NASIL AGNOSTİK OLDUM?
Baphomet Mahlaslı Takipçimin Agnostik Olma Süreci
İyi günler, adım Baphomet, hayata modern bir ailede başladım. Annem dinden ve “Allah” tan bahsederdi, babam ise ben daha okumayı bilmiyorken resimli oldukları için Tübitak'ın çok hoşuma giden bilim, evrim vb. konulu çocuk kitaplarını alırlardı bana. Ben de hikaye kitabı okumaktansa babamın bu bilim kitaplarını okumayı tercih ediyordum. Babamın geç geldiği bir gün anneme bana kitap okumasını söyledim, hatırladığım kadarı ile kitabın adı “SEN BEN GEN” idi. Kitapta genel olarak genlerin işleyişinden ve oluşumundan bahsediyordu, bir sayfasında insan evriminden bahsediyordu ve kuyruklu maymundan en sonra elinde mızrak tutan bir insana kadar giden bir çizim vardı. Annem o sayfayı okumadan geçti ben de “anne evrimi anlatıyor neden okumadın?” diye sordum, annem ise bu tarz konular için aklımın ermeyeceğini ve evrimin “sadece bir teori” olduğunu söyledi. Ne demek istediğini o yaşımda anlamamıştım.
Sonra mutlu hayatım yavaş yavaş yerini kavgalı ve huzursuz bir aile yaşamına bıraktı, takip eden birkaç yıl içerisinde de boşandılar. Annem benimle birlikte anne babasının memleketine döndü, orayı normalde hiç sevmezdim çünkü evdeki eşyalar beni korkuturdu ama mecburdum kalmaya. Yeni bulunduğum bu ortam alışık olduğum yaşamdan çok farklıydı, sürekli namaz kılıp kuran okuyan ve akşama kadar dini belgesel izleyen bir dedem vardı. Zamanla uyum sağlayıp onlar gibi olmaya çalıştım, babamla birlikte olamadığım için üzülürken aslında bunların bir sınav olduğunu ve eninde sonunda ödüllendirileceğimi öğrettiler bana. Hoşuma gitmişti, çünkü bu dünyada ne kadar sıkıntı çekersek öldükten sonra o kadar mükafat alıyorduk, sınırlı bir süre için çektiğimiz sıkıntılar sonrasında sonsuza kadar ödüllendirilmek benim çocuk aklıma yatmıştı. Yaz geldiğinde ise babamın yanına gider onunla sürekli din üzerine tartışırdım, aslında babamın ailesi de inançlıydı ama babam herhangi bir tanrıya inanmıyordu, o dönemlerde de din hakkında çekinmeden konuşabileceği tek kişi bendim muhtemelen. Tartışmalarımız genellikle felsefikti, öldükten sonra cennete giden insanların sonsuza kadar mutlu kalamayacağını söylüyordu babam, bilim kıyısına babam da çok hakim olmadığından altını doldurabilecek iddialar yapamıyordu en azından beni tatmin etmiyordu cevapları. Bu şekilde 3-4 yıl geçti, ben okuldaki din öğretmeninin etkisi ile koyu bir Müslüman olup çıkmıştım, öyle ki kıyafet ve harf devrimleri yüzünden “halkın günahkar olmasına” neden olan Atatürk’ten hiç haz etmez hale gelmiştim.
