İSA ve MUHAMMED
Kanaldaki videolardan ve internet sitesindeki makalelerden de bildiğiniz üzere
zaman zaman Hristiyanlık ve Musevilik hakkında da eleştirel yayınlar
yapıyorum. Tıpkı en son hazırladığım İncildeki Çelişkiler videosu gibi. O
yüzden lütfen takacağınız etiketleri ve atacağınız iftiraları kendinize
saklayınız.
Benim gözümde tüm dinler ve peygamberler aynıdır, hiçbirine inanmam. O yüzden
dini metinlerden bildiğimiz 2 farklı karakter olan İsa ve Muhammed'i yine
kendi dinlerine ait metinler üzerinden tarafsızca kıyaslayacağım.
İsa ve Muhammed’in hayatlarını genel olarak biliyoruz. Bazı hatırlatmalar
yaparak konuya giriş yapalım.
İsa’nın hayatı İncillerde anlatılır. Matta ve Luka hem Hz.İsa’nın soy kütüğünü
verirler, hem de doğum öncesi olayları ve doğumunu anlatırlar, çocukluğundan
bahsederler. Markos ile Yuhanna da ise İsa’nın şeceresi yoktur, doğumundan ve
çocukluğundan bahsedilmez.
İsa’nın gençlik yılları ile ilgili hiçbir bilgiye de yer verilmez.
Benzer durumu Muhammed’in hayatında görsek de, az da olsa gençlik yılları ile
ilgili bilgiye rastlayabiliriz. Çocukluk yıllarında bolca mucizelerden
bahsedilirken gençlik yılları sade anlatımlıdır. İsa’nın ise hemen hemen tüm
hayatı mucizelerle doluymuş gibi anlatılır.
Hem İncillerde hem de Kur’an’da İsa’nın annesi Meryem’in hiçbir erkekle ilişki
kurmaksızın bakire iken Allah tarafından melek vasıtasıyla döllendirilerek
İsa’ya hamile kaldığı ifade edilir.
Muhammed’e cinsel yönden sıkıntıya düşmemesi için ayetle evlilik serbestliği
getirilmişken, İncilde İsa’nın cinsel hayatı ile ilgili olarak hiçbir ifadeye
rastlanmamaktadır.
Muhammed’in 15-16 eşi ve cariyeleri bilinirken, 6 çocuğu ve küçük yaşta ölen
oğulları hakkında bilgi mevcutken, İsa’nın evliliği ve çocuğu olup olmadığı
hakkında bilgi mevcut değildir.
İsa’nın gerçekten yaşayıp yaşamadığı dahi tartışmalıdır. Yaşamı ile ilgili tek
kaynak İncillerdir.
Muhammed’in yaşadığı ile ilgili olarak ise dönemin Hristiyan kayıtlarında
bilgi bulunmaktadır.
Kur’an ve Muhammed İsa’yı doğruladığına göre, yani İslam’a göre İsa’yı da
Muhammed’i de elçi olarak gönderen aynı Allah olduğuna göre yaşam
tarzlarındaki bu uçurumun nedeni nedir?
Neden Muhammed çok eşli bir yaşam sürmüşken, İsa hiç evlenmemiştir?
İsa hiç evlenmemişse, yaşamı boyunca cinsel ilişkide bulunmamış mıdır?
Cinsel ihtiyacı olmamış mıdır? Yoksa iradesiz midir?
İsa 33 yıl yaşar. Sahneye çıkışı ise takriben 30 yaşındadır.
20’li yaşlarda İsa ne yapmıştır?
30 yaşında iken “Hadi başla!” emri mi almıştır da bayrak açmıştır?
Bunlar İncillerde belirtilmez.
Muhammed’e vahiy ise Kur’an ve hadislerde belirtilmiştir.
Ama efsanevi anlatımlarda benzerlik vardır.
Muhammed’in annesi Amine’ye de, İsa’nın annesi Meryem’e de müjde verilmiştir.
Her ikisinin de doğumlarında mucizevi olaylar öne sürülür.
Fakat belli bir yaşa kadar ikisi de ortaya çıkmaz.
İsa 30’unda, Muhammed de 40’ında çağrıya başlar.
İsa’nın cinsellikten uzak oluşunun etkisi Hristiyan din adamlarına da yansımış
ve onlar da İsa gibi cinsellikten ve evlilikten el çekmişlerdir.
Bu ne derece doğrudur?
Mesele dünya zevklerinden kaçınmaksa Muhammed neden tersini yapmıştır?
İsa gerçekten cinsel yaşamdan ve kadınlardan kopuk muydu?
