ALLAH İNSANLARI ÖZGÜR MÜ YARATTI?
Özgürlük dendiğinde çoğumuz farklı şeyler düşünebiliyoruz. Mesela bir Müslüman özgürlük dendiğinde dini ibadetlerini yapmasındaki özgür iradesini, günah işleyip işleyemeyeceği konusundaki özgürlüklerini düşünür. Gel gör ki aslında düşündüğünde bile özgür değildir. Bu yazımda sizinle Müslümanların çoğu kısmının bilmeden bazılarınında bilmesine rağmen kendi görüşlerini savunduğu konuyu ele alacağım. Bu konuyu ele almamın sebeplerinden biri de yaklaşık 20 yıllık dini inancımı sorgulamama neden olan mevzu olmasıdır.
2010 yılında Londra'da bir Hristiyan papazla tartışma esnasında bana Allah seni ne kadar özgür yaratmış diye sordu. Bende tıpkı Müslümanların çoğu gibi hayatım boyunca hiç Kur'an okumadığım için din tüccarlarından öğrendiğim bilgilerle doğumum ve ölümüm hariç tüm konularda özgür olduğum cevabını verdim. Papaz bana bir kaç ayet söyledi ve bu ayetleri yorumlamamı istedi. Bu ayetleri ilk kez duyduğum için bir anlık şaşırsam da toparlamaya ve gerçeği söylemek gerekirse kıvırmaya çalıştım. Fakat bu soru aklımda kalmaya devam etti. Londra'dan döndükten sonra müçtehitlerin bu konuyla ilgili neler söylediğini araştırmaya başladım ve onların da benim gibi en kısa yoldan gittiklerini ve kıvırmaya çalıştıklarını anladım. Bundan sonra hayatımda ilk kez Kur'an'ı baştan sona okumaya karar verdim. O gecenin sabahına aklımda bir sürü soru işaretiyle uyandım ve meseleyi daha detaylı araştırmaya karar verdim. Şimdi araştırmalarımı sizinle paylaşacağım ve ne kadar doğru yahut yanlış olduğuna siz karar verin.
İnsan doğa yasası olarak ne zaman dünyaya geleceğini kendisi ayarlayamaz. Bunu iyi bilen ve peygamberlik iddiasında bulunan tüm insanlar da doğum konusunda özgür olmadığımızı ve bir yaratıcı tarafından önceden belirlenmiş bir zamanda doğduğumuzu savunmuştur. Ben İslamın içinden çıktığım için sizinle İslamın tanrısı olan Allah'ın doğum ve ölüm konusundaki görüşlerini anlatacağım ve çelişkileri sizlerle paylaşacağım. İlk ele alacağım ayet Mülk süresinin ikinci ayetidir.
"O hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O güçlüdür, O'nun gücüne hiçbir güç erişemez ve tek bağışlayan da O'dur."
Ayette ölümü ve hayatı yaratanın Allah olduğu iddia ediliyor. Fakat bunda bir çelişki vardır. İlk şunu söylemem gerekir ki insanın doğup doğmayacağına ebeveynler karar veriyor. Allah yaratmış olsa bile anne doğurmak istemedikten sonra kimse buna mani olamaz. Ölüm konusunda da aynı durum söz konusudur zira insan istediği zaman kendi canına kıyarak yaşamına son verebilir. Şimdi Müslümanların bana aşağılayıcı bir tavırla "o anneye doğurmayacağını ve o insana canına kıyacağı kaderini yazan Allah'ın kendisidir" eleştirisini yönelttiğini biliyorum. Fakat unuttukları bir şey var ki İslamda kürtaj ve intihar büyük günahlardandır. O zaman bu günahları kader olarak insanlara yazan Allah'ın sonra bu günahları işlediği için o insanları cehenneme atması ne kadar doğru olur?
9/Tevbe suresi 51 ayet: De ki: " Allah'ın bizim için yazdığından başkası başımıza gelmez."
Madem Allah bir anneye çocuğunu kürtaj etme, başka bir insana genç yaşında intihar ederek kendi yaşamına son verme kaderini yazmış, o zaman bu insanların bir suçu yok ve günah işlemiş olmazlar, zira olacakları önceden yazan bir Allah var. Bu mesele tüm konuları kapsar zira yaptığımız her şey önceden yazıldıysa, yaptığımız tüm kötülüklerin ve günahların sorumlusu biz değil Allah'tır. Söylediklerimi tasdik eden onlarca ayet mevcuttur, onlardan birini misal vereyim:
4/Nisa suresi 78 ayet: Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! Kendilerine bir iyilik dokunsa "Bu Allah’tan" derler, başlarına bir kötülük gelince de "Bu senden" derler. "Hepsi Allah’tandır" de. Ne oldu bu adamlara ki bir türlü sözü anlayamıyorlar!
Ayet açık bir şekilde hem kötülüklerin hemde iyiliklerin bizzat Allah'tan olduğunu söylüyor. Büyük ihtimal bunu duyan Mekke'nin ileri gelenleri ayeti eleştirmiş ve haklı olarak tepki göstermişler. Nitekim bu ayeti duyan her aklı başında insan en azından kendi kendine "madem hem kötülükleri hem iyilikleri bana yaptıran Allah'tır o zaman imtihanın ne manası kalıyor?" diye sorar. Bu durum "Ben sadece başkası tarafından yönlendirilen bir kuklayım" demek gibi oluyor. Muhammed, dini haklı eleştirilerden kurtarmak için başka bir ayet getirmiş fakat getirdiği ayet bu konuya çözmekten çok daha da çıkmaza sokuyor. Ayet şöyledir:
4/Nisa suresi 79 ayet: Sana gelen iyilik Allah’tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter.
Ayet insanların başına gelen iyiliklerin Allah'tan kötülüklerin ise kendilerinden olduğunu iddia ediyor ve Allah'ı iyilikler kralı yapmaya çalışıyor. Fakat unutulan bir şey var. Her yıl yer yüzünde milyonlarca çocuk tecavüze uğruyor. Şimdi soruyorum sizlere. EY MÜSLÜMANLAR, 4 yasında bir kız çocuğu hangi yanlışı ve hangi günahı yüzünden tecavüze uğramak gibi korkunç bir belaya maruz kalıyor? Muhammed'e Mekke'liler zulüm etti, dövdüler, sövdüler diyorsunuz. O zaman bu kötülüklerin Muhammed'in başına gelmesi kendi nefsinin suçudur zira Nisa 79 böyle söylüyor.
Kur’an’da Günah İşleme Özgürlüğü
Müslümanların sıkça dile getirdiği konulardan biri de insanların özgürce günah işleme hakkı olmasıdır. Bu baştan sona yalandır zira Kur'an'a baktığımızda bunun tam aksini görüyoruz. Sizle Kur'an'dan Musa ve Hızır'ın kıssasından bir bölümü paylaşayım:
110/Kehf suresi: "Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam (hemen) onu öldürdü. Mûsâ, "Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!" dedi."
Musa ile Hızır bir erkek çocuğunun yanına vardıklarında Hızır çocuğu öldürüyor. Musa bu duruma tepki gösteriyor ve suçsuz bir çocuğu öldürdüğü için yanındaki adama kızıyor, nitekim Kur'an'a göre insanlar günahlarından yalnızca rüşt haline ulaştıktan sonra mes'uldürler. Bu ayette ise bir çocuktan bahsediliyor, yani henüz suçundan dolayı mes'ul olmayacak yaşta bir insan. Bakalım sürenin devamında Allah çocuğun öldürülmesine nasıl hak kazandırıyor.
110/Kehf suresi 80: "Çocuğa gelince, anası babası mü'min insanlardı. Onları azgınlığa ve küfre sürüklemesinden korktuk."
Ayetin sonunda korktuk diye bir ifade var. Bu Allah'ın zanna kapılarak bir çocuğu öldürtmesini ve daha işlemediği bir günaha göre ceza verdiği anlamına geliyor. Burada sorulması gereken 2 soru var. Birincisi madem sen gaybı biliyorsun neden korktuk diye bir ifade kullanıyorsun? İkincisi insanların özgürce günah işleme özgürlüğü varsa eğer, neden bu çocuğun günah işleme özgürlüğünü elinden aldın?
İki insanı dinden çıkaracağından korktuğu için küçük çocuğu öldürten Allah milyonlarca insanın katili olan Adolf Hitler'in, Josef Stalin'in yaşamasına izin veriyor. Benim aklım bunu almıyor, aklı alan biri varsa lütfen bana da izah etsin. Konuyu Ömer Hayyam'ın bir rubaisiyle bitirmek istiyorum.
Var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.
Öldürmek de, yaşatmak da senin işin;
Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
Ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
Beni böyle yaratan sen değil misin?
Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
Ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
Beni böyle yaratan sen değil misin?