PAGAN VE PAGANİZM TERİMLERİNİN TARİHİ
Paganizm aslen çok tanrıcılığı aşağılayıcı, küçültücü bir terimdi ve bu inancın aşağılık olduğunu ifade ediyordu. Paganizm geniş anlamda "köylülerin dini" anlamına gelmektedir. [3] [5] Orta Çağ boyunca ve sonrasında paganizm terimi alışılmadık dinleri anlatmak için uygulanıyordu ve bu terim sahte tanrı veya tanrılara inancı varsayıyordu. [6] [7] Günümüzde var olan modern yani neopaganizm gibi modern pagan inançlarının çoğu [8] [9] panteist, çok tanrılı veya animist bir dünya görüşünü ifade eder; ancak bazıları tek tanrılıdır. [10]
Pagan teriminin çok tanrıcılığa uygulanmasının kökeni tartışılmaktadır. [11]
19. yüzyılda paganizm antik dünyadan esinlenen çeşitli sanatsal grupların
üyeleri tarafından kendilerini tanımlamakta kullanıldı. 20. yüzyılda ise
Modern Paganizm, Neopagan hareketleri ve çok tanrılığı yeniden yapılandıranlar
tarafından kendilerini tanımlayıcı bir terim olarak uygulanmaya başlandı.
Modern pagan gelenekleri çoğunlukla büyük dünya dinlerinden farklı olan doğaya
tapınma gibi inançları ve uygulamaları içerir. [12] [13]
Pagan inançlarına ait sahip olduğumuz bilgiler antropolojik saha araştırma
kayıtları, arkeolojik eserlerin kanıtları ve Klasik antik çağda bilinen
kültürlerle ilgili eski yazarların tarihi kayıtları dahil olmak üzere çeşitli
kaynaklardan gelir.
İsimlendirme ve Etimoloji
Pagan
"Başlangıçtan itibaren 20. yüzyıla kadar insanların (paganların) uyguladıkları dini tarif etmek için kendilerine putperest demediklerini vurgulamak çok önemlidir. Bugün genel olarak anlaşıldığı şekliyle Paganizm kavramı ilk olarak Hristiyan Kilisesi tarafından yaratılmıştır. Bu, Hristiyanların kendini tanımlama sürecinde zıttı olan diğerlerine uyguladığı bir etiketti. Bu nedenle de tarih boyunca genellikle aşağılayıcı anlamda kullanılmıştır."
- Owen Davies, Paganism: A Very Short Introduction, 2011 [14]
Pagan terimi Rönesans döneminde canlanan Geç Latin paganus teriminden
türetilmiştir. Başlangıçta 'işaretlerle sınırlandırılmış bölge' anlamına gelen
klasik Latince pagustan türetilen paganus terimi aynı zamanda 'kırsallıkla
ilgili', 'taşra sakini', 'köylü', 'cahil', 'hödük' anlamları kazanmıştı ve
Roma askeri jargonunda 'savaşçı olmayan', 'sivil', 'vasıfsız asker' anlamında
kullanılıyordu. [15]
Paganus teriminin Latin Hristiyanlar tarafından müşriklere dair her şeyi kapsayan aşağılayıcı bir terim olarak benimsenmesi, dini bir grup içinde başlangıçta dini anlamdan yoksun olan bir Latin argo kelimesinin garip bir biçimde uzun süreli ve öngörülemeyen biçimde kalıcı kullanımı bu terimin zaferini temsil eder. Kelimenin bu evrimi yalnızca Latin batıda ve Latin kilisesi ile bağlantılı olarak gerçekleşti. Helen ve gentile (etnikler [ethnikos]) terimleri bazı yerlerde pagan kelimesinin yerini alırken paganos sözü 'aşağı ve sıradan' olanı ima eden tamamen seküler bir terim olarak kullanılmaya devam etti.
- Peter Brown, Late Antiquity, 1999 [16]
Bazı ortaçağ yazarlarına göre paganus sözcüğü Hristiyan terminolojisindeki
anlamını daha çok Roma askeri jargonu aracılığıyla kazanmıştır. İlk
Hristiyanlar askeri motifleri benimsemiş ve kendilerini Milites Christi
(Mesih'in askerleri) olarak görmüşlerdir. [15] [17] Hristiyanların paganus
yani 'sivil' olarak anıldığı Tertullian'ın De Corona Militis'inde (XI.V)
paganusu hala dini bağlamda kullananlar için iyi bir örnek vardır [17] :
Apud hunc [Christum] tam miles est paganus fidelis quam paganus est miles
fidelis.[18]
O'nun (mesihin) yanında sadık vatandaş da askerdir, tıpkı sadık askerin de
vatandaş olması gibi. [19]
Paganus dini çağrışımlarını 4. yüzyılın ortalarında edinmiştir. [17] 5.
