HABERLER
Dini Haber

KURAN VE TALMUD'DA İSRAİLOĞULLARI’INA VERİLEN EMİR SORUNSALI

HC, din, yahudilik, islamiyet, Maide suresi,Maide 32,Maide 32.ayet,Mişna,Talmud,İsrailoğullarına verilen emir,Maide suresi ve İsrailoğullarıMusevilerin kitabı Talmud, musevilik,
Öncelikle arkadaşlar bu yazı için bir sunuş açıklaması gerekiyor. Ön bilgi olmadan bazı konular size yabancı gelebilir. Biliyorsunuz İslam dininin inananlarına göre Tevrat(İbranice: Tora) ve İncil ya da Hristiyanların adlandırmasıyla söylersek Eski Antlaşma(Yahudiler eski antlaşma demezler TaNaH derler) ve Yeni Antlaşma değiştirilmiştir. Müslümanlar bu metinlerin içinde Kuran'a uyan kısımların değiştirilmemiş olabileceğini kabul etmekle birlikte kitapların ana mesajının ilk orijinal halinden uzaklaştığını kabul ederler.

Yahudilik’in ana kaynağı Tevrat’tır. Sonra Nevim (Peygamberler ) ve Ketuvim( Yazılar) adı verilen ve Tevrat, Neviim ve Ketuvim’in baş harflerinden türetilen ve Tevrat’ı da içeren TaNaKh veya Tanah denilen külliyata inanırlar.Oysaki biliyorsunuz Yahudilik içinde tek kaynak bu külliyat değildir. Ms 2-3 yüzyılda yazıldığı kabul edilen ve büyük hahamların TaNaH hakkında görüşlerini ve dini fıkıh kurallarını içeren Mişna’ya da inanırlar. Mişna’yı içeren ve onu yorumlayan Gemara ise kabul edildiği kadarıyla 5. yüzyılda veya 6. yüzyılda tamamlanmış ve Babil Talmud’u adında toplanmıştır. Bir başka Talmud ve Gemara denemesi ise Kudüs Talmud’u adında Babil Talmud’undan önce yazılmış olan külliyattır ama daha uzun olan ve Yahudilerce daha çok kabul edilen Babil Talmud’u olmuştur.

Kuran’ı Kerim Maide Suresi’nin 32. ayetinde çok garip bir ifade yer almaktadır. Önce Maide Suresi 32. Ayet’i Diyanet İşleri Meali ile alıntılayalım:

Maide 32- ‘’ Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap’ta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.’’

Bu ayete göre Allah İsrailoğulları’na çok önemli ve kilit sayılabilecek bir emir vermiştir. Peki ‘’Bundan dolayı’’ denmesinin nedeni nedir? Bunu anlamak için Maide Suresi’nin 32. ayetinde yer alan bu emrin gerekçesini bağlamıyla öğrenmemiz gerekiyor. Bunun için 27 ile 31. ayetleri dikkatle okumalıyız:

Maide 27-31 ‘’ (Ey Muhammed!) Onlara, Adem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak oku. Hani ikisi de birer kurban sunmuşlardı da, birinden kabul edilmiş, ötekinden kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen, "Andolsun seni mutlaka öldüreceğim" demişti. Öteki, "Allah ancak kendisine karşı gelmekten sakınanlardan kabul eder" demişti. "Andolsun! Sen beni öldürmek için elini bana uzatsan da ben seni öldürmek için sana elimi uzatacak değilim. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." "Ben istiyorum ki, sen benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. İşte bu zalimlerin cezasıdır." Derken nefsi onu kardeşini öldürmeye itti de (nefsine uyarak) onu öldürdü ve böylece ziyan edenlerden oldu. Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben?" dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.’’

Yani Kuran’ı Kerim’e göre Maide 32’nin gerekçesi, ondan önce yer alan 5 ayetin anlattığı ,Kabil ile Habil hikayesinden çıkmaktadır. Buna göre Kabil ya da Adem’in 2 oğlundan kötü olanı kardeşini haksız yere öldürmüş ve Maide 32’den anladığımız kadarıyla o sadece kardeşini değil tüm insanları öldürmüş gibi olmuştu. Bu da İsrailoğulları’na bir ders /kıssadan hisse mahiyetinde yazılmıştı.

Peki hepiniz merak ediyor olmalısınız. Bunun başta sunuş kısmında anlattığımız başlıkta da yazdığımız Mişna ya da Talmud’la ne ilgisi olabilir? Şöyle ki Müslümanlar veya Kuran ,Talmud denen bir külliyatı tanımamaktadır. Böyle bir külliyatın kutsal olduğuna inanmamaktadır. Buna rağmen o kadar ilginç bir şey ortaya çıkmaktadır ki Maide Suresi 32. ayette yer alan ‘’İsraloğulları’na (Kitap’ta) şunu yazdık’’ ifadesi sadece Mişna’da ya da Talmud’ta karşılığını bulmaktadır.Çünkü bugün hem internet yoluyla hem satın alarak okuyabileceğiniz Tevrat metnine bakarsanız, ne Maide 32’deki ifadeyi ne de benzerini görebilirsiniz. Kabil ile Habil hikayesi Tevrat’ın Yaratılış Kitabı 4. Bölüm’de anlatılmaktadır fakat Kuran’ın bu hikayeden sonra verdiği mesaj Tevrat’ta yoktur. Bu mesaj İsrailoğulları’na ait bir kitapta yazmaktadır ama bu en erken Mişna’da yazılı karşılığı bulunur. Mişna’nın Sanhedrin Bölümü 4:5’e bakarsak özetle şöyle denmektedir:

