içer ve annemi dövermiş.
Hala içiyor ama dövmesine izin vermiyorum tabi ki.
Annem dindar, babam yarı dindar. Tabi evde sürekli annemle babamın tartışması
oluyor. Küçüklüğüm hep böyle geçmişti. Babam erkek olduğu için evin
dokunulmazı reisi olduğunu zannederdi. Her zaman keyfine göre davranır, sonra
namaz kılıp tövbe eder, yeniden aynı hataları yapardı. Babamın tek sevdiğim
yönü bazen yemek yapması ve Chp'ye oy vermesiydi. Kendinde bunlar hariç bütün
pislikler mevcuttu. Bize hiç yaklaşmadı, ne sevdi ne de makas aldı. Sadece
melek annemin sevgisiyle büyüdük.
Bir de üstüne "sadece annenizi seviyorsunuz" diyerek annemi kıskanırdı. Bende
büyük bir baba boşluğu olduğu için o sevgiyi dinde aradım. Komşumuz vardı,
kendisi benim süt annem oluyordu. Bir de kızı vardı o da süt kardeşimdi,
birlikte büyüdük. Bahsettiğim aile Cübbeli Ahmet hayranıydı ve inanılmaz
dindardı. Kendini üfürükçü zanneden, keramet sahibi olduğunu düşünen
çarşaflı bir aileydi. Süt annem çok tatlı dilli, dindar ama tontiş,
güzel, al yanaklı, çarşaflı bir hanımdı. Süt kardeşim Müslümanlıkla alakası
olmayan ve zorla kapatılan biriydi. Okula gönderilmek yerine Kur'an
kurslarında kafası karıştırılan bir kızdı. Ben de süt annemin etkilerinden
dolayı 8 yaşımda inanılmaz dindar bir kız olmuştum. Sürekli bu aile ile gezen,
başını kapatan, namaz kılan, oruç tutan, 8 vakit namaz kılan bir kıza
dönüştüm. Evet 8 vakit. Süt kardeşimi zorla kapattıkları için üzülmesin diye
ben de kapanmıştım. Bu aile şuan ki Mozambik başkanına taparlardı.
Onların etkilemesiyle liseye kadar kapalı, onların deyimiyle namuslu gezindim
durdum. Lise 1, 2, 3, 4 e geldim ki tasavvuf ilmine merak saldım. Okulda
öğretmenlerim beni hep desteklerdi. Bu arada düz lisede okuyordum. Lise 1 de
okul takımında jimnastik kulübüne katıldım ve 4 sene Türkiye şampiyonu oldum.
Jimnastiğe eşofman ve bandanayla katılıyordum. Bu yüzden "kapalısın, bu sporu
yapamazsın" diyerek beni kıranlar olmuştu. Jimnastik uğraşımdan dolayı süt
annemin ailesinden benim için "orospu" diyenler bile oldu çok af
edersiniz. Süt annem tatlı dille "vazgeç jimnastikten" dedi ama ben
vazgeçmedim. Vazgeçmedim çünkü inanılmaz iyiydim.
Tabi hala kapalı, namazında niyazındaydım. Hatta süt annemin ailesinin olduğu
yani onların öğretmenlik yaptığı, sohbetlerin yapıldığı bir kuruluş vardı,
Tügva mı neydi adı. Ona da gidiyordum sürekli. Süt annem ve tayfası, bir
sürü çarşaflı ehli sünnet kadın ve süt kardeşim dediler ki Mahmut efendi
hazretlerini ziyarete gidelim. İşte şöyle kerametli böyle kerametli. "Eğer
sende Allah aşkı varsa onu görür, senin yüzüne bakar sende cennete gidersin"
gibi şeyler söylediler. Ben de salak gibi inandım. Hani Allah aşkı da var ya,
kendimi ona adamışım, Mahmut'ta aşkı bulacağım hahaah.
Tabi çarşafsız gidemezsin oraya. Biz giydik çarşafları, bir sürü tatlış
çarşaflı hanımefendi ile birlikte gidiyoruz. Otobüsten çıktık, bizi Mahmut'un
olduğu villanın karşısındaki inşaata götürdüler. Herhalde efendi hazretleri
yeni villasını yaptırıyor karşıya hahahah.
Orada namaz kıldık. Süt annem de diyor ki "bak efendi hazretlerinin villasına,
aynı Kabe gibi görünüyor." Lan bakıyorum bakıyorum, ne Kabe'si, daha çok
Kardaşyan kardeşlerinin villası gibi hahahah.
Dediler ki "vakit geldi, efendiyi göreceğiz." Bir sürü çarşaflı kadın çıktık
sokağa, sokakta Cüppeli'nin kitap satıcıları falan var. Parayı cukka
ediyorlar. Villanın merdivenlerinden çıkmaya başladık ama nasıl, tam bir
izdiham. Efendiyi gördüm, camekanda sergileniyordu, biraz güldüm bu işe tabi.
Biz de baksın diye birbirimizi eziyoruz. Ben de diyorum ki "kesin bana bakar
abi, 8 vakit namaz kılıyorum, 8 yaşından beri tesettürlüyüm, üstelik bir
sürü insana iyilik yapıyorum, elime erkek eli değmemiş, Allah aşkıyla
yanıyorum, süper bir insanım". Peki ne oldu? Bana bakmadı adam hahahaha. Ben
de gittim "bana bakmadı, demek ki bende Allah aşkı yok" diye otobüste ağladım.
Sonra bu saçmalığın içinde ne yapıyorum diye aydınlandım birden bire. "S-kerim
dedim böyle işi" dedim. Herkeste zannediyor ki ben kerametten ağladım.
Hayal kırıklığı sonrası gözüm açıldı resmen. Bu kadar manyağın içinde ne
yapıyorum? Bu Mahmut bu kadar zenginlikle ne yapıyor? diye düşündüm. Aklıma
durumu kötü olan insanlar, annem geldi, biz bu çileyi neden çekiyorduk?
O günden sonra araştırmaya başladım. Acaba efendi hazretleri gerçekten
kerametli miydi? Okul bitti, 1 yılım araştırmakla geçti. Hem yetenek sınavı
hem de Ygs'ye hazırlanıyordum. Okulu kazanamadığım için benimle dalga geçen bu
aileden uzaklaşmıştım. Boş gezenin boş kalfasıymışım.
1 sene daha köpek gibi çalıştım, hem Ygs'ye hazırlanıyor, hem de koşuyor,
jimnastik antrenmanı yapıyor ve çocuklara jimnastik dersi veriyordum. Ama
onlara göre boştum.
Okulumu kazandım, sonra tesettürden çıkıp özgürlüğüme kavuştum. Kur'an'ın
mealini okudum, yıllardır salak gibi okumamıştım. "Dedim dostum bu ne"
hahahah. Bunu mu kutsal saydık? Bunun içerisinde sevgi yok. Yani onca senemi,
eğlenmem gereken, saçlarımı özgürce dalgalandırabileceğim yıllarımı bunların
beyin yıkamaları yüzünden harcamıştım.
Eşimle tanıştım, birlikte Yakup Deniz'i dinlemeye başladık. Turan Dursun'un,
Richard Dawkins'in kitaplarını okuduk, sizi dinledik. Ben bu işi kafamda
bitirdim. Şuan agnostik olduğumu düşünüyorum ama eşimin dinini bilmiyorum,
asla söylemiyor ama bana da karışmıyor.
Bu arada bu süt ailenin içi çocuk ve kızına tacizde bulunanlar ile dolu. Bu
yüzden uzaklaştım ve tahmin edin ne oldu? Tesettürlü süt kardeşim zengin ve
yabancı bir damat buldu. Bu namus abidesi aile 1 külçe altın karşılığında
kızları ile bu adama imam nikahı yaptı. Neyse herkesin yolu açık olsun.
Şuanda kendimi çok yalnız hissediyorum, çevrem bana Müslümanmışım gibi
davranmaya devam ediyor, sürekli onlarla tartışıyorum. Umarım herkes din
olgusundan kurtulur.
Teşekkür ediyorum.
SİZDEN GELENLER | Yazan: Helen
Eleştirisel bakış açısı ile her din ve inanca ait yazılarınızı, inancınızın
değişim sürecini anlattığınız sorgulama
süreçlerinizi dinvemitoloji@gmail.com adresine
gönderebilirsiniz.
- Bu yazılar biz-siz gibi sorgulama evresine girmiş herkese mutlaka biraz olsun ışık tutacaktır.
- Gönderdiğiniz yazılar (uygun ise )sitede adınızla veya takma adınızla yayınlanacaktır.
- Gönderdiğiniz yazının başka bir internet sitesinde yayınlanmamış olması gerekmektedir.