yüzyılın başlarında paganos sözcüğü mecazi olarak Hristiyan cemaatinin
sınırları dışındaki kişileri belirtmek için kullanılırdı. I. Theodosius
döneminde Hristiyanların bayramlarını yasaklamak, tapınaklarını yıkmak gibi
çeşitli eylemlerle paganlara karşı uyguladığı zulümden 15 yıl sonra Roma
Vizigotlar tarafından yağmalanınca hemen ardından [20] insanlar arasında eski
tanrıların şehri Hristiyan tanrısından daha çok koruduğunu söyleyen mırıltılar
yayılmaya başladı. Augustinus bu duruma cevap olarak 'De Civitate Dei Contra
Paganos' u ('Paganlara Karşı Tanrı'nın Şehri') yazdı. İçinde, düşmüş "İnsan
şehri" ile tüm Hristiyanların nihai olarak vatandaşı olduğu "Tanrı şehri" ni
karşılaştırdı. Bununla yabancı işgalcilerin şehirden veya kırsaldan olmadığını
vurguluyordu. [21] [22] [23]
İngiliz dilinde ise pagan terimi 17. yüzyıla kadar onaylanmamaktadır. [24]
Hristiyanların kullandığı gavur ve kafir sözcüklerine ek olarak Yahudilikte
gentile (גוי / נכרי) İslamiyet'te kafir (كافر, 'inançsız') ve müşrik (مشرك,
'putperest') gibi birkaç aşağılayıcı terim kullanılmıştır. [25]
Helen
Yeni Hristiyanlaşan Roma İmparatorluğunun Latince konuşan Batı Roma
İmparatorluğu'nda, Koini Grekçesi Antik Yunan'ın geleneksel çok tanrılı
diniyle ilişkilendirildi ve batıda yabancı bir dil (lingua peregrina) olarak
görüldü. [26] 4. yüzyılın ikinci yarısında Yunanca konuşulan Doğu
İmparatorluğu'nda paganlar genellikle Helenler (Ἕλληνες, lit. 'Yunanlılar')
olarak adlandırılıyordu. Kelimenin kültürel anlamda kullanılmasına neredeyse
tamamen son verildi. [27] [28] Fakat bu anlamını aşağı yukarı Hristiyanlığın
ilk bin yılı boyunca korudu.
Bu terim Hristiyanlığın Yahudi olan ilk üyelerinden etkilendi. Zamanın
Yahudileri kendilerini yabancılardan etno-kültürel standartlardan ziyade din
açısından ayırıyorlardı ve ilk Yahudi Hristiyanlar da aynısını yapardı.
Roma'nın doğusundaki baskın pagan kültürü Helen kültürü olduğu için
paganlara Helen adı verdiler. Hristiyanlık Yahudi olmayanlar için Yahudi
terminolojisini miras aldı ve temas halinde oldukları Hristiyan olmayan
toplumlara atıfta bulunmak için bunu uyarladı. Bu kullanım Yeni Ahit'te de
kayıtlıdır. Pavlus'un mektuplarında gerçek etnik kökene bakılmaksızın
neredeyse Yahudi olmayan herkes için kullanıldığı görülür. [28]
Helen'in dini bir terim olarak kullanılması başlangıçta yalnızca Hristiyan
terminolojisinin bir parçasıydı ancak bazı Paganlar meydan okurcasına
kendilerini Helen olarak adlandırmaya başladılar. Hatta diğer paganlar
kelimenin dini gruplaşmaya yönelik geniş kapsamlı kültürel anlamı yerine daha
spesifik olan dar anlamını tercih ettiler. Bununla birlikte terminolojinin
evrimine şiddetle karşı çıkan birçok Hristiyan ve pagan da vardı. Örneğin
Konstantinopolis Başpiskoposu Nazianzus'lu Gregory, Helen kültürünü (özellikle
sözlü ve yazılı Yunanca konusunda) bastırmak için uğraşan imparatorluğa karşı
çıkarak imparatoru açıkça eleştirdi. [27]
Helenizmin dini yönden damgalanmasının artışı 4. yüzyılın sonlarında Helen
kültürü üzerinde caydırıcı bir etki yaptı. [27]
Bununla birlikte geç antik çağda kendini Helen olarak algılamadan da ana dil
olarak Yunanca konuşmak mümkündü. [29] Yunancanın hem Doğu Roma
İmparatorluğu içinde hem de çevresinde uzun süre boyunca ortak dil olarak
kullanılması ironik bir şekilde Hristiyanlığın yayılmasını sağlamada merkezi
hale gelmesine olanak tanıdı. Örneğin Pavlus'un Mektuplarında Yunanca
kullanımının görülmesi gibi. [30 ] 5. yüzyılın ilk yarısında piskoposların
iletişim kurduğu standart dil Yunanca idi [31] ve "Kilise Konseylerinin
İşleri" (Acta Conciliorum) orijinal olarak Yunanca dilinde hazırlandı ve
daha sonra diğer dillere çevrildi. [32]
Kafir
Kafir, eski İngilizcede Hristiyan veya Yahudi olmayan anlamındaki hæðen'den
kelimesinden gelir ve eski İskandinav dilinde bu kelime heiðinn'dir. Terimin
bu anlamı İncil'in Cermen diline ilk çevirisi olan Wulfila'nın İncil'indeki
Helen'i (çapraz başvuru Markos 7:26) tercüme etmek için kullanılan ve
Gotların Yahudi olmayan kadın anlamında kullandığı haiþno teriminden
kaynaklanıyordu. Paganlar için kullanılan bu kelime zamanın Yunanca ve
Latince terminolojisinden etkilenmiş olabilir. Eğer öyleyse Got dilindeki
haişi'den (fundalıkta ki mesken) türetilmiş de olabilir. Ancak bu
kanıtlanmamıştır. Hatta Yunancadaki etnik (ἔθνος - ethnos) kelimesi Ermeni
dilindeki hethanos ödünç alınmış bile olabilir. [33]
Bir süre sonra bu terim, taraftarlarının kendilerini Kafir olarak
tanımlayabilecekleri Germen neo-pagan hareketinin alternatif isimleri olan
Heathenry ve Heathenism olarak yeniden canlandırıldı.
