HABERLER
Dini Haber

MÜSLÜMAN ARAPLARIN KÖLELEŞTİRDİĞİ AFRİKALILAR

Yazan: A.Kara
A, din, Din ve kölelik, İslam tarihi ve kölelik, İslamda kölelik, islamiyet, Kölelik, Kuranda köle ile insan eşit midir?, Kuranda kölelik, Müslüman Arapların köle olarak kullandığı Afrikalılar,
Köleleştirilen Kişi Sayısı
Müslümanlar tarafından kendi bölgelerinden zorla ele geçirilerek köleleştirilen insanların neredeyse milyonu bulan sayısı oldukça tartışılan bir konudur.

Bazı tarihçiler, MS 650 ila 1900 yılları arasında köle ticareti yapan Araplarca 1 milyondan fazla Afrikalı'nın köleleştirildiğini tahmin ediyorlar. Ben hatırlatmamı yapayım, bildiğiniz gibi bu tarihlerde Araplar putperest değil, Müslüman. Bazı tarihçiler ise çok daha fazla sayıdaki Afrikalı'nın Sahra çölü üzerinden köle tüccarlarına teslim edildiğini ve bir eşya gibi satıldıklarını söylüyorlar.



Araplar Kölelere Genetik Savaş Uyguladı
Para karşılığı satılan bu siyahi kölelerden 8-12 yaş aralığındaki erkeklerin penisleri, üreme ihtimalini ortadan kaldırmak için tamamen kesiliyordu. Bazı kaynaklar bu işlem sırasında her 10 çocuktan yaklaşık altısının öldüğünü belirtir. Fakat hadım edilen kölelerin daha çok para ettiğini fark eden köle tacirleri sırf daha çok para kazanmak için bu uygulamalarına devam ettiler.

Ev hizmetlerinde kullanılacak bazı siyahi erkekler hadım edilmişti fakat bu işlem sadece onlarla sınırlı değildi. Yazar Ronald Segal'ın "İslam'ın Kara Köleleri: Diğer Siyah Diaspora " adlı kitabında yazdığı gibi, "10.Yüzyılın başında Bağdat'taki halifenin sarayında 7000 hadım edilmiş siyahi ve hadımlı 4 bin beyaz vardı ."



Arap Köle Ticareti, Arap Irkçılığını Siyahilere Yöneltti
"Arap" kelimesinin ırksal bir sınıflandırma olmadığını belirtmek önemlidir. Başlangıçta Siyahlar ve daha açık renk Araplar arasında karşılıklı saygı vardı. Bununla birlikte siyahi Müslüman köleler için talep arttıkça Afrikalılara karşı ırkçılık başladı.

Siyah deri ve kölelik ile ilişki kurulmaya başlandığında siyahlara yönelik ırkçı tutum Arapçada ve Arap edebiyatında ortaya çıkmaya başladı. Köleler için kullanılan "Abid" sözcüğü Afrikalılar için kullanılan bir terim haline geldi. "Haratin" gibi diğer sözcükler ise Afrikalıların sosyal statülerini aşağılık olarak ifade etmekteydi.

Araplar Tecavüz İçin Afrikalı Kadın Köleleri Hedef Aldı
Doğu Arap köle ticareti öncelikle Afrikalı kadınlarla yapılmış ve her bir erkeğe iki kadın oranını korumuştur. Bu kadınlar ve genç kızlar, Araplar ve Asyalılar tarafından cariye veya eş olarak kullanılıyordu.

Köle sahibi bir Müslümanın kanunen bu köleleriyle cinsellik yaşama hakkı vardı. Afrikalı kadınlar hem zengin Arapların haremlerini dolduruyor hem de onlara bir sürü çocuk veriyordu.

Afrikalı kadınların bu şekilde istismarı yaklaşık 1,200 yıl kadar devam etti.



Araplar Avrupa Köle Ticaretini Başlattı
19. yüzyılda Araplar köle ticaretinden dolayı Avrupa'ya ekonomik olarak bağlıydı. Transatlantik köle ticareti ile yeni sömürü imkanları sağlandı ve bu durum Arapların ticaretine hız kazandırarak Afrikalı kölelerin Avrupa ülkelerine satışını başlattı.

Köle ticareti sonrasında Portekizler açısından kazanç sağlayan bir olay gerçekleşti. Svahili gibi Batı Afrika sahillerindeki Portekizliler, Afrika kıyılarından Benin Körfezi'ne kadar yerleşmiş Müslüman tüccarlar buldular. Bu Avrupalı köle tacirleri, köleleştirilmiş Afrikalıları Atlantik kıyısı boyunca bir ticaret noktasından diğerine naklederek ciddi miktarda altın kazanabileceklerini fark ettiler.



Arap Köle Ticareti, Tarihteki En Büyük Köle İsyanını Başlattı
Zanj İsyanı, MS 869-883 yılında, günümüzde güney Irak'ta bulunan Basra kentinin yakınında gerçekleşti. Ayaklanmayı özellikle Afrika Büyük Göller bölgesinden ve Doğu Afrika'nın güneyinden yakalanarak köle haline getirilmiş olan Afrikalılar'ın yani Zanj'ların başlattığı düşünülüyor.