12 yaşıma geldiğimde okulun son haftası hiç ders işlenmemesi nedeniyle çok sıkılıyordum ve yanımda eskiden kalma bilim kitaplarından bir ikisini götürdüm, onların kapağını yıllardır açmamıştım ama okulda öğretmenler kitap okumak dışında hiçbir şeye izin vermiyorlardı ve evde çocuklara yönelik başka kitaplar yoktu. Beni tekrar ateşleyen kitap arkeoloji ile ilgiliydi, kitapta “belemnit adı verilen fosillerin zamanında Zeus’un gönderdiği yıldırımlar olduğuna inanıldığından ve ammonit fosillerinin ise insanlara zarar vermesin diye tanrılar tarafından taşlaştırılmış yılanlar olduğuna inanılıyordu.” gibi bilgilerin verildiği bir yeri okurken eski insanların inançları bana çok saçma gelmişti. Sayfanın devamında ise deniz seviyesinden çok yukarıda, dağlarda bulunan deniz kabukları nedeni ile insanların eski çağlarda suların ta dağlara kadar yükseldiğine inandıklarından, bu inancın sırasıyla Gılgamış ve Nuh’un gemisi mitlerine taşındığından bahsediyordu. Gerçekte olan ise tektonik hareketler nedeni ile bir zamanlar deniz tabanı olan bu yerlerin dağlara dönüşmüş olmasıymış. Bu bilgiler beni derinden sarsmıştı, çünkü ilk defa inancım ile bilimin çeliştiğini fark ettim. Kafamda ilk defa bir şüphe doğmuştu ama aynı zamanda ise bu tarz şeylerden şüphe duymanın günah olduğunu biliyordum ve bu beni korkutuyordu. Kendimi dini bakış açısına tekrar sokma umudu ile okuldaki din öğretmeninin yanına gittim ve kitapta okuduklarımı sordum ama doyurucu bir cevap alamadım. O fosillerin şeytan tarafından bizi dinen çıkarmak için konulduğundan bahsetti ve dinozor fosillerinin ise Nuh’un gemisine yetişemeyen hayvanlar olduklarını anlattı. Öğretmene ısrarla bilim ve dinin bir arada olması gerektiğini savundum, bana göre tanrı hem ilk canlıları yaratmış hem de onların evrimlerini kontrol ederek günümüz canlılarını ortaya çıkarmıştı. O yaşlarda Taslaman’ın seviyesine ulaşmışım…
O yaz canım ilk defa namaz kılmak istemiyordu, inancım sarsılmıştı ve cuma namazına gitmediğim için dedem beni dövmüştü. Bunu fırsat bilip bütün yazı babamın yanında geçirmek istedim, babamla saatlerce tartıştık ve en sonunda mantıklı olanın bilim olduğunu ama sadece korktuğum için tanrıyı inkar edemediğimi fark ettim. Yaz bittikten sonra bir alt sınıfta olan bir çocukla tanıştım, kendisi ateistti ve sırf bu nedenle okul bahçesinde diğer öğrenciler tarafından sıkıştırılmıştı. Araya girip her insanın inancı kendine diye çocuğu savundum en sonunda okul müdürü kalabalığı dağıttı ve kurtulduk. Uzun süre birlikte sohbet ettik ve yakın arkadaş olduk. Okulda birçok ateist olduğunu ama kendi kimliklerini sakladıklarını öğrendim, benim gibi sorgulayan birçok öğrenci vardı. Ben de kendimi ait olduğum bir ortamda bulduğum için çok mutlu olmuştum ancak ben tam olarak ateist olmamama rağmen okulda benim ateist olduğum dedikodusu yayılmıştı, teneffüslerde tüm sınıflar çevreme toplanıp benimle uğraşıyorlardı. Bu durumdan bıkınca okul müdürüne şikayet etmeye gittim, annemi çağırdı ve durumu anlattı. Eve gittiğimizde annem ağlamaya başladı ve “sen küçükken namaz kılardın, nasıl ateist oldun?” benzeri şeyler söyledi, odama girip oyuncaklarımı bi koliye kaldırdı ve “sen bunları hak etmiyorsun, yarın bu oyuncakları hak eden çocuklara vereceğim” dedi. Kafamdaki tanrı imajı ailemin ve okulumdaki çocukların davranışlarını hoş görmezdi, bir süre kafamdaki bu tanrıya Hag adını verdim ve benim hayali arkadaşım oldu. Kendisiyle birlikte 8 farklı tanrı daha vardı ama isimlerini hatırlamıyorum, onlara çeşitli görevler vermiştim. Hep birlikte evrene hükmediyorlardı. Zamanla hayali arkadaşlarımla da konuşmayı bıraktım ve tam olarak ateist oldum, ancak son 3 yıldır bilimin soyut kavramları kanıtlayamadığı gibi çürütemediğini düşündüğüm için agnostiğim.
SİZDEN GELENLER | Yazan: Baphomet
Eleştirisel bakış açısı ile her din ve inanca ait yazılarınızı, inancınızın değişim sürecini anlattığınız sorgulama süreçlerinizi dinvemitoloji@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
- Bu yazılar biz-siz gibi sorgulama evresine girmiş herkese mutlaka biraz olsun ışık tutacaktır.
- Gönderdiğiniz yazılar sitemizde adınızla veya takma adınızla yayınlanacaktır.
- Gönderdiğiniz yazının başka bir internet sitesinde yayınlanmamış olması gerekmektedir. (KOPYA içeriğe karşı olduğumuzdan, sitemizdeki tüm içerikler özgündür)