HRİSTİYANLIKTAKİ PAGAN ETKİLERİ
Şöyle başlamak isterim Hristiyanlar ilk yayılma zamanlarında yada Milan
fermanına kadar diyelim çok fena zulüm ve işkenceye maruz kaldılar zira
Hristiyanlık paganlığa Romalıların dinine göre çok farklılık gösteren bir din
olmuştu bunun birçok sebebi olduğu gibi en büyük sebebi de tek bir tanrı
olabileceğini paganların anlayamaması olarak yorumlayabiliriz.
Romalılar çoğunlukla dini inanç konularında hoşgörülü davrandılar ve sayısız
dini tarikat, kült, kurtarıcı ve kurtarıcıların kısıtlama olmaksızın
proleterleşmesine izin verdiler. Toplumun sadık ve itaatkâr üyeleri, İsa da
dahil olmak üzere istedikleri Tanrı'ya inanabilirler. İnanç, Roma makamlarının
ilgisini çekmeyen özel bir konuydu. Roma uyumu, otoriteye itaat etmeye ve
devlete sadakatin - Roma Tanrılarına sembolik fedakarlıklarla özetlenerek -
vaat edilmesine dayanıyordu. Daha sonraki yanlış algıların aksine, ilk başta
Romalılar İsa'ya olan inanca karşı çıkmadılar. Daha ziyade, Romalılar Roma
otoritesini Hristiyanlaşmanın nedeni olarak reddedenlere, Roma Tanrılarına
kurban etmeyi reddeden inananların (bağlılık yeminin eşdeğeri) dahil
edilmesine zulmettiler. İsa'nın Yahudi olmayan inançlılara yönelik Roma zulmü
iki yüzyıldan fazla sürdü ve yerel düzeyde tacizi içeriyordu ve zulmü resmen
onayladı ya da reddetti. Resmi olarak yaptırım uygulanan Roma zulmü en çok
Marcus Aurelius (161-180), Decius (249-251), Diocletian (281-305) ve Galerius
(305-312) saltanatı sırasında yoğun olmuştur.
Bundan çıkaracağımız sonuç Romalılar hoşgörülü fakat otoriterdir, tabiri
caizse tanrı göklerden tüm insanlığın duyabileceği bir şekilde bizimle konuşsa
bile şahsi fikrim Romalıların ne kadar doğru olsa da bu dine bile
kabulleneceklerini sanmam tabi bunun üstüne sürebileceğiniz argümanda
Romalıların daha doğrusu önce doğu romanın Hristiyanlığı kabul edişidir.
Kökenini ve Hristiyanlığın başlangıçta paganlıktan ne kadar farklı olduğunu
açıkladığıma göre sıra neden Hristiyanlığın paganlaştığına geldi.
HRİSTİYANLIĞIN PAGANLAŞMA NEDENLERİ
Hristiyanlığı tebliğ etmek yada misyonerlik bunun en başlıca sebebidir.Şöyle
düşünebilirsiniz yepyeni bir dini görüş ama asırlardır hakim olan başka bir
dini görüş de bunun rakibi bu yüzden bu dini karşına almak yerine onu
yozlaştırarak kendi dinini onun içinde büyütmelisin bakın bu tamamen kişilerin
dinlerini yayma isteği yüzünden dinini çarpıtarak yaymak ne kadar doğru
tartışılır tabi.Zamanın misyoner Hristiyanları Hristiyanlığı paganlığa
benzeterek tebliğ ettiler ki insanlar yabancılaşmasın yada Hristiyanlığa kolay
geçebilsin.
Dünyadaki bir çok dini görüşte tanrının oğlu terimi vardır, veya
tanrının tahtını kendi kanından oğluna devretmesi. Güneş tanrısı Apollon
Zeus’un Leto’dan olan oğlu Apollon Zeus’un veliaht oğludur,bir örnek vermek
gerekirse ikonalarda yada fresklerde İsa’nın kafasında hale ile resmedilmesi
de diyebilirim.
HRİSTİYANLIĞIN İÇİNDEKİ PAGAN ÖGELER
Mitra, Diyanissos, Attis, Krişna , Hepsinin doğumu 25 Aralıktır ve hepsi
çarmığa gerilmiştir. Sizce de benzer değil mi?
İsa'dan öncede ölüp dirilen pagan tanrılar olmuştur,bu GrekoRomen inanç
Hristiyanlığı öyle etkilemiştir ki İncil bile İsa'nın dili olan Aramice
değilde Yunanca yazılmıştır.
Komünyon ayini;
Komünyon ayini ekmek ve şarap ayini olarak bilinir ve İsa'nın kanı olan şarabı
içip İsa'nın eti olan ekmeği yiyerek arınmayı amaçlar.
İncil de bu şöyle ifade edilir;
Yu 6:53 İsa onlara şöyle dedi: «Size doğrusunu söyleyeyim, İnsanoğlu’nun
bedenini yiyip kanını içmedikçe, sizde yaşam olmaz.