Mişna Sanhedrin 4:5
"Yaratılış Kitabı 4:10’da ‘’Habil’in kanı topraktan bana sesleniyor.’’ İfadesi yer alır oysa İbranice orijinal metinde ‘’kanı ‘’ değil ‘’kanları’’ denmektedir.(Türkçe Tevrat metninde de ifade tekildir ama gerçekte İbranice metinde ‘’kanlar denmektedir.) Bunun nedeni Kabil’in kardeşi Habil’i öldürerek sadece kardeşini değil, onun potansiyel çocuklarını da öldürmüş olmasıdır. Bu ayetin başka bir tefsiri/açıklaması da şudur :Habil’in kanları öldürüldüğünde ağaçlara ve taşlara sıçramıştır, bu yüzden Tevrat’ta bu çoğul ifade kullanılmıştır. (kanı değil kanları). Bu aynı zamanda Adem’in ilk insan olarak tek başına yaratılmasının gayesini de açıklar buna göre kim bir hayata zarar verirse tüm herkese zarar vermiş gibi olur kim de bir hayatı kurtarırsa tüm herkesi kurtarmış gibi olur."

(Adem’in tek yaratılmasının konuyla ilişkisi bildiğiniz gibi şudur. Adem’in günahı yüzünden tüm insanlık düşmüştür. Yani Adem kendi hayatına zarar vererek tüm potansiyel çocuklarının hayatına zarar vermiştir.)

Çok garip değil mi arkadaşlar? Kuran’ı Kerim’de ‘’İsrailoğulları’na yazıldığı’’ söylenen ifade Tevrat ana metninde değil onun tefsiri/açıklamalarını içeren Mişna ve Talmud’ta yer almaktadır. Müslümanlar doğal olarak şu itirazı yapabilirler: Tevrat’ta bu ifadenin yer almadığını ve sonra çıkarılmadığını nereden biliyorsunuz?’’ Şuradan biliyoruz:

Mişna’nın ilgili kısmında yapılan, Tevrat’ın orijinal metninde yer alan ifadeye bir ekleme değildir (yani Tevrat’tan çıkarılan bir ifade tekrar oraya konmamaktadır) bilakis amaç o ifadede yer alan ve çoğul kullanılan ‘’kanlar’’ kelimesini açıklama gayretidir. Mişna yazarı /yazarları burada Tevrat’tan çıkarılmış bir ifadeyi tekrar oraya koyma amacı gütmemekte ve Tevrat’ın metni konusunda bir tartışma yapmamaktadır. Tevrat’ın içinde yer alan bir ifade hakkında 2 farklı görüşü dillendirmektedir Buna göre, bir görüş bu çoğul ‘’kanlar’’ ifadesinin Habil’in etrafa sıçrayan kanları ile ilgili kullanıldığı kanısındadır , diğer haham görüşü ise bu çoğul ifadeyi ders verici manada anlar ve Kuran’ın Maide Suresi 32. ayetiyle aynı sonuca varır. Burada tartışılanın Tevrat’ın ana metni olmadığını onun tefsiri olduğunu ve Kuran’ın bu tefsirlerde yer alan açıklamalardan birini ‘’İsrailoğulları’na yazdık’’ diye aktarmasının yarattığı sorunu görmezden gelemeyiz.

Sonuç olarak Kuran’ın Maide 32’de İsrailoğulları’na yazdık dediği metin Tevrat veya TaNaH değil, Mişna veya Talmud’tur. Bunu hem Mişna’da hem Kuran’da aynı ifadenin aynı hikaye sonrasında kullandığı gerçeğinden yola çıkarak kanıtlayabiliyoruz. (2 metinde de kullanılan ders verici mesaj Kabil ile Habil’in öyküsüyle ilişkilendirilmiştir.)

Buysa Müslümanların Talmud’u da bir nevi Kutsal Kitap kabul etmesi mümkün olmadığı için sorunludur. Ayrıca Kuran burada, Mişna veya Talmud’taki 2 görüşten birini seçmiştir oysa bunların 2’si de sadece hahamların Tevrat’taki bir ayetteki çoğul ifadeye yönelik yorumlarıdır. Son olarak Ehli Kurancılar’a göre Kuran dışında yer alan Sünnet niteliğindeki kaynaklar Kuran’a göre kabul edilmezdir. Oysa Maide 32’de Kuran, Yahudi sünneti/fıkıhı diyebileceğimiz Mişna/Talmud’dan ‘’biz yazdık’’ diye bahsederek alıntı yapmaktadır. Bu sorunlar çoğaltılabilir ama görülen şudur Kuran’ı Kerim için Maide 32 içerik açısından sorunludur. Sevgiler.

Yazan: Higher Criticism
« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »