Fantastik ve Bilim Kurgu filmlerin kendine has bir kitlesi vardır. Bu tarz filmleri diğer filmlerden ayrı kılan özellik bazılarının genele hitap edebilmesidir. Bilim-Kurgu anlamında Wachowski kardeşlerin yönetmenliğinde Matrix serisinin inanılmaz bir izleyici kitlesi vardı, James CAMERON un Avatar’ı hala rekoru elinde bulunduruyor. Roland EMMERICH gibi afet filmlerinin unutulmaz yönetmeni ise, çoğu filminde Manhattan adası ve New York un nasıl duman edileceği üzerinde fazlasıyla durur (Bkz. Independence Day ve The Day After Tomorrow). Çömezi Dean DEVLIN, Geostorm adlı afet filmiyle onun gölgesinden çıkarak “Ahanda bende yaptım la afet filmi” dercesine piyasaya çıktı.Yılların Star Wars’ı ise 3 ayrı jenerasyon ile karşımıza çıktı. İlk üçlemenin kahramanları Luke, Leia ve Han ikinci üçlemede yoktu. Onların yerine onların ana ve duayenleri durumundaki Obi Wan, Padme ve Anakin ön plandaydı. Son üçleme de ise (Üçüncü üçleme hey baba be) Rey, Finn ve Poe çıktı karşımıza. Luke muhteşem bir geri dönüş yaptı bu son üçlemeye…
Ve Terminatör serisi… Arnold baba nın kötü adam olmasını hazmedemediğimizden sonraki filmlerde onun hacklenerek (!) iyi olmasını izledik. John CONNOR ve anasını her daim teknolojik ucubelerden koruyordu.
Fantastik filmlerde ise ilk sıraları Tolkien’in efsanevi kitapları Yüzüklerin Efendisi ve HOBBİT’i sinemalaştıran Peter JACKSON’un üçlemeleri karşılıyor bizleri. İlk üçlemede Frodo ve Sam kurtarıcı abileri oynarken, HOBBİT ‘te Bilbo ve Cüceler aldı götürdü bizi. Diğer yandan Harry POTTER’ı unutmak vefasızlık olur. Gözlüklü saf mahalle delikanlısı modundaki kardeşimiz Harry, sıska kız arkadaşı ve kınalı saçlı dostu ile bizleri fantastik diyarlarda gezdirdiler. Onlarla kah ağladık kah güldük kah hüzünlendik (Tayfun Talipoğlu’na bağladık ya la).
Üçlemeler… Üçlemeler… Genelde ana tema hep üç film üzerinde dönüyor. Bu üçleme meselesini yazının sonlarında detaylandıracağız. Hadi üç film olmadığını var sayalım. İlla ana kahraman vaadedilmiş, kehanetlerde bahsedilen oluyor. Hele ki Star Wars ‘ta Anakin in babasının bizatihi “GÜÇ” olması bizi baya bi işkillendirdi. Neydi olay? Anakin’in babası belli değildi. Anası açıklayamıyordu “o şüphesiz mucize” diyordu (Kafa bir milyonken kimlerle fingirdeştiyse artık). Obi Wan ın hocası Qui Gon ise bu çocukta ki üstün meziyetleri anlamıştı. Emin di, o kehanetlerde bahsedilen, güce denge getirecek olandı…
Ya MATRIX’ te NEO ya ne demeli? Morpheus reyiz ondan emindi… O kehanetlerdeki kişiydi. O da insanlığın kurtuluşuydu… Ya Tolkien in biricik Frodo’su ? O da ağlıyordu….. Yok pardon o konu başka…. Neyse, Ya Tolkien in biricik Frodo’su? Sam ve Gollum denen mutasyon artığı ile güç yüzüğünü yok edecek ve tabiri caizse kötülüğe engel olacaktı. Gerçi amcası Bilbo ‘da aynı şekilde vatan’ ın kurtarılmasında üstün feragat göstermişti.
Terminator’un John’ u insanlığın son umudu idi. İnsanlara çıkışta o önderlik edecekti. Anacığı babasının Kyle Reese olduğunu söylese çarşı karışabilirdi. O yüzden söylemedi ona. Babası belli olmayan, önder bir kişilik. Vay anasssını…
Daha başka üçlemeler ve benzer senaryolar tonla var. E bi zahmet araştırın gardaşşşşş. Neyse konumuza dönelim.
Standart sabitler üzerinde duralım:
1. Genelde filmler üçleme (Trilogy, Teslis falan filan)
2. Ana karakter hep kehanetlerde söylenen kişi.
3. Ana karakterin babası her filmde olmasa da belli değil. Bazen ebeveynler dahi ortada yok. (Ağaç kovuğundan çıktılar sanki)
4. Ana karakter insanlığın son umudu.
5. Ana karakter insanlığı ışığa ve geleceğe ulaştıracak, kurtuluşa erdirecek yegane şahsiyet.
6. Ana karakter hep sınavlardan geçiyor.
7. Ana karakter bir iyi yana bir kötü yana savrulsa da iyiliğin sabitinde kalıyor.
8. Ana karakterin yanında hep ondan neredeyse daha güçlü bir asistan var. (Sam Weis LOTR, en iyi örnek. Star Wars ta Obi Wan’ı tek geçerim)
9. Ana karakter büyük acılar yaşıyor. (Acı çekme konusunda Matrix teki NEO kitap yazar valla)
Şimdi bu sabitlerden hareketle… Yukarıda bahsettiğimiz faktörleri daha önceki yazıyı unutarak tekrarlayalım. Size neyi, hangi inancı, hangi peygamberi ya da hangi ilahi karakteri hatırlattı?
Bu filmlerde daha tonla atıfta bulunuluyor benden söylemesi. İyi bakın yeter. Size neleri dayatıyorlar bir kontrol edin. Hayatımızdaki görmek istediklerimizi bize gösteriyorlar ve oradan para kazanıyorlar bu kadar. İşin özü bu.
Ha bu arada bu işi Illuminati, gizli dünya örgütleri, masonlar ya da onların uşağı sabetaycılar yapmıyor paşam. Amaçları bizim yerli ve milli değerlerimizi köreltip bizi “gavur” yapmak ta değil. Uyan be hacı, senin iç dünyan ile seni kandırıyorlar da ayakta uyuyorsun HALOOOOOOOOO!
Bu yazıdaki amaç, vay efendim dış güçlerin oyunları falan değil. Bazı yazarlar ve yönetmenler, senaryo yazarları, yapımcılar… Her ne iseler artık, insanların ortak zaaf ve düşüncelerine hitap edecek eserler yaparak buradan iyi para tutturuyor. Yoksa amaçları sizi kendilerine bağlamak değil. Kendi inandıkları dinlere çekmek hiç değil.
Büyük sinema endüstrisinin köşe taşları Yahudilerde olabilir ki bu da onların başarısı be kardeşim, sen yap sen de tuttur. Adam kendi adamını tutuyor o kadar basit. Sen olsan kendi adamını tutmayacak mısın?
Yazar Notları:
1. Ridley SCOTT’ un 2012 yapımı “PROMETHEUS” filmi ise bambaşka bir bomba. O filmin ilk dakikalarına bir bakın, kendini feda ederek dünya da ilk canlıların oluşmasına vesile olan heykelimsi yaratık hacı dayı bilin bakalım kimi hatırlatıyor? J (ipucu: Herkes ondan geldi, o geldiğinde dünya vardı, o varken dişisi daha yoktu, dünyadaki ilk iki ayaklı yürüyen). Albert ve Allen HUGHES kardeşlerin yönetmenliğini yaptığı 2010 yapımı ve başrolünde Denzel WASHINGTON’un oynadığı The Book Of Eli (Tanrının Kitabı) adlı filme yorum dahi yapmayacağım. İsme bak hizaya gel (Aslında fena film de değil yani).
2. Bu düşüncelerime “Deli saçması, Ne yani tüm sinema sektörü mü böyle? Yok artık be kardeşim, yuh artık, iyi sallıyorsun, biraz araştır, aslında orda anlatılmak istenen şu” vb. şekilde cevaplar verebilirsin. Sosyal hayatta genelde bu tip savunmalarla sık karşılaşıyoruz zaten.
3. Bu yazımdaki bazı mizahi kelime ve cümleler sitenin duayen yazarı ve kurucusu A. KARA’ nın yazılarını anımsatıyor olabilir. Taklitler asıllarını yaşatırlar. Demek ki adam böyle etkileyebiliyor ki onu taklit etme gereği duymuşum.
4. Film sıralama ve detaylarında hatalar var ise affınıza sığınıyorum, yorum kısmında beni düzeltebilirsiniz. Kimse kusursuz değil.
Saygılarımla.
Yazan: Demon Product
