HANGİ İSLAM?
Dinleri (Ülkemiz bazında İslam’ı) neden eleştiriyorsunuz diyorlar.
Dinler, o dinlere tabi olanlar tarafından, o dine inanmayanlara Tebliğ (Davet) ediliyor. (Davetin kabulü özünde, davet edilen kişinin isteğine ve iradesine bağlıdır.) Yani davet eden, karşısındaki kişiye dinini anlatıyor ve onun da davet ettiği dine tabi olmasını ve dininin gereklerini yerine getirmesini istiyor. Böyle bir durumda dine davet edilen kişi, kendisine anlatılanlara AKIL, VİCDAN, SEVGİ, BİLİM, AHLAK süzgecinden geçirip, bunlarla uyuşuyorsa o dini kabul etme veya reddetme hakkı vardır.
Dine davet edilen kişi, davet edilen dine ait anlatılan konularda şüpheye düşüyorsa, aklına yatmıyorsa, vicdanına sığmıyorsa, bilimle çelişiyorsa davet eden kişiye çeşitli sorular sorma gereği duyacaktır. Bu sorular davet edilen kişi ikna oluncaya kadar devam edecektir. İkna olmadığı konularda ise soru üstüne soru soracaktır. İlle davete katılmasını istiyorsanız, ikna etmek davet edene düşer. Bu aklın gereğidir. İnsan olmanın gereğidir.
Kişi daveti kabul etmeyip daveti reddettiğinde ise davet edenin “Dinimiz akıl dini değildir, düşünme ve sorgulama dini değildir, teslimiyet dinidir, kabul etmeye mecbursun” deme hakkına sahip değildir. Kişinin aklı kenara bırakıp sorgusuz davete teslim olmasını istemek ise DAVET DEĞİL ZORLAMADIR, DAYATMADIR. Dayatma ise ÇATIŞMA GETİRİR. Çatışmada ise haklı ve doğru olan değil GÜÇLÜ OLAN KAZANIR. Dayatma ve Çatışma davetin amacını ortadan kaldırır.
Davet edilen kişi, sizin davet ettiğiniz dinin, sadece kitabına ve elçisine değil aynı zamanda sizin dininizi uygulama şeklinize de bakacaktır. DİNİN TEORİSİ (KİTABI) İLE PRATİĞİNİ (UYGULAMASINI) BİRBİRİNDEN KOPARAMAZSINIZ! Örneğin İslam dininin teorisi Kur’an ise pratiği de hadislerdir, sünnetlerdir, o dinin uygulayıcıları olan Müslümanlardır. Yani İslam’a davet ettiğiniz kişi hem Kur’an’a bakacak hem hadislere bakacak hem sünnetlere bakacak hem Diyanetin uygulamalarına bakacak hem diğer ülkelerin uygulamalarına bakacak hem tarikat şeyhlerinin söylem ve eylemlerine bakacak, hem hocaların söylem ve eylemlerine bakacak hem Müslümanların söylem ve eylemlerine bakacak, hem de yaşanmış olan İslam tarihine bakacaktır.
Tıpkı kanunları, yasaları, kararnameleri, yönetmelikleri, içtihatları, yasa uygulayıcılarını, hakimleri, savcıları, avukatları ANAYASADAN KOPARAMAYACAĞINIZ GİBİ... Hakkınızda hüküm veren bir hâkim; bu hükmü savunan bir avukat, bu hükmü uygulayan kolluk kuvvetleri için “sen onlara bakma istediğini yap/yapma” diyebilir mi?
İnsan uzuvları ile bütündür. İnsan; elinin alıp-verdiğiyle, ayağının gidip-geldiğiyle, gözünün görüp-görmediğiyle, dilinin söyleyip-söylemedikleriyle bir bütündür. Sen söylediklerime bak yaptıklarıma değil Dİ-YE-MEZ-Sİ-NİZ!
Kur'an’ı, İslam’ın tek kaynağı olarak gösteremezsiniz!