TANIM
[Devrin] başlangıcında (yani Milattan Sonra) paganizm gibi bir din olduğunu söylemek belki de yanıltıcı olabilir... Putperestlerin Hristiyanlıkla rekabet etmeden önce hiçbir dine sahip olmadıklarını söylemek de daha az kafa karıştırıcı olabilir. Aileleri ve siyasi bağlamları dışında ritüel veya dini konular hakkında söylem gelenekleri, kendilerini adamaları istenen organize inanç sistemleri, dini alana özgü otorite-yapıları, her şeyden önce belirli bir grup insana veya fikir kümesine bağlılıkları yoktu. Eğer pagan yaşamı hakkındaki doğru görüş buysa paganizme oldukça basit bir şekilde MS 2. ve 3. yüzyıllar arasında Hristiyanlar, Yahudiler ve diğerleriyle rekabet ve etkileşim için icat edilmiş uyduruk bir din olarak bakmamız gerektiği sonucu ortaya çıkar.
- North 1992, 187–88, [34]
Putperestliği tanımlamak sorunlu olduğu gibi ilgili terminolojinin bağlamını
anlamak da önemlidir. [35] İlk Hristiyanlar kolaylık olması nedenleriyle
çevrelerindeki çeşitli tarikatlardan tek bir grup olarak bahsetmişlerdir. [36]
Paganizm genellikle çok tanrıcılığı ima ederken, klasik paganlar ile
Hristiyanlar arasındaki temel ayrım tektanrıcılığa karşı çoktanrıcılık
değildi. Putperestler genellikle tarih boyunca yüce bir tanrıya inandı. (Bununla birlikte bu tür putperestlerin çoğu ikincil
tanrılar / iblisler sınıfına - bkz. Henoteizme - ya da ilahi varlıklara
inanıyordu.) [10] Hristiyanlar için en önemli ayrım kişinin tek gerçek
Tanrı'ya tapıp tapmadığı idi. Bunu yapmayanlar ister çok tanrılı veya tek
tanrılı olsun ister ateist, kiliseye yabancı olmalarından dolayı
putperestlerdi. [37] Benzer şekilde klasik paganlar grupları takipçilerinin
saygı duyduğu tanrıların sayısına göre ayırmayı garip bulurlardı. Rahip
heyetlerini (Pontifler Koleji veya Epulones gibi) ve kült uygulamalarını daha
anlamlı ayrımlar olarak değerlendirirlerdi. [38]
Paganizme Hristiyanlık öncesi yerli dinler olarak değinmek de aynı derecede
savunulamazdır. Tüm tarihsel pagan gelenekleri Hristiyanlık öncesine ya da
onların ibadet yerlerine özgü değildi. [35]
Paganizm, terminolojisinin tarihi nedeniyle geleneksel olarak klasik
dünyanın içinde ve çevresindeki Hristiyanlık öncesi ve dışı Greko-Romen,
Kelt, Germen, Slav kabilelerininkiler de dahil olmak üzere kolektif
kültürleri kapsar. [39] Bununla birlikte folklorcuların ve özellikle çağdaş
paganların dili, ilk Hristiyanlar tarafından kullanılan asıl dört bin yıllık
alanı tarih öncesine kadar uzanan benzer dini gelenekleri içerecek şekilde
genişletmiştir. [40]
Paganizm Hristiyanlar tarafından şehvetli, materyalist, kendine düşkün,
geleceğe ilgisiz ve daha ana akım dinlere ilgisiz olanları temsil eden bir
hedonizm duygusuyla eşitlendi. Paganlar genellikle dünyevi klişeleri
tanımlamak için de kullanılmıştı. [41]
Bu nedenle G. K. Chesterton şöyle yazmıştır: "Pagan, takdire şayan bir
duyguyla kendisinden zevk almaya koyuldu. Uygarlığının sonunda bir insanın
kendisinden zevk alamayacağını ve başka bir şeyden zevk almaya devam
edemeyeceğini keşfetti."