İsa kadınlardan pek kopuk değildir aslında.
Örneğin İncillerde Mecdelli Meryem olarak anlatılan günahkar fahişe kadın için
İsa ile evli olduğu, ondan hamile kaldığına dair kurgular da vardır. Bir başka
Meryem’in İsa’nın ayaklarını yıkadığı, saçlarıyla kurladığı, öpüp okşadığı
yazılıdır. Daha sonra bu kadın İsa’nın öğrencileri arasına katılır.
Luka / 7. 36-39:
Ferisiler’den biri İsa’yı yemeğe çağırdı. O da Ferisi’nin evine gidip
sofraya oturdu.
O sırada, kentte günahkâr olarak tanınan bir kadın, İsa’nın, Ferisi’nin
evinde yemek yediğini öğrenince kaymaktaşından bir kap içinde güzel kokulu
yağ getirdi. İsa’nın arkasında, ayaklarının dibinde durup ağlayarak,
gözyaşlarıyla O’nun ayaklarını ıslatmaya başladı. Saçlarıyla ayaklarını
sildi, öptü ve yağı üzerlerine sürdü.
İsa’yı evine çağırmış olan Ferisi bunu görünce kendi kendine, “Bu adam
peygamber olsaydı, kendisine dokunan bu kadının kim ve ne tür bir kadın
olduğunu, günahkâr biri olduğunu anlardı” dedi.
İncillerde İsa’nın dirildikten sonra Mecdelli Meryem’e göründüğü yazılır.
Bu kadın Da Vinci’nin kurgusundaki Maria Magdalena’dır ve İsa’dan Sarah
isminde bir kız çocuğu doğurur. İsa’nın çarmıha gerilmesinden sonra çocuğunu
korumak amacıyla Fransa’ya kaçar ve oradaki yahudilere sığınır.
Fransa’da 22 temmuz Meryem günü olarak kutlanır ve ilk olarak onun
manastırında yapıldığına inanılan Madeleine çörekleri o gün kutsal bir
yiyecekmiş gibi tüketilir.
Yuhanna 11-2:
Meryem, Rab’be güzel kokulu yağ sürüp saçlarıyla O’nun ayaklarını silen
kadındı. Hasta Lazar ise Meryem’in kardeşiydi.
Bu kadınla İsa’nın dostluğu daha sonra ilerledi öyle ki başbaşa bile
kalıyorlardı:
Luka 10:39-42:
39. Marta’nın Meryem adındaki kızkardeşi, Rab’bin ayakları dibine oturmuş
O’nun konuşmasını dinliyordu.
40. Marta ise işlerinin çokluğundan ötürü telaş içindeydi. İsa’nın yanına
gelerek, “Ya Rab” dedi, “Kardeşimin beni hizmet işlerinde yalnız bırakmasına
aldırmıyor musun? Ona söyle de bana yardım etsin.”
41. Rab ona şu karşılığı verdi: “Marta, Marta, sen çok şey için kaygılanıp
telaşlanıyorsun.
42. Oysa gerekli olan tek bir şey vardır. Meryem iyi olanı seçti ve bu
kendisinden alınmayacak.”
Bu noktada İsa’nın bu kadar çok kadına ayaklarını yıkatmış, okşatmış olması
düşündürücü gelebilir.
İsa ile Maria Magdalena’nın evliliğinin kurgu olarak ileri sürüldüğünü
yazmıştım.
İncil’de Mecdelli Meryem olarak geçen Magdalena fuhuş suçu nedeniyle
recmedilirken İsa tarafından kurtarılan kadın olarak sunulur.
Buna karşın bu kadının ezoterik bir tarikat üyesi olduğu öne sürülür.
Şimdi gelelim karşılaştırmaya. Siz karar verin İsa ile Muhammed’in tanrısı
aynı olabilir mi?
6 Asırda Bu Ne Değişiklik:
İsa Diyor ki: ( Tanrıdan esinlendiği rivayetiyle)
Matta 5/ 39:
Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat
atana öbür yanağınızı da çevirin.
Muhammed diyor ki: (vahiy rivayetiyle)
Bakara 178: Ey iman edenler! Öldürmede kısas size farz kılındı. Hüre hür, köleye köle,
kadına kadın. Ama her kim, ölenin kardeşi tarafından bir şey karşılığı
bağışlanırsa, o zaman örfe uyması, ona diyeti güzellikle ödemesi gerekir.
Bu, Rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir. Her kim bunun
arkasından yine saldırırsa, artık ona acı veren bir azab vardır.
Merhamet Farkı
İsa, Yahudilerin recmetmek istedikleri bir kadını taşlanarak öldürülmekten
kurtarır.
Muhammed ise, aralarındaki zina yapan kadın ve erkeğe dayak cezası vermek
isteyen Yahudilere recmi emreder ve taşlatarak öldürtür.
İsa’nın Recmi Önlemesi:
Yuhanna 8:3-9:
3. Din bilginleri ve Ferisiler, zina ederken yakalanmış bir kadın
getirdiler.
4. Kadını orta yere çıkararak İsa’ya, “Öğretmen, bu kadın tam zina ederken
yakalandı” dediler.
5. “Musa, Yasa’da bize böyle kadınların taşlanmasını buyurdu, sen ne
dersin?”
6. Bunları İsa’yı denemek amacıyla söylüyorlardı; O’nu suçlayabilmek için
bir neden arıyorlardı. İsa eğilmiş, parmağıyla toprağa yazı yazıyordu.
7. Durmadan aynı soruyu sormaları üzerine doğruldu ve, “İçinizde kim
günahsızsa, ilk taşı o atsın!” dedi.
8. Sonra yine eğildi, toprağa yazmaya başladı.
9. Bunu işittikleri zaman, başta yaşlılar olmak üzere, birer birer dışarı
çıkıp İsa’yı yalnız bıraktılar.
Muhammed’in Recme Zorlaması:
Ebû Hüreyre (r.a.) anlatıyor:
“Yahûdilerden bir kadınla bir erkek zinâ yaptılar. Birbirlerine: ‘Bizi şu
peygambere götürün. Çünkü bir kısım hafifletmeler getiren bir peygamberdir.
Bize recm dışında fetvâlar verirse kabul eder, Allah indinde O’nun hükmünü
kendimize delil kılarız ve: ‘Peygamberlerinden bir peygamberin bize verdiği
fetvâlar(la amel ettik, hevâmıza uymadık) deriz’ dediler. Mescidde ashâbıyla
birlikte oturmakta olan Hz. Peygamber (s.a.s.)’e gelerek: ‘Ey Ebû’l-Kasım,
zinâ yapan kadın ve erkek hakkında kanaatin nedir?’ dediler. O, onlara tek
kelime söylemeden Beyt-i Midrâslarına geldi. Kapıda durarak: “Hz. Mûsâ
(a.s.)’ya Kitabı indiren Allah aşkına söyleyin, muhsan olan birisi zinâ
yapacak olursa bunun Tevrat’taki hükmü nedir?” diye sordu. “Yüzü siyaha
boyanır, eşek üzerine ters bindirilir ve dayak atılır.”
Hadiste geçen tecbiye: Zânileri, enseleri birbirine bakacak şekilde bir
eşeğe bindirilip, bu halde sokaklarda dolaştırılmasıdır.
Râvi devamla der ki: “Yahudilerden bir genç (bu cevaba katılmayap)
susmuştu. Rasûlullah (s.a.s.) onun suskunluğunu görünce sualinde ısrar etti.
Bunun üzerine genç: “Madem ki sen bize Allah’ın adına yemin veriyorsun
(gerçeği söyleyeceğim): “Biz Tevrat’ta recm emrini görüyoruz” dedi.
Rasûlullah (s.a.s.): “Allah’ın emrini hafifletmenizin başlangıcı nasıl
oldu?” diye sordu. (Genç) şu cevabı verdi: ‘Krallarımızdan birinin bir yakın
akrabası zinâ yaptı. Kralımız, recmi ona tatbik etmedi. Sonra halka mensup
bir aileden bir erkek zinâ yaptı. Bunu recmetmek istedi. Ancak adamın kavmi
buna mâni olup: ‘Sen yakınını getirip recmetmedikçe biz de adamımızın
recmedilmesine müsâade etmeyeceğiz!’ dediler. Bunun üzerine, aralarında
şimdiki cezâyı vermek üzere anlaşıp sulh yaptılar.’ (Bu açıklama üzerine)
Rasûlullah (s.a.s.): “Ben Tevrat’taki âyetle hükmediyorum!” dedi ve onların
recmedilmelerini emretti ve recmedildiler.
(Ebû Dâvud, Hudûd 26, h. no: 4450, 4451)
Hümanist İsa’ya karşın Savaşçı Muhammed
Muhammed, Müslüman olmayanların yurtlarını, mallarını yağmayı, onlara karşı
savaşı, cihatı, fethi emretmiş, teslim olmayanların öldürülmesini istemiştir.
Ahzab 27: Allah sizi onların topraklarına, yurtlarına, mallarına ve henüz ayak
basmadığınız topraklara varis kıldı. Allah her şeye hakkıyla gücü
yetendir.
Saff 11:
Allah’a ve Resulüne inanırsınız, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda
cihat edersiniz. Eğer bilirseniz sizin için en iyisi budur.
Fetih 1: Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik.
Tevbe 5:
Haram aylar çıkınca putperestlerin gelip geçecekleri bütün yolları tutun,
onları kuşatın, bulduğunuz yerde öldürün, yakalayın hapsedin. Fakat tövbe
ederler, namaz kılarlar ve zekat verirlerse bırakın onları, şüphe yok ki
Allah suçları örter, rahimdir.
İsa’nın ise şiddetten uzak durduğu, savaş, cihat, fetih çağrısı yapmadığı,
yayılmacı bir din anlayışında olmadığı görülür.
Buna karşın “Ben barış değil, kılıç getirdim”, ” Abanızı satın, kılıç alın”
dediği gibi,
“Kılıç kullanan kılıçtan geçirilir” sözleri mecazi anlamları itibarıyla
tartışmalıdır.
Bir genelleme yapacak olursak İsa’nın daha barışçı ve hümanist, Muhammed’in
ise daha savaşçı ve daha katı olduğunu söyleyebiliriz.
Muhammed Çalışmayı Öğütlerken İsa Tersini Söylüyor:
Muhammed, ayet ve hadislerde boş durmamayı, çalışmayı, ticareti öğütlemiştir.
İsa’nın ise çalışma, üretme konusunda bir teşviki olmadığı gibi tersini ima
eden söylemleri vardır.
Necm 39-40:
İnsan ancak çalıştığını elde eder, şüphesiz karşılığını da görecektir.
“Hiç ölmeyecekmiş gibi çalış, yarın ölecekmiş gibi ibadet et.”
“Çalışmak ibadetin yarısıdır.”
“Çalışanın hakkını alın teri kurumadan verin.”
“Ticaret yapın! Çünkü rızkın onda dokuzu ticarettedir.”
Hadislerde çalışma ve ticaretle ilgili başka örnekler de çoktur.
İncil'de ise İsa kaygılanmamayı öğütleyerek şöyle der:
Matta 6:25-26:
25. Bu nedenle size şunu söylüyorum: `Ne yiyip ne içeceğiz?` diye canınız
için, `Ne giyeceğiz?` diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten,
beden de giyecekten daha önemli değil mi?
26. Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek
biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha
değerli değil misiniz?
İsa Komüncü, Muhammed Sadakacıydı
İsa, Muhammed’e göre dünya nimetlerine, zenginliğe, ganimete, mala-mülke
düşkün değildi.
İsa, insanların tasarruf etmesine, mal ve para biriktirmesine kesinlikle
karşıydı.
Bu mülkiyet karşıtı dünya görüşüyle onu bir komünist olarak tanımlayamasak da
o döneme göre dinsel bir komün yaşamını savunan biri olarak görebiliriz. Zaten
içinde yetiştiği Esseniler bu yapıdaydı.
Söylemlerinden bazı örnekler:
Markos 10:21-25:
21 Ona sevgiyle bakan İsa, “Bir eksiğin var” dedi. “Git neyin varsa sat,
parasını yoksullara ver; böylece gökte hazinen olur. Sonra gel, beni
izle.”
22 Bu sözler üzerine adamın yüzü asıldı, üzüntü içinde oradan uzaklaştı.
Çünkü çok malı vardı.
23 İsa çevresine göz gezdirdikten sonra öğrencilerine, “Varlıklı
kişilerin Tanrı Egemenliği’ne girmesi ne güç olacak!” dedi.
24 Öğrenciler O’nun sözlerine şaştılar. Ama İsa onlara yine, “Çocuklar”
dedi, “Tanrı’nın Egemenliği’ne girmek ne güçtür!
25 Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği’ne
girmesinden daha kolaydır.”
Muhammed ise Müslüman olmayanlara karşı yayılmacı, Müslümanlar için de sosyal
adaletçiydi. Sadaka ve zekatı, yoksulların doyurulmasını, komşusu açken tok
olunmamasını Müslümanlığın şartları arasına koymuştu.
Ama zenginlere, zenginliğe karşı değildir. Der ki “Allah zengindir, dilediği
kullarına da zenginlik verir.” Muhammed, Halil İbrahim zenginliğine erişmek
ister ve bunun için Müslümanlardan kendisi için salavat ister. Hala
Müslümanlar bunun için dua eder, salavat getirirler.