Yu 6:54 Bedenimi yiyenin, kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır ve ben onu son
günde dirilteceğim.
Yu 6:55 Çünkü bedenim gerçek yiyecek, kanım gerçek içecektir.
Yu 6:56 Bedenimi yiyip kanımı içen bende yaşar, ben de onda.”
Peki ya bu ayetlerin kökeni nedir?
Pagan Yunanların Dionysos ve Attis kültürüdür,Dionysosçular bazen bir hayvanı
kurban ederek ve etini yiyerek sembolik olarak Dionysos'un ruhu ile bütünleşip
arınmayı yada ruhen ölümsüz olmayı amaçlamışlardır,
Bugün kiliselerde hala gerçekleştirilen bu ayini İncil yazarları (yada her kim
yazdıysa) bu kültten alıp İncil'de İsa'nın ağzındanmış tanrının sözüymüş gibi
anlatmışlardır.
Yukarıda anlattığım gibi bu ayetler sadece Yuhanna incilinde geçer çünkü
Yuhanna incili ve Pavlus’un mektupları paganizmden en fazla etkilenen
yazıtlardır. İncil'de yine paganizmden ziyadesiyle etkilenmiş bir hikaye daha
vardır;
Yu 2:7 İsa hizmet edenlere, «Küpleri suyla doldurun» dedi. Küpleri ağızlarına
kadar doldurdular.
Yu 2:8 Sonra hizmet edenlere, «Şimdi bundan alın, şölen başkanına götürün»
dedi. Onlar da götürdüler.
Yu 2:9-10 Şölen başkanı, şaraba dönüşmüş suyu tattı.”
Suyu şaraba dönüştürmek sıradan bir mucize sayılabilir ama bununda kökeni yine
şarap tanrısı Dionysosdur.
Dionysos da aynı İsa gibi suyu şaraba dönüştürmüştü…Ve bu mucize Dionysos
inançlılarınca sürekli dile getiriliyordu…Yuhanna incili yazarları bu mucizeyi
kendi tanrıları olan İsa’ya uyarlayıverdiler.
MİTRA VE İSA MESİH BENZERLİĞİ
Mitra’nın kayadan doğduğu belirtilen versiyonlarında “kayadan gelen Tanrı”
(Theos ek Petras) olduğu söylenirdi. Takipçileri, kurtarıcı Tanrı Mitra’nın
doğduğu bu kayadan çıkan “ruhsal” suyu içmeye çalışırdı. Aynı hikaye İsa’ya
şöyle uyarlanmıştır;
Hepsi aynı ruhsal içeceği içti. Artlarından gelen ruhsal kayadan içtiler, ve o
kaya Mesih'ti.”
Mitra aynı zamanda bir “güneş” Tanrısı idi. Güneş tanrısı olarak takipçileri
tarafından “Light of the World” (Düyanın ışığı) olarak bilinirdi.
İncil’de aynı lakap, İsa’ya uyarlanmıştır:
Yu 8:12 “İsa yine halka seslenip şöyle dedi: «Ben dünyanın ışığıyım. Benim
ardımdan gelen, asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.”
Mitra şöyle der:
Bedenimden yemeyecek ve kanımdan içmeyecek böylece benimle bir olmayacak kişi
kurtarılmayacak kişidir”
Benzer ifade Dionysos'da da bahsettiğim gibi Yuhanna incilinde geçer.
Mitra bir yazıtta şöyle der:
“Ölümsüz kanıp döküp bizi kurtardın” (R. Turcan “Cults of the Roman Empire”
226)
Aynı ifade, “İsa’nın bizim için döktüğü kutsal kanıyla kurtulduk” şeklinde
İncil’de hayat bulur.
Tıpkı İsa gibi Mitra'da öldükten sonra göğe yükselmiş ve insanları yargılamak
için geri döneceği söylenmiştir.
BABA TANRININ ZEUS (JÜPİTER) İLE BENZERLİĞİ
Şimdi biraz da tanrı babanın Zeus ile benzerliğine değinelim.
Baba tanrı dünyada resim sanatında hep saçı sakalı ağarmış bir o kadarda
ruhani ve kuvvetli bir ihtiyar olarak gösterilir.
İlk iki resim Hristiyan tanrısının betimlenişidir.
Şimdi de Zeus'un tasvirlerine bakalım.
Bunlardan anlayacağımız şey ise yalnızca İsa Mesih'in değil baba tanrının
hatta ayin ve ritüellerin çoğunda bile eski pagan inaçlarından esinler
olmasıdır. Bunun nedeni dini yaymak beklide insanların uyum sağlamasını
sağlamaktır zira belki de bunlar olmasaydı Milan fermanı ve Büyük Konstatin’in
Hristiyanlığı kabulünden önce Hristiyanlık küçük topluluklar tarafından
bilinen bir dinden başka bir şey olmayacaktı.