Hadisleri yok sayıp, sadece Kur'an’a bakarak davete tabi olunacaksa eğer, Kur'an’a davet ettiğiniz kişi "Bu Kur'an’ın uygulaması, örneği, pratiği, yaşanmışlığı nedir? Bana bir uygulama örneği gösterin" dediğinde ne diyecek, kimleri gösterecek hangi örnekleri göstereceksiniz? Hem hadisleri reddedecek hem de Kur'an’ı ve İslam’ı anlatabilmek için peygamberinizin hayatından, uygulamalarından, sözlerinden örnekler vereceksiniz.
Kur’an’ın sözde iniş süreci olan 23 yılda yaşananları, Kur’an’ın temsilcisi ve elçisi olan peygamberin hayatını, 1400 yıllık İslam uygulamalarını YOK SA-YA-MAZ-SI-NIZ! Böyle bir durumda İslam’a davet ettiğiniz kişiye “Sen sadece Kur’an’a bak, diğerlerini boş ver.” DİYEMEZSİNİZ! Çünkü bir dini bu saydıklarımın tamamı oluşturur. Davet ettiğiniz kişi size eğer bu dini oluşturan unsurlar içinde ve ya birbirleri ile aralarında bir çelişki, akla uymayan, vicdana sığmayan, bilimle, zamanla ters bir konuyu ortaya koyduğunda cevap veremiyorsanız, “O gerçek İslam değil, Onlar gerçek İslam’ı temsil etmiyorlar, onlar yobaz” DİYEMEZSİNİZ!
YOBAZ DEDİKLERİN GÖKTEN İNMEDİ. İNANDIKLARI KİTABI, ÖNDERLERİNİ VE HADİSLERİ
UYGULUYORLAR.
Ayetleri, Tefsirleri, Hadisleri, kelimeleri, olayları, kişiye, zamana, mekâna göre EĞİP BÜ-KE-MEZ-Sİ-NİZ! Eğerseniz, bükerseniz, ayetten farklı bir şey derseniz eğer, gerçek İslam’ı, gerçek Müslümanı ortaya koymak zorundasınız! Koyamıyorsanız bu da, Müslüman sayısınca İslam var demektir. Bu durumda bir buçuk milyar Müslüman’ın hangisinin davetine uyacaksınız? Düşünen, sorgulayan ve aklını kullanan bir insan, herkesin farklı anlayıp farklı uyguladığı, AKLI YOK SAYAN böyle bir dinin davetine, neden uysun ki?
HER KİTAP DİĞER KİTABI, HER DİN DİĞER DİNİ, HER İNANAN DİĞER İNANANI YALANLIYORSA, İNANANLAR İNANDIKLARI YARATICIYI ANLAMAMIŞ YADA YARATICI ANLATAMAMIŞ DEMEKTİR.
AKLIN SORGULAMASINA AÇIK OLMAYAN HİÇBİR DİN TANRISAL OLAMAZ.
İNSANLIK İÇİN TEK DİN VARDIR. SEVGİ DİNİ. ELÇİSİ AKIL, KİTABI VİCDAN (ADALET), REHBERİ İSE BİLİMDİR.
Ayetleri, Tefsirleri, Hadisleri, kelimeleri, olayları, kişiye, zamana, mekâna göre EĞİP BÜ-KE-MEZ-Sİ-NİZ! Eğerseniz, bükerseniz, ayetten farklı bir şey derseniz eğer, gerçek İslam’ı, gerçek Müslümanı ortaya koymak zorundasınız! Koyamıyorsanız bu da, Müslüman sayısınca İslam var demektir. Bu durumda bir buçuk milyar Müslüman’ın hangisinin davetine uyacaksınız? Düşünen, sorgulayan ve aklını kullanan bir insan, herkesin farklı anlayıp farklı uyguladığı, AKLI YOK SAYAN böyle bir dinin davetine, neden uysun ki?
HER KİTAP DİĞER KİTABI, HER DİN DİĞER DİNİ, HER İNANAN DİĞER İNANANI YALANLIYORSA, İNANANLAR İNANDIKLARI YARATICIYI ANLAMAMIŞ YADA YARATICI ANLATAMAMIŞ DEMEKTİR.
AKLIN SORGULAMASINA AÇIK OLMAYAN HİÇBİR DİN TANRISAL OLAMAZ.
İNSANLIK İÇİN TEK DİN VARDIR. SEVGİ DİNİ. ELÇİSİ AKIL, KİTABI VİCDAN (ADALET), REHBERİ İSE BİLİMDİR.