Basran toprak sahipleri doğuda tuz bataklıklarını boşaltmak için birkaç bin Doğu Afrikalı Zanjlıyı güney Irak'a getirmişlerdi. Toprak sahipleri genellikle Arapça bilmeyen Zanj'ları ağır köle işçiliğine zorladı ve onlara sadece asgari geçim kaynağı sağladı. Onlara uygulanan sert muamele, Müslüman imparatorluktan ithal edilen 500.000'in üzerindeki köleyi kapsayacak şekilde büyüyen bir ayaklanmaya yol açtı.


Arap Tacirler, Siyahları Köleleştirmelerini Haklı Göstermek İçin Onlara İslam'ı Öğretmiyorlardı
Bazı tarihçilere göre İslam özgür doğmuş Müslümanları köleleştirmeyi yasaklamıştır. Bu yüzden köle kökenli Afrikalıları Müslüman yapmak Arap köle tacirlerinin ilgisini çekmiyordu. Köleleştirilmiş Afrikalıları Müslüman yapmak onlara daha fazla hak kazandıracak ve insanların köleleştirilme potansiyellerini azaltacağından İslam'ın propagandacıları Afrikalılara kendi dinlerini yaymak konusunda temkinli bir tutum ortaya koydu.

Yine de eğer bir Afrikalı İslam'ı seçerse bu onun ve çocuklarının özgürlüğü garanti etmiyordu. Sadece köle çocukları ya da gayrimüslim savaş esirleri köle olabilirdi, özgür bir Müslüman asla köle olamazdı.



Zaman Periyodu
Arap köle ticareti, iki büyük köle ticaretinin en uzun, en az tartışılmış haliydi. Araplar ve diğerlerinin İslam bayrağı altında kuzey ve doğu Afrika'ya yığılması 7.yüzyılda başladı. Güneydoğu Afrika'daki Arapların Siyahi ticareti, Avrupa transatlantik köle ticaretinden 700 yıl öncedir. Bazı araştırmacılar köle ticaretinin 1960'lı yıllara kadar bir şekilde devam ettiğini ancak Moritanya'daki köle ticaretinin Ağustos 2007'de suç sayıldığını belirtti.



Arapların Köle Ticareti, Avrupa Köle Ticaretinden Daha Fazla Hareket Kabiliyetine İzin Verdi
Arap kölelerin statülerindeki yukarı doğru hareketlilik nadir bir durum değildi. İspanya'yı fetheden ve Cebelitarık'ın ismini alan Tarık ibn Ziyad, kendisine özgürlüğünü veren ve onu ordusuna general olarak tayin eden İfrikiye emiri Musa bin Nusayr'ın kölesiydi.

Antar olarak da bilinen Antarah ibn Shaddād, köleleştirilmiş Etiyopyalı bir annenin oğluydu. Dolayısı ile köle olarak doğmuş Afro-Arap bir adamdı. Sonunda tanınmış bir şair ve savaşçı oldu. Savaşta son derece cesur olduğundan tarihçiler ona "şövalyeliğin ve mertliğin babası ... [ve] şövalyelik" ve "kahramanların kralı" adını verdiler.

Avrupa kölelik sisteminde bu tür bir yukarı hareketlilik gerçekleşmedi.

Esra Etiyopyalı bir annenin oğlu olan Antarah ibn Shaddād, Antar olarak da bilinirdi, aslen köle olarak doğmuş Afro-Arap bir adamdı. Sonunda ünlü bir şair ve savaşçı oldu. Savaşta son derece cesur olan tarihçiler onu "şövalyeliğin babası" ve "kahramanların kralı" olarak nitelendirdiler.
Kölelerdeki bu tür yukarı hareketlilik, yani onların üst makamlara terfi edebilmesi durumu Avrupa köleliğinde pek görülen bir olay değildir.



Arapların Köle Tacirliği Afrika'lılarla veya Cilt Renkleri ile Sınırlı Kalmadı
Arap köle ticareti ile Avrupa köleciliği arasındaki en büyük farklardan biri Arapların tüm ırk gruplarından insanları köleleştiriyor olmasıydı. Fatımi Halifeliğinin sekizinci ve dokuzuncu yüzyıllarında elde edilen kölelerin çoğu Avrupa ​​sahilleri boyunca ele geçirilen veya savaşlar sırasında yakalanan Avrupalılardı. Araplar bunlara Sakalibe (صقالبة‎) diyorlardı.

Afrika kökenli olanlar dışında Akdeniz bölgesindekiler de dahil olmak üzere çok çeşitli bölgelerden insanlar Arap köleliğine zorlanmıştı; Kafkas dağ bölgelerinden Persler (Gürcistan, Ermenistan ve Çerkesya gibi), Orta Asya'nın bazı halkları ve İskandinavyalılar (İngiltere, Hollanda ve İrlandalılar) ve Kuzey Afrika'daki Berberiler Arapların köle ticaretine maruz kalmışlardı.

Dipnot: Kur'an'da Nahl Suresi 75. ayet bu yapılanları destekler ve inananlara cesaret verir vaziyettedir, "İslamiyet köleliğe karşıdır" sözü sadece söz olmaktan ibarettir:
Nahl 75: "Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah'a mahsustur, fakat onların çoğu bilmezler."

« ÖNCEKİ YAYIN
SONRAKİ YAYIN »