Medusa'nın hikayesi ise şu şekildedir;
Efsaneye göre Medusa güzelliği ile herkesi büyüleyen ve kıskanılan ,Tanrıları bile kendine aşık eden bir kızmış. Güzelliğinden dolayı kendine rakip olarak görülen bir kız bulmak mümkün olmazmış. Medusa kendini Tanrılara adadığı için ,zeka Tanrıçası olan Athena'ya ait bir tapınakta yaşarmış. Medusa'ya aşık olan biri varmış; bu kişi yanında yaşadığı denizlerin efendisi Poseidon imiş. Poseidon bir ölümlüye aşık olduğunu ve küçümsenmemek için bunu herkesten hatta evli olduğu Athena'dan da saklarmış. Bir süre sonra Athena bu olayı öğrendiğinde Poseidon Medusa'ya olan aşkını inkar etmiş ama bir gün Athena'nın tapınağında Medusa'ya zorla sahip olur. Athena bu olayı da öğrendiğinde Medusa ve kardeşlerini lanetlemiş. Sonra da Medusa'nın saçının her telini bir yılana dönüştürüp Dünya'nın en Kuzeyinde bulunan 'Hyperborea'ya sürmüş.
Athena olayın ardından uzun bir süre geçtikten sonra Medusa'ya olan öfkesi dinmediği için kardeşi Perseus'a bir görev verip Medusa'yı öldürmesini istemiş. Kardeşine Medusa'nın yanına giderken yanına büyülü bir çanta,başlık ve kanatlı sandaletlerini almasını söylemiş. Çok önemli bir şey daha eklemiş. Medusa ile karşılaştığında Ona asla bakmamasını ,bakarsa taşa dönüşeceğini söylemiş. Bu nedenle kalkanını Medusa'ya karşı ayna gibi kullanmasını ve yüzünü göstermeden kafasını kesmesini söylemiş ,bu işi yapabilmesi içinde O'na orak biçimli bir kılıç vermiş.
Perseus, üvey kız kardeşinin isteğini kırmayıp kılıcıyla Medusa’yı öldürmeye gitmiş ve yüzüne bakmadan başını kesmiş. Medusa o anda ölmüş. Fakat bilmedikleri bir şey varmış. Medusa'nın başını kestiği anda Poseidon'dan olma çocukları Pegasus ve Chrysaor gövdesinden dışarı fırlamış. Perseus, Medusa'nın kesik kafasını alıp gitmiş, Athena ise Medusa'nın derisini yüzüp Aegis'in markası yapmış. İki damla kanını Kral Erichthonius'a hediye etmiş. Bu iki damla kandan biri öldürücü zehirdir, diğeri ise panzehirdir, tüm hastalıklara deva olmaktadır. Efsane'ye göre Medusa'nın kafası şu an Yere batan Sarayı'nda saklanıyor.
Yazan: N.Kara