HIZIR & İLYAS VE HIDIRELLEZ
Hızır (ٱلْخَضِر) "Yeşil" demektir. Kur'an'da geçmese de rivayetlerde
yer alan ve türlü toplumlarda görünen mitolojik bir karakterdir. Kehf
suresinin 65 ve 82.ayetleri arasında Musa ile birlikte yolculuk eden kişinin
Hızır olduğu söylense de Kur'an'da böyle bir açıklama yoktur.
Hızır'ın ölümsüzlük suyundan içtiği için ölüp yeniden dirilebildiği ve yeşil
giydiği düşünüldüğünde doğayı simgelediği açıktır. Hızır Ata'da denen bu
karakterin havada dolaştığına, su üzerinde yürüdüğüne, kılıktan kılığa
girebildiğine, doğadaki canlıları yönetebildiğine dair inanışlar vardır.
Taberi Hızır ile İlyas'ın eşit olduğunu ve her yıl gerçekleşen mevsim
kutlamalarında buluştuklarını, hatta Hızır'ın Pers, İlyas'ın Yahudi olduğunu
söyler. [1]
İşte İlyas ve Hızır'ın buluştuğu gün Hıdırellez olarak bilinir.
Hıdırellez Miladi takvime göre 6 Mayıs, Jülyen takvimine göre 23 Nisan'da
kutlanır ve birçok antik toplumda olduğu gibi yılın ikiye bölündüğü görülür. 5
Mayıs gecesi artık kışın bittiği ve sıcaklıklarla birlikte bolluk ve bereketin
artacağına inanılırdı. Bu yüzden 6 Mayıs ile 7 Kasım arası Hızır, yani yaz
günleri iken 8 Kasım ile 5 Mayıs arası Kasım, yani kış günleridir. [2]
Hızır ve İlyas'ın buluşmaları anlatımı 2.Krallar, 2.Bab'da İlya'nın bir dulun
içecek ve yiyeceklerini 3 yıl boyunca tükenmez kılması ve ölen oğlunu
diriltmesi anlatımında da görülür. Bu anlatıda göğe yükselirken
İlya'nın düşen cüppesini Elişa alır.
Elişa bu cüppe sayesinde kısırlığa neden olan bir su kaynağını iyileştirir,
dulun yağının çoğalmasını sağlar. Şunemli bir kadının ölü oğlunu diriltir,
misafirlerin tümünü elindeki somunu çoğaltarak doyurur.
İşte bu cüppe anlatıları da İslam kaynaklarındaki Hızır'ın cüppesi ile
örtüşür.
İslam'ın İran''da yayıldığı süre boyunca Hızır'ın yerini birçok figürün
aldığı görülür. Bunlardan biri Anahita adlı kadın figürdür. Yezd şehrindeki
en popüler tapınak Anahita'ya adanmıştır. Zerdüştler arasında, Yezd'e giden
Zerdüşt hacılar için altı pirin en önemlisi "Yeşil Tapınak"tır. İsmi bu
tapınağın etrafında büyüyen yeşil bitkilerden gelmektedir. [3] Burası hala
ziyaret edilen ve İran'da yaşayan günümüz Zerdüştleri için en kutsal
yerlerden olan bir tapınaktır. [4]
Her yıl 14–18 Haziran tarihleri arasında İran, Hindistan ve diğer
ülkelerden binlerce Zerdüşt bu tapınağa adanmış ve kutsal baharı içerdiğine
inandıkları mağaraya ibadet etmek için Yezd'e hac yolculuğu yapıyor. İbadet
edenler dölleyici yağmur ve doğanın yeşillenmesi, canlanması için dua
ederler.
Hindistan'ın belirli bölgelerinde Hızır, kuyu ve akarsuların nehir ruhu olan
Hızır Hoca olarak da bilinir. Büyük İskender'in maceralarının yazıldığı
Sikandar-nama'da Hızır'dan ölümsüzlük kuyusuna başkanlık eden ve hem Hindular
hem de Müslümanlar tarafından saygı gören aziz olarak bahsedilir. [5]
Bazı Aleviler Hızır bayramından (Hıdırellez) önceki gün kavrulmuş
buğdaydan un yaparlar. Hızır'ın izlerini görebilmek için bunu mutfakta bir
yerde saklarlar. Ertesi gün un üzerinde bazı işaretler görürlerse Hızır oraya
bolluk ve bereket getirmek için geldiğini düşünürler. Daha sonra Kömbe veya
Gömbe denilen bir çeşit kek pişirirler. [6][7]
Bu gelenek muhtemelen Osiris, Adonis, Dionysos, Melkart ve Mitra gibi ölmekte
olan Antik Yakın Doğu tanrılarının mitoloji ve ritüellerinden doğmuştur.
Tahılın una dönüştürülürken izlediği süreç ise tanrının yakılmasını, yani
ölümünü simgelemektedir. [8]