HABERLER
Dini Haber

TÜRKİYE'DE BULUNAN YUNAN YILAN SUNAĞI

Hazırlayan: A.Kara


ANTİK YUNAN'IN YERALTI TANRILARI İÇİN YAPTIĞI YILAN SUNAĞI BULUNDU


Yılanlar eski uygarlıkların en popüler ve en korkulan sembollerinden biridir. Son zamanlarda Türkiye'de gizemli bir Yunan yılan sunağı keşfedildi ve arkeoloji camiasında büyük heyecan yarattı. Sunak 2000 yıl öncesine dayanıyor ve uzun süredir terk edilmiş olan Patara'da (Antalya, Kaş'ta) bulundu.
Mermerden oyulmuş Patara Rum Yılan Sunağı silindirik şekilde ve mükemmel durumdadır. Görünüşe göre sunağın etrafına dolanan bir yılan tasvir edilmiş ve Yunan harfleriyle oyulmuştur.
Sunak buluntusu muhtemelen yeraltı tanrılarına tapınmayla bağlantılıydı ve Greko-Romen dünyasının (M.Ö. 332 - MS 395) dinine ve ayinlerine yönelik  yeni bakış açıları kazandırdı.

Yunan yılan sunağı Türk arkeologlardan oluşan bir ekip tarafından Antalya'da ilinin Patara Antik Kenti'nde yapılan bir kazıda bulundu. Uzmanlar Roma surlarının ve Patara hamamlarının yakınında çalışırken şaşırtıcı bir şeyle karşılaştılar. Kazı liderlerinden Antalya Bilim Üniversitesi'nden Dr. Mustafa Koçak “Patara'da ilk kez yılan şeklinde bir sunak bulduk” dedi.
Patara, Bronz Çağı'nda Luvice konuşan halkların yaşadığı tarihi Likya bölgesinin ana limanı ve ticaret merkeziydi. Helenistik bir şehir olarak, Yunan şehir devletlerinin ittifaklarından biri olan Likya Birliği'nin başkentiydi. Patara, Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olmuş ve MS 13. yüzyıla kadar önemli bir şehir olarak kalmıştı.
Pek çok farklı kültüre ev sahipliği yaptığından "medeniyetlerin beşiği" olarak kabul edilir. Dahası Patara'nın Noel'in kökeni ile de bağlantısı vardır!

Sunaktaki yılan figürü arkeologların Patara harabelerinde sıklıkla karşılaştıkları yılan motiflerine çok benziyor. Kentte yaşayan eski insanlar muhtemelen bu yılanlara aşinaydı ve bilindiği üzere yılanlar dünyadaki birçok kültürde kutsal kabul edilirdi.

Yaklaşık 2000 yaşındaki bu sunak Patra’nın Roma egemenliği dönemine tarihleniyor. Dr. Koçak “yılanın yeraltı tanrılarını simgelediğini düşündüklerini” söyledi. Bunlar ölüler diyarında yaşayan tanrılardı. Ayrıca tarımla da ilişkilendirildiler. Bu dönemde Patara halkı çok tanrılıydı ve çok çeşitli tanrılara tapıyordu. Bununla birlikte yeraltı tanrıları en önemlileri arasında olurdu.

Eldeki belgelere bakıldığında bu sunakta tanrılara adaklar verildiğine inanılıyor. Bunlar da ekmek ve et gibi gıda maddelerini içeren adaklar. Bu adakların da yeraltı tanrılarını sakinleştirmek için verildiği aktarılıyor. Patara'nın eski halkı, güçlü ve korkunç yeraltı tanrılarını yatıştırmak için muhtemelen bu sunakta adaklar veriyordu. Eğer bu tanrılar kızar ve yatıştırılamazsa felakete neden olabileceklerine inanılıyordu.

Yeraltı tanrıları ölüler üzerinde hüküm sürdüğü için Yunan yılan sunağının cenaze törenleriyle ilgili olma ihtimali de var. Sunak, ölüleri onurlandırmak için düzenlenen ayinlerde kullanılmış da olabilir. Böylece yeraltı tanrılarının ölüyü iyi karşılamasını güvence altına almak ve ölüye olumlu bakmalarını sağlamak amaçlanmış olabilir.

Bu tür Yunan yılan sunakları Türkiye için ilk değildir fakat Patara için bir ilktir. Koçak, Archaeology News Network'e “Muğla'nın bazı antik kentlerinde de benzer keşifler yapıldı” dedi. 2018 yılında arkeologlar Muğla bölgesinde zamanının en zengin ve en ünlü balıkçısı olan Yunan balıkçı Phainos'un köşküne ait olduğu doğrulanan arkeolojik kalıntılar ve mozaikler buldular.

Yunan yılan sunağı keşfi araştırmacılara Patara'nın daha geniş bölgelerle nasıl etkileşim kurduğuna ve Patara'nın komşularıyla benzer temel dini uygulamaları paylaştığına dair fikir vermekte. Archaeology News Network, Dr. Koçak'ın “bu sunak Patara'daki insanların dış dünya ile ilişkilerini tasvir ediyor” dediğini aktarıyor.

Bulunan yılan sunağı koruma amacıyla kazı alanından kaldırıldı. Muhtemelen gelecekteki bir tarihte sergilenecek.

Tıpkı Patara'daki Yunan Yılan Sunağı gibi farklı keşifler de yapılmıştır. Örneğin aşağıda görülen, yılan tarafından sarılmış insan bedeni şeklindeki mezar anıtı da güney-batımızda, Büyük Menderes Nehri'nin ağzına yakın bir antik kent olan Milet'te bulunmuş ve MÖ.1.yy'a tarihlenmiştir. Fakat Ülkemizde bulunmuş olan bu önemli eser neden Berlin'deki Neues Müzesi'ndedir, o kısmını anlayabilmiş değilim